Gökhan Güler

Resmi müzakerelere başlamak için uygun koşullar yok -2







Rum tarafı federal çözüme yönelik müzakere süreçlerinde 1963’te işgal/gasp edip, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarih 186 sayılı siyasi kararına dayanarak Rum yönetimine dönüştürdükleri yapıya en başından itibaren Kıbrıs Türklerini azınlık olarak dâhil etmeyi hedeflemiştir.
Rum tarafı federal çözüme yönelik müzakere süreçlerinde bayrıca adada Türk askerinin sıfırlanarak, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Mal/Mülk konusunun AB müktesebatına göre çözülerek KKTC ekonomisinin sıfırlanmasını ve serbest yerleşim ile de KKTC sınırlarının fiilen ortadan kaldırılmasını amaçlamıştır.
Rum Yönetimi, Kıbrıs müzakere tarihi boyunca gündeme gelen onlarca öneriyi, taslağı ve çözüm planını 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp ederek Rum yönetimine dönüştürmüş olmasının verdiği rahatlıkla her defasında katı ve uzlaşmaz tavırlar sergilemek suretiyle reddetmiştir.
En son olarak 2017 yılının Temmuz ayında İsviçre’nin Crans-Montana kentinde gerçekleşen Kıbrıs Konferansı da yine Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları neticesinde çökerek sonlanmıştır.
Kıbrıs konusuna federal zeminde bir çözüm bulunamayacağının anlaşıldığı bir dönemde, KKTC Cumhurbaşkanlığı’na 2020’de aday olan Sayın Ersin Tatar, ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ ortaya koyarak, Kıbrıs Türk halkının yarıdan fazlasının desteği ile KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
İki Devletli Çözüm Vizyonu, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gözetiminde Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının yanı sıra, Garantör ülkeler, Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanları’nın katılımıyla gerçekleşen 5+BM toplantısında tüm taraflara sunarak kayda geçirmiştir.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bilindiği üzere Türkiye Devleti yetkililerini de iki devletli çözüm modeli konusunda ikna ederek desteklerini almayı başarmıştır. İki Devletli Çözüm vizyonu konusunda en başından bu yana KKTC ile Türkiye arasında yüzde yüz uyum, düşünce ve eylem birliği söz konusudur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta gerçekçi, sürdürülebilir ve iki devletin iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği içinde olabileceği bir çözümü sağlayacak yeni bir öneri sunmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin Cuellar’ın hazırladığı raporda müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik ortak zeminin olmadığının daha da kesinleştiğini ifade etmiştir.
New York’ta 15 Ekim akşamı BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde gerçekleşen gayri resmi ve ajandası olmayan üçlü akşam yemeği sonrasında bazı kesimlerin sanki de müzakerelere başlanıyormuş şeklinde algı yaratmaya çalıştıkları görülmüştür.
Bakınız, BM Genel Sekreteri Guterres New York’taki üçlü yemekte iki tarafın farklı pozisyonlara sahip olduğunu, Kıbrıs Türk ve Rum tarafı arasında resmi görüşmelerin başlaması için ortak zemin olmadığını belirtmiş, ancak federal çözümsen bahsetmemiştir.
Bakınız, New York’taki üçlü yemek sonrasında Rum lider Hristodulidis de müzakerelere yeniden başlanma noktasında olunmadığını ifade etmiştir.
Görüldüğü üzere Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü kabul edilmeden müzakerelere başlanmayacağına dair duruşu uluslararası alanda kabul görmüştür.
Sonuç olarak, en başından itibaren diyalogdan yana olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tüm uluslararası camiaya federal çözüm müzakerelerinin sonlandığını, artık ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunun’ masada olduğunu ifade etmeye devam etmektedir.  Görüldüğü üzere resmi müzakerelere başlamak için uygun koşullar yoktur.
En başından itibaren diyalogdan yana olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, resmi müzakerelere başlamak için uygun koşullar bulunmasa da her iki halkın yararına olabilecek işbirliğine yönelik gayri resmi görüşmeleri sürdürmektedir.
Yeri gelmişken hatırlatmakta büyük fayda var, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC tarafı olarak 2011, 2012 ve 2019 yıllarında Ada etrafındaki doğal kaynaklarla ilgili olarak gündem getirilen çeşitli iş birliği önerilerine 1 Temmuz 2022 tarihinde yenilerini eklemek suretiyle 4 maddeden oluşan yeni iş birliği önerilerinde bulunmuştur. Ancak Rum yönetimi en başından bu yana nasıl masaya gelen tüm önerileri katı ve uzlaşmaz tavırlarla elinin tersiyle itmişse söz konusu önerileri de aynı şekilde ellerinin tersi ile itmişlerdir…

Resmi müzakerelere başlamak için uygun koşullar yok -2
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.