Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın sıklıkla ifade ettiği üzere, Rum tarafının niyeti, Türk tarafını bir şekilde federasyon görüşmelerine çekmek. Ardından da tek taraflı üye oldukları Avrupa Birliği içinde sıfır asker, sıfır garanti ve serbest yerleşimle Kıbrıs Türkü’nü yok ederek, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlamaktır…
Bakınız Rum tarafı federal çözüm dediğinde; a)21 Aralık 1963’te işgal/gasp edip, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarih 186 sayılı siyasi kararına dayanarak Rum devletine dönüştürdükleri yapıya Kıbrıs Türklerinin azınlık olarak dâhil etmeyi, b)Türk askerinin sıfırlanarak, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, c) Mal/Mülk konusunun AB müktesebatına göre çözülerek KKTC ekonomisinin sıfırlanmasını, d)Serbest yerleşim ile de KKTC sınırlarının fiilen ortadan kaldırılmasını anlamaktadır…
BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in görevi görüşme sürecinin başlaması için ortak zemin olup olmadığını araştırmaktı. Ancak, Holguin iki taraf arasında ortak zemin olmadığını görmesine karşın, kapı kapı dolaşarak halkın yönelimlerini ölçmeye kalkışmış, ülkenin kurulmuş düzenine meydan okurcasına en uç muhalifleri dahi ziyaret etmek suretiyle, kışkırtma modun da bir süreç yürütmeye kalkışmıştır. BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin kapalı kapılar ardında belirtmesine karşın iki taraf arasında ortak zemin olmadığını bugüne kadar açıkça ifade etmekten kaçınmıştır!
Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin Cuellar’ın görev süresinin sona erdiğini, hazırlanan raporda müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik ortak zeminin olmadığının daha da kesinleştiğini ifade etmiştir…
Bakınız, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres New York’taki üçlü yemekte Temsilcisi Holguin’in telkinlerine karşın Kıbrıs Türk ve Rum tarafı arasında resmi görüşmelerin başlaması için ortak zemin olmadığını ifade etmiştir. Bu başarı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Dolayısıyla Kişisel Temsilcisi Holguin’in federasyon yanlısı muhaliflerin dikkate alınmasına yönelik girişimleri de ortadan kalmıştır! Bu da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
BM Genel Sekreteri Guterres anlaşıldığı üzere federal çözümsen bahsetmemiş bilakis iki tarafın farklı pozisyonlara sahip olduğuna dikkat çekmiştir. Görüldüğü üzere uluslararası alanda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm kabul görmektedir. Bu başarı da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, en başından buyana masaya Rumların “cumhuriyet” Türklerin “cemaat” olarak oturmasını kabul etmeyeceğini ifade etmiştir. New York’taki üçlü yemek öncesinde de Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü kabul edilmeden müzakerelere başlanmayacağını defaten belirtmiş ve ancak anavatanların (Türkiye-Yunanistan) yer alacağı 4+1 formatında gayri resmi formatında bir görüşmeye hazır olunduğunu ifade etmiştir.
Bakınız, New York’taki üçlü yemek sonrasında Rum lider Hristodulidis, müzakerelere yeniden başlanma noktasında olunmadığını ifade etmiştir. Bu da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Bazı çevreler inatla görmezlikten gelmeye çabalasa da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türkünün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü kabul edilmeden müzakerelere başlanmayacağına dair duruşu uluslararası alanda kabul görmüştür.
Bakınız, BM Genel Sekreteri Guterres de New York’taki üçlü yemekte, önümüzdeki süreçte genişletilmiş (Türkiye-Yunanistan) bir gayri resmi toplantı olabileceğini ifade etmiştir. Bu da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başarısıdır.
Dört artı bir formatında yapılması ön görülen gayrı resmi toplantıda Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin Yunanistan ve Rumlara, federasyon modelinin artık geçerliliğini tamamen yitirdiğini, Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk bulunduğunu, Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeden resmi müzakerelere başlanmayacağını ifade edeceği öngörülmektedir.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçilmesinin ardından, Crans Montana’da 7 Temmuz 2017 tarihinde Rum tarafının değişmeyen katı ve uzlaşmaz tavırları neticesinde çökerek sonlanan görüşmeler kapsamında tıkanan diyalog yollarının da canlandırılmasına olanak sağlayacak biçimde ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ ortaya koymuştur.
Müzakerelerin başlaması için Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Holguin’e, ortak zemin için direk uçuş, direk ticaret, direk temas gerçekleştirilmesi ve sporda ambargoların kalkması talebinde bulunmuş ancak Rum tarafından ses çıkmamıştır.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçilmesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı’ndaki iki toplumlu teknik komitelerin aktif biçimde çalıştırılmasını sağlayarak her iki halkın da yararına olabilecek yapıcı bir tutumla işbirliği yapılmasına yönelik diyalog yollarını açık tutmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC tarafı olarak 2011, 2012 ve 2019 yıllarında Ada etrafındaki doğal kaynaklarla ilgili olarak gündem getirilen çeşitli iş birliği önerilerine 1 Temmuz 2022 tarihinde yenilerini eklemek suretiyle 4 maddeden oluşan yeni iş birliği önerilerinde bulunmuştur.
Ancak Rum yönetimi en başından bu yana nasıl masaya gelen önerileri katı ve uzlaşmaz tavırlarla elinin tersiyle itmişse söz konusu önerileri de aynı şekilde ellerinin tersi ile itmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ kapsamında her iki halkın da yararına olabilecek yapıcı bir tutumla yeni sınır kapılarının açılması için diyalogdan yana işbirliğine hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir. Dolayısıyla söz konusu durumu Rumların keyfi şekilde göstermeye kalkmasının da önüne geçilmiştir.
Dolayısıyla en başından buyana Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın diyalogdan yana olduğu her iki halkın da yararına olabilecek işbirliğine hazır olduğu görülmüş, buna karşın Rum liderliğinin ise diyalogdan kaçan taraf olduğu anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın diyalogdan kaçan taraf olmayıp artık federasyon istemiyoruz dediği anlaşılmıştır…
New York’taki üçlü yemekte, Rum tarafının zihniyetinde hiçbir değişiklik olmadığı, hala daha Kıbrıs Türkü’ne düşmanlık yaptığı, bu kapsamda KKTC’de yatırım yapan üçüncü ülke vatandaşı iş insanlarının Güney Kıbrıs’ta tutuklandığı BM Genel Sekreteri aracılığı ile uluslararası kamuoyuna aktarılmış. Rum lider reddetsin, Genel Sekreter de “ bunları affedin” Rum lidere bunları affet demiştir!
Sonuç olarak; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs konusunda ortaya koyduğu istikrarlı siyaseti, kararlı söylemleri, dik duruşu, isabetli öngörüleri ve milli davayı sahiplenerek yön veren lider kişiliği Kıbrıs Türk tarafının önemli kazanımlar elde etmesini sağlamıştır…
Gökhan Güler
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.