
Rum tarafı, silah zoru ile 21 Aralık 1963’de gasp ettiği Ortaklık Devletini BM Güvenlik Konseyinin 4 Mart 1964 tarih 186 sayılı siyasi kararına dayanarak Rum üniter devletine dönüştürerek kendilerine o günden günümüze konfor alanı yaratmıştır. Bu nedenle de Kıbrıs müzakere tarihi boyunca Kıbrıs Türkleriyle eşit şartlarda hiçbir müzakereye yanaşmadığı gibi gündeme gelen öneri ve planları da reddetmiştir! Hatırlanacağı üzere 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BİZİM NESLİN SON DENEMESİDİR, şeklinde nitelendirdikleri federasyon zeminindeki son müzakere süreci Crans Montana’da 7 Temmuz 2017 tarihinde Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları neticesinde çökerek sonlanmıştır. Aslında Batılı pek çok devlet Kıbrıs konusunda federasyon zemininde en son müzakere denemesi olarak Annan Planını ileri sürmüştü! Dolayısıyla 2017’deki Crans Montana müzakere süreci bu bağlamda en son federal zemindeki süreçti! Bu nedenle bu saatten sonra kimse artık bu son denemedir demeye kalkmasın!
***
Kıbrıs konusuna federal zeminde bir çözüm bulunamayacağının anlaşıldığı bir dönemde (2020) KKTC Cumhurbaşkanlığı’na aday olan Sayın Ersin Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde iki devlet arasında işbirliğini öngören çözüm modelini ortaya koyarak Kıbrıs Türk Halkı’nın yarıdan fazlasının desteğini alarak KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine dayalı uzlaşı vizyonu, Nisan 2021’de İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler öncülüğünde, KKTC, GKRY, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılımıyla 5+1 formatında gerçekleşen gayri resmi Kıbrıs konulu konferansta masaya konularak dünyaya duyurulmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçilmesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı’ndaki iki toplumlu teknik komitelerin aktif biçimde çalıştırılmasını sağlayarak her iki halkın da yararına olabilecek yapıcı bir tutumla işbirliği yapılmasına yönelik diyalog yollarını açık tutmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC tarafı olarak 2011, 2012 ve 2019 yıllarında Ada etrafındaki doğal kaynaklarla ilgili olarak gündem getirilen çeşitli iş birliği önerilerine 1 Temmuz 2022 tarihinde yenilerini eklemek suretiyle 4 maddeden oluşan yeni iş birliği önerilerinde bulunmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, uzlaşı vizyonunu kapsamında her iki halkın yararına olabilecek yapıcı bir tutumla Kıbrıs’ta iki devletin; yeni sınır kapılarının açılması, su, enerji, çevre ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda diyalogdan yana iş birliğine hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hiçbir zaman diyalog ve görüşmeden asla kaçmamış, bilakis resmî müzakereler için zeminin oluşması gerektiğini dile getirmiş ve iki devlet arasında iş birliği yapılması konusunda ise tereddütsüz yer almış. Bu kapsamda BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilci Holguin’e 3D önerisini yani doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan temas konusunu da iletmiştir…
İki Devletli Çözüm Vizyonunun gündeme gelmesinin ardından KKTC’nin uluslararası alandaki statüsü yükselmeye başlamıştır. Bu kapsamda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi’nde (TÜRKPA) gözlemci üye statüsü kazanılmış, Azerbaycan ve Kırgızistan Cumhurbaşkanları ile görüşülmüştür. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Antalya Diplomasi Formu, Türk Devletler Teşkilatı Devlet Başkanları Zirvesi, gibi uluslararası toplantılara katılarak, Kıbrıs Türk halkının haklı davasını, yaşadığı haksızlıkları ve yaşadığı mağduriyetleri dile getirmiştir.
***
İki Devletli Çözüm vizyonu konusunda en başından bu yana KKTC ile Türkiye arasında yüzde yüz uyum, düşünce ve eylem birliği söz konusudur.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 77. 78. ve 79 Genel Kurul konuşmalarında; federasyon modelinin artık geçerliliğini tamamen yitirdiğini, Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk bulunduğunu, Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin yeniden tescil edilmesini, izolasyonların artık son bulmasını, uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etmiştir.
Gerçi federasyon yanlısı kesimler en başından bu yana bu çağırıyı görmezlikten gelerek burun kıvırmaya devam etmektedirler!
Ayrıca, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve daha pek çok bakan federasyon konusunun tamamen ortadan kalktığını, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde iki devletli çözümün masada olduğunu, Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargoların kaldırılmasını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde çağırılarda bulunmuşlar ve söylenmeye de devam etmektedirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 18 Temmuz 2024 günü iktidar ve muhalefet milletvekilleri Kıbrıs konusunda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın savunduğu İki Devletli Çözüm vizyonunu destekleyen karar alınmış, ayrıca Birleşmiş Milletler son Kıbrıs raporunda ise federasyona hiç değinilmemiştir.
Türkiye, sahip olduğu konumuyla bölgenin anahtar devleti olma özelliği ile bölgeyi yapılandırmasının yanında küresel sistemin işleyişi konusunda sunduğu çözüm önerileriyle sistem değiştirici küresel bir aktör olarak yoluna emin adımlarla devam etmektedir.
Türkiye, Akdeniz’de, Ortadoğu’da, Ege’de, Karadeniz’de, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da, Afrika’da, Türk ve Müslüman nüfusun yoğun olduğu Batı coğrafyasında ve dünyanın diğer bölgelerinde gündeme gelen uluslararası krizlerin çözümü noktasında son derece başarılı ve takdir edilen küresel bir aktör ülke haline gelmiştir.
Türkiye’nin küresel bir güç haline gelmesi Türk milletinin kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olan KKTC için de önümüzdeki süreçte birçok alanda yeni fırsatların ortaya çıkmasına neden olabilecektir…
Kıbrıs konusunda federasyon temelindeki en son denemeler Annan Planı ile Crans Montana süreçleri idi. Her ikisi de Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları neticesinde Kıbrıs adasına ait zenginlikleri ve yönetimi paylaşmak istememeleri nedeniyle sonlanmıştır.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 2020’de kamuoyunun bilgisine getirdiği ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ küresel bir aktör olan Anavatan Türkiye’nin güçlü desteği ile emin adımlarla yoluna devam etmektedir.
Sonuç olarak; böyle bir ortamda Kıbrıs Türk Halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi çerçevesinde egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine dayalı uzlaşı vizyonu riske atılabilir mi?
Yorumlar kapalı.