Gökhan Güler

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın verdiği mesajlar






Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlemişlerdir…
TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, KKTC Ziyareti “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” temelinde iki devletin iş birliğine dayalı uzlaşı vizyonunu teyit eden bir ziyaret olmuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, düzenlenen ortak basın toplantısında;
-Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, ülkemiz KKTC’nin de bulunduğu bu önemli coğrafyada, vicdanın sesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin savaşlar, krizler ve insanlık trajedileri karşısında gösterdiği önderlik bizlerin de göğsünü kabarttığını,
-Birbirine düşman, birbiriyle konuşmayı reddeden veya muhatap almak istemeyen taraflar arasında köprüler kuran, şiddet yerine diplomasinin önemini uluslararası sisteme gösteren Şahsınız başta olmak üzere Bakanlığınız mensuplarının ortaya koymakta olduğu parlayan diplomasiyle de gurur duyduğunu,
-Kendi çıkarları söz konusu olunca insan haklarının ayaklar altına alınmasına seyirci kalan, masumların hemen her gün katledilmesine göz yuman uluslararası sistemin geldiği adaletsiz küresel ortamda Kıbrıs Türk Halkı’nın özden gelen haklarının tesisi için, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidi için büyük bir mücadele verildiğini,
-Verilen mücadelede Kıbrıs Türklerini her platformda destekleyen ve hak ettiğimiz statüye kavuşabilmemiz için tüm imkanlarını seferber eden Anavatan Türkiye’ye teşekkür ettiğini,
-61 yıldır temel insan haklarımıza erişimimizi engellemek için sürekli başarısızlığa uğrayan, tüketilmiş zeminde yürütülen müzakerelerin mazeret olarak kullanılmasına izin veren uluslararası aktörlere ‘bu böyle gitmez, gidemez’ dediklerini,
-Sahadaki gerçeklerin masaya yansıyacağı yeni bir vizyonla müzakere yoluyla bulunacak bir çözüme taraf olunduğunu ve bunu da sürekli olarak ifade ettiklerini,
-56 yıllık müzakere süreçlerinde sürekli başarısızlığın en önemli sebebinin soruna teşhisinin yanlış konması, istenmeyen bir formülün dayatılmaya çalışılması ve bunun bilinmesine rağmen bunda ısrar edilmesi olduğu,
-Önceki Genel Sekreterlerin dahi ifade ettiği bu gerçekliğin çok iyi bilinmesine rağmen Kıbrıs Türk Halkını hem izolasyona hem de statükoya mahkûm eden tüketilmiş bu zeminde ısrar edilmesinin beyhude olduğunu,
-Kıbrıs Türk tarafı olarak statükonun muhafazasına hayır dendiğini,
-BM Genel Sekreteri’nin eski Kişisel Temsilcisi Sayın Holguin tarafından 6 ay boyunca yapılan çalışmaların sonucunda ortaya çıkan raporda da belirtildiği gibi 2004’te Rum Halkının hayır oyuyla ölmüş ve 2017’de Crans-Montana zirvesi sonrasında gömülmüş federasyonun artık bir uzlaşı için iki tarafça kabul gören bir çözüm modeli olmadığını kayda geçirilmiş olduğunu,
-Bu gerçekliğin geçtiğimiz 15 Ekim’de Sayın Guterres’in ev sahipliğinde New York’ta Rum liderle gayriresmi bir görüşme gerçekleştirdiğimiz akşam yemeğinin ardından yine Genel Sekreter tarafından yapılan açıklamada da net bir şekilde ortaya konduğunu,
-Bu gerçekliği kabul etmeyen, çıkarlarına ters düştüğü için federasyonda ısrarcı olan taraflar var olduğunu,
-Ancak, bizim için o tarafların pozisyonları ve ne istediklerinin bir önemi olmadığını, eğer adil ve kalıcı bir çözüm arzu ediliyorsa, böylesine bir uzlaşının, ancak tarafların rıza gösterecekleri bir zeminde müzakere edilerek bulunabileceğinin bir realite olduğunu,
-Nihai bir çözüme ulaşılıncaya kadar iki devletin iş birliği ile çeşitli konularda çalışmalar yürüttüklerini,
-Bu anlayışla çalışmaların iki koldan devam ettirildiğini,
-2003 yılında açılan ilk geçiş kapısının, iki tarafın ilişkilerine somut yansımaları olduğunu, halihazırda iki taraf arasında 9 geçiş kapısı bulunduğunu, iki taraf arasında gerçekleşen toplam geçişlerin yüzde 65’inin Metehan kapısından yapıldığını,
-Bu kapının rahatlatılması gerektiğini, özellikle Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş noktasının şart olduğunu,
-Kapılarda yaşanan sıkışıklığın giderilmesi noktasında KKTC tarafı olarak üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta söylediklerini,
-Haspolat kapısının hem ticari faaliyetler hem de normal geçiş için ekonomik örgütlerimiz ve ilgili belediyemiz de dahil olmak üzere, herkesin talebi olduğunu,
-Rum lidere çağrısının bir kapı önerisi yapması olduğunu,
-Rum liderliğinin şu anki pozisyonlarının transit, yatay geçiş olduğunu,
Geçişlerde yaşanın sıkıntıların Rum tarafınca da iyi bilindiğini,
-Rum lider Sayın Hristodulidis’e gelin 21 Ocak’ta bir görüşme yapalım ve yeni geçiş kapılarının açılması konusunu yapıcı bir şekilde ele alalım çağrısında bulunduğunu,
-Mart ayı ortalarında İsviçre’de gerçekleştirilecek gayri resmi genişletilmiş toplantıya BM Genel Sekreterinin ev sahipliği yapacağını ve iki Liderin, Anavatanlar olarak Türkiye ve Yunanistan’ın Dışişleri Bakanlarının ve daha düşük seviyede Birleşik Krallık temsilcisi katılacağını,
-Bu toplantıda, Kıbrıs adasının geleceği için atılacak bir sonraki adımların konuşulacağını, iş birliği alanları da dahil olmak üzere, iki tarafın ilişkilerinin nasıl düzenlenebileceğini ve aynı zamanda oluşabilecek krizlerin barışçıl yolla nasıl çözülebileceğini pratik ve pragmatik bir anlayışla istişare ve diyalog çerçevesinde konuşmaya gideceklerini,
-Kıbrıs Türk tarafı olarak yanılsamaların bir kenara bırakılması gerektiği noktasında olduğunu ve hasır altı etme siyasetiyle bir yere varılmayacağını,
-50 yılı aşkın bir süredir, Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu Mutlu Barış Harekâtı sayesinde Kıbrıs coğrafyasında barış ve huzur hüküm sürdüğünü,
-41 yıl önce ilan ettiğimiz Devletimiz bu huzur ve güven sayesinde vardır ve tüm zorluklarımıza rağmen Devletimizi ileriye götürmenin hepimizin görevi olduğunu,
-Bir Devlet ve bir Halk olarak özden gelen haklarımızın teyidi, temel insan haklarımızın tesisi için diyalog ve diplomasiyi en öne alarak çabaların sürdüreceğini,
-Diyaloğun söylemden eyleme geçmesiyle anlamlı olduğu bilinciyle belirledikleri yol haritası çerçevesinde adım atmaya devam edeceklerini ifade etmiştir.
Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KKTC ziyaretinde “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” temelinde iki devletin iş birliğine dayalı uzlaşı vizyonuna çok güçlü bir vurguda bulunularak altı çizilmiş ve iki devletli çözüm dışında, adadaki Türk varlığının, devlet statüsünün ve bağımsızlığının tescil edilmesinden başka bir seçeneğin olmadığı net bir şekilde belirtmiştir.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın verdiği mesajlar
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.