Netflix’te yayımlanacağı duyurulan Rum Kara Propagandasına dayalı Kıbrıs Rum Kesimi yapımı “Famagusta” adlı diziye yönelik tepkiler devam ediyor…
Netflix’in Yunan-Amerikan içerik yöneticisi Ted Sarandosdijital platformda eş-CEO olarak görev yapıyor. Bu da söz konusu dizinin ne şekilde gündeme geldiğini bizlere göstermektedir.
Türk askerini işgalci olarak göstermeye gayret eden Kıbrıs Rum Kesimi yapımı “Famagusta” adlı dizi tarihi gerçekleri çarpıtarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kara propagandasına hizmet etmektedir.
Söz konusu dizi de Rum Kara Propagandasına (dezenformasyon: yalan/çarpıtma) dayalı anlayış sergilenirken Rum askerlerinin ve bazı Rum sivil grupların/çetelerin Eoka öncülüğünde Kıbrıs Türk Halkına karşı Akritas ve İfestos soykırım planlarını uygulamaya çalıştıklarından bahsedilmiyor.
Ancak dizide Rum Kara Propagandasına dayalı olarak Türk askerini tarihi gerçekler göz ardı edilip çarpıtılmak suretiyle işgalci olarak gösterilmeye kalkışıldığı görülmektedir…
***
Rumlar, Kıbrıs’ta Haziran 1821’de Kıbrıs Başpiskoposu Kipriaynos önderliğinde, Osmanlı’ya karşı ayaklanma girişiminde bulunmuş sonrasındaki süreçte de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması (Enosis) için her türlü yola başvurmuştur…
Kıbrıs Türkü, 1878’de, 1914’de, 1923’de 1960’da ve 1974 sonrasında defalarca ada dışına göç etmiştir. Kıbrıs konusu Rumların ayaklanma girişimleri neticesinde 1821’de başlamıştır.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Halkı ile Kıbrıs Rum Halkı arasında egemen eşitlik üzerine kurulmuştur. Kıbrıs Türk Halkı 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit ortağı idi.
21 Aralık 1963’de Rumlar, Kıbrıs Türklerini silah zoru ile eşit kurucu ortağı olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlamıştır. BM Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 tarihinde aldığı siyasi bir karar ile eli kanlı Rumları muhatap almıştır. Bu siyasi karar üzerine Rumlar 21 Aralık 1963’de silah zoruyla gasp ettikleri 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni anında Rum devletine dönüştürmüştür!
15 Temmuz 1974 tarihinde ise Yunan cuntasının desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirmiştir.
Nikos Sampson EOKA-B’yi ileri sürerek 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının Adaya yolladığı subayların komutasındaki Rum Milli Muhafız Ordusunun da desteğiyle yaptığı darbe sonrası Makarios devrilmiş. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti lağvedilmiş. Lağvedilen 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yerine de “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
19 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde bir konuşma yapan Makarios, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edildiğini söyleyerek garantör devletleri göreve davet etmiştir.
Garantör devletlerden Türkiye Cumhuriyeti, bu şartlar altında uluslararası hukuk kurallarına bağlı bir şekilde 20 Temmuz 1974 günü Barış Harekâtını gerçekleştirmiştir. Barış Harekâtı ile birlikte, Kıbrıs Türkleri katliamdan kurtulmuş. Rumlar da kendi içlerinde EOKA ile EOKA B taraftarları arasındaki iç savaş durdurulmuş. Yunanistan’da Albaylar Cuntasının yaptığı darbe ile kesintiye uğrayan demokrasi yeniden tesis edilebilmiştir.
***
Dr. Ayten Filmi Çekilmeli…
Netflix’te yayımlanacağı duyurulan “Famagusta” dizisinin tarihi gerçekleri çarpıtarak yalan ve iftiraya dayalı kara propagandasını tabi ki eleştireceğiz. Ancak eleştiri yanında içerisinde yaşadığımız görsel çağda acaba biz neler yapabiliriz onu da konuşmamız gerekmiyor mu?
Bakınız Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Show TV’de yönetici olarak görev yaptığı dönemde ülkesine duyduğu yoğun sevgiyle maddi manevi tüm imkanlarını da seferber ederek KKTC’de 1993 yapımı “Geçmişin İzleri” adlı bir Türk filminin çekilmesini sağlamıştır. Söz konusu film 1974 olaylarını izleyerek bunları bir kitapta toplayan İngiliz gazeteci James Gayner’in anılarından yola çıkılarak çekilmiştir.
Benim bu konudaki önerim yıllardır birçok kez tekrar ettiğim gibi, Dr. Ayten Berkalp’in hayatının sinema filmi ya da dizi olarak çekilmesidir…
Ayten Berkalp, Viktorya Kız Okulu’nu birincilikle bitirmesinin ardından liseyi İstanbul Çamlıca Kız Lisesi’nde birincilikle tamamlamış ve diplomasını dönemin TC Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın elinden almıştır.
Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayan Ayten Salih, Türkiye’de bulunduğu süre zarfında inanılması güç pek çok ilklere ve başarılara imza atmıştır
Fenerbahçe Voleybol takımının kurulmasında öncü rol oynamış, öncesinde Galatasaray’da kısa bir süre önce forma giymiştir. Fenerbahçe Kulübü’nün hem kadın voleybol hem de kadın basketbol takımlarının popüler kaptanıdır. FB’de atletizm ve deniz kürek takımlarının oluşturulmasını da öncü yine odur. Ayten Salih, 1956’da Atatürk Koşusu birinciliğini kazanmış, kürekte de çeşitli birincilikler elde etmiştir.
Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunda Kıbrıs’ta daha faydalı olacağı düşüncesiyle ülkesine geri döner. Ada’ya döner dönmez kendisini Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinin içerisinde bulur. Uçan Bayan Doktor unvanıyla ülkenin her bir yanına büyük bir özveri ile koşmuştur.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel olayları, Dr. Ayten’in Kıbrıs’a dönüp Hastanede göreve başlamasından kısa bir süre sonra meydana gelir. EOKA’cı teröristlerin kontrolüne geçen Devlet Hastanesi’nin tek anestezi uzmanı odur. Doktor olarak silah tehdidi altında sık sık ölümle burun buruna gelerek görevini yerine getirmeye çabalar. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) ender kadın üyelerindendir.
1971’de Limasol’da Doğan Türk Birliği’nin başkanlığına seçilir ve böylelikle bir ilke daha imza atar. Bu süreçte istihbarat eğitimi alarak yemin etmesinin ardından Mücahit olarak görevine devam etmiştir. Ada’yı Yunanistan’a bağlamak isteyen milliyetçi Rumların gerçekleştirdiği 15 Temmuz 1974 Darbesi ve Türkiye’nin 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Limasol Türk Genel Hastanesi’nde başhekimlik görevini yürütmekte olan Salih, 1974 olaylarında Limasol Sancaktarlık yetkilerini devralarak, Güney’de rehin kalmış Kıbrıs Türklerinin sözcülüğünü üstlenerek sağ salim Kuzey’e geçmelerinin sağlanmasına yardımcı olmuştur. Ayten Berkalp, TMT’de istisnai olarak görev almış tek kadın ve TMT’nin ilk ve tek kadın sancaktarı olarak tarihe geçmiştir…
Sonuç olarak; Kıbrıs’ta tarihi gerçeklere dayalı olarak bir dizi çekilecekse bu Dr. Ayten Berkalp’in hayatı üzerine planlanmalıdır. Çünkü Dr. Ayten Berkalp’in hayatı üzerine çekilecek filmin senaryosu kurguya dayalı değil bilakis tamamen tarihi gerçekler üzerine olacaktır…
Gökhan Güler
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.