Ertan Uluca

Üretim ve ürünün efendisi aynı kişi mi?





   Merhaba sevgili okurlar,
   Yazıma başlamadan önce yazının genel düşüncesini bize anlatan, gerçek bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.
   Adamın biri yaşlılıktan dolayı makinist dükkanını kapatma kararı alır ve alet edevatı satmak ister. Bu arada üniversiteyi bitirmiş, iş bulamamış bir genç makinist dükkanı açmak ister, bunu duyar ve yaşlı adamın yanına gider. Genç, dükkana gittiğinde bir kompresör görür ve sorar; Salih dayı kompresörcüğün durumu nedir? Salih dayı cevap verir; Vallahi oğlum kompresörcük tamamdır ama hava yapmaz.
   Gıdanın devamlılığının olabilmesi için tarım sektörünün ayakta durabilmesinden bahsedilir her zaman. Tarımsal üretimden söz edilirken ise birtakım kaynaklardan bahsedilir ve bunların olmazsa olmazının toprak, su, iklim olduğu söylenir.
   Üretici, tohumunu, fidesini veya fidanını toprakla buluşturduktan sonra sulamasını, gübrelemesini ve diğer bakım işlerini yapar, ülkemizin güzel havası ve güneşinin yardımı ile istenilen, arzulanan ürün ortaya çıkar.
   Amaç nedir? Amaç para kazanma. Kimin para kazanması? Cevap?
   Ülkeden bir örnek vererek bu konuyu biraz irdeleyelim isterseniz ve portakal üreten bir üreticinin üretim aşamalarında neler yaptığına bakalım…
   -Toprağı işleme (mazot, yedek parça, onarım, işçilik)
   -Gübreleme (gübre alımı, işçilik)
   -İlaçlama (pestisit alımı, işçilik)
   -Budama (ekipman alımı, işçilik)
   -Sulama (ekipman alımı, elektrik ücreti)
   -Hasat (ücret karşılığı)
   -Ürünün fabrikaya taşınması (ücret karşılığı)
   -Ürünün fabrikada işlenmesi (ücret karşılığı)
   -İşlenen ürünün limanlara, Türkiye’ye ya da üçüncü dünya ülkelerine lojistiği (ücret karşılığı)
   -Aracı, tüccarlar ve satış noktaları
   Kimin para kazandığı diye bir soru sormuştum biraz önce. Şimdi daha sağlıklı bir cevap verebiliriz galiba.
   Ben bir ekonomist değilim, amacın para kazanmak olduğu doğru ama bu parayı sadece üreticinin kazanmadığı çok daha doğru.
   Yukarıda sıralanan faaliyetlerle oynanan oyunun adı TARIM, ancak dikkat ederseniz oyun bir kişi ile oynanmıyor.
   Tüm ekonomik faaliyetler, etraflarında etkileşim içerisinde oldukları başka sektörlerle birlikte var olurlar. Ana sektör etrafında onun tamamlayıcısı olan diğer guruplar aslında yaratılan katma değerlerdir.
   Filmlerde başrol oyuncuları en fazla ücret alanlardır genelde, ama tarım sektöründe özellikle bizim ülkemizde başrol oyuncusu her zaman üreticidir ancak en az ücretle oynayan da yine kendisidir.
   Yazımın başlarında üretimle ilgili kaynaklardan bahsetmiştim. (Toprak, su, iklim, vs). Kendimiz için butik tarzda bir üretimden bahsediyorsak yukarıda yazılan kaynaklar yeter düzeydedir. Fakat ekonomiye katkı yapan bir faaliyetten söz ediyorsak, biz devlet olarak bu sektöre nasıl destek sağlayabilirizleri konuşmamız gerekmektedir.
   Son yıllarda Türk lirasının değer kaybına paralel olarak girdi maliyetlerinin artması ve mevcut desteklerin o oranda artış gösterememesi üreticinin yükünü bir o kadar daha artırmıştır.
   Özellikle ihraç ürünlerine uygulanan ve amacı ihracatçıyı teşvik edip ürünün dışa satışını artırma düşüncesine yönelik olan ihracat teşvik primi destek şeklinin amacına ulaşıp ulaşmadığı konusunun masaya yatırılıp ilgili bakanlık tarafından irdelenmesi gerekmektedir.
   Ülkenin durağan bir ekonomik süreçten de geçtiği düşünüldüğünde, mevcut desteklerin artırılması değil, yürürlükteki desteklerin daha verimli bir şekilde kullanılması üzerinde çalışılması gerektiği kanaatindeyim.
   İnsan, hayatta kendine bir hedef koyduğu zaman, o hedefe ulaşmak için kendine bir yol çizer ve o yoldan gider. Üreticinin hedefi nedir? Ürününü üretip satıp para kazanma. Bir ürünü üretirsiniz ancak satma konusunda bir organizasyonunuz yoksa okyanusu geçip derede boğulur gibi olursunuz. Demek ki üretmek yeterli olmuyor, hedefe ulaşmak için satış noktasında organizasyonlara ihtiyacımız var. Elimizde aslında organizasyon yapacak, yurt dışı satış noktalarında tanınmışlığı olan Cypfruvex gibi bir firma var; ANCAK…
   Gelmiş geçmiş hükümetlerin hiçbiri Cypfruvex’i bilinçli olarak gerçek kurumsal yapıya kavuşturmamıştır. Amaç nedir? Amaç oraya bir müdür atama, bir yönetim kurulu atama, oy uğruna, geleceğinin ne olacağı belirsiz bir şekilde insanları istihdam etme.
   Sadece ihraç ürünlerinden bahsetmiyorum aslında, iç piyasada da durumun çok da farklı olduğu söylenemez.
   Üretim tamam olsa bile satış noktasında, üreticinin hakkı olup da cebine girmesi gereken paranın bir kısmı bir şekilde organizasyon eksikliğinden dolayı başka ceplere giriyor. Özellikle eski KKTC’den kalma olan, her şeyi devletten bekleme alışkanlığından uzaklaşıp, kendi yağımız ile kendi ciğerimizi pişirmeyi öğrenmemiz gerekmektedir.
   Çok büyük emek, çaba ve zorluklara göğüs gererek üretilen ürünün gerçek kazananının, gerçek başrol oyuncusunun ve de gerçek efendisinin olması, üreticinin kendisinin elinde olduğunu unutmaması gerekmektedir. Adına ne derseniz deyin ama her zaman birlikte hareket edin.
   Unutmayın ki tek elle alkış olmaz…
   Sağlıkla kalın…

Üretim ve ürünün efendisi aynı kişi mi?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.