Yrd.Doç.Dr.Erdoğan Saraçoğlu

Sevgiyle beslenen tefekkür şiirini tercih eden şairimiz A.Cahit Zarifoğlu






Yaşam öyküsü

 

Abdurrahman Cahit Zarifoğlu,1 Temmuz 1940 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini hâkim babasının görevli bulunduğu Siverek, Kızılcahamam, Ankara ve Maraş’ta tamamladı. Maraş Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1971). 1967 ve 1973 yıllarında ikişer ay süreyle Almanya’ya gitti. Öğrencilik yıllarında değişik yayın organları ve kuruluşlarda çevirmen, düzeltmen, muhasebeci, teknik sekreter olarak çalıştı.

İstanbul’da bulunan özel bir lisede 1972-73 yıllarında Almanca öğretmenliği yaptı. Askerliğine 1973’te Sarıkamış’ta başladı ve 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtına katılarak 1975 yılında Kıbrıs’ta askerlikten terhis oldu. Askerlikten terhis olduktan sonra Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Eğitim Şubesi’nde görev aldı. 1976’da girdiği TRT’ye 1983’e kadar Ankara’da daha sonra da ölümüne kadar İstanbul’da genel müdür çevirmen sekreteri, rapörtör, araştırma görevlisi, uzman, şef ve denetçi olarak hizmet etti.

Evli ve iki çocuk babasıydı. Evlenirken nikâh şahitliğini Necip Fazıl Kısakürek yapmıştı. Şiir ve yazılarında Abdurrahman Cem, Ahmet Sağlam, Vedat Can ve Zarifoğlu imzalarını da kullandı. Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, Yürekdede ile Padişah kitabıyla, TYB Çocuk Edebiyatı Dalı’nda ‘Yılın Yazarı Ödülü’nü kazandı.

1987 yılı başında akciğer kanseri tedavisi için yattığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde, 7 Haziran 1987’de hayata gözlerini yumdu; Üsküdar’daki Küplüce Mezarlığı’na gömüldü.

 

Sanat anlayışı

 

Cahit Zarifoğlu ilk şiirlerini lise yıllarında, Kahramanmaraş’taki yerel dergilerde yayımladı. Sonra da Yeni Dergi, Türk Dili, Diriliş, Edebiyat, Papirüs, Soyut ve Yönelişler gibi dergilerde şiirlerini neşretti.

Şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek çizgisini, yer yer İkinci Yeni’nin anlatım tarzıyla devam ettirmiş olan Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, şiirlerinde İslamiyet’i, ruhu, maddeyi ve batı karşıtlığını işlemiştir. İsmet Özel onun şiirini “genç Müslüman şairlere” örnek olarak gösterir. “Ondan sonrakiler Zarifoğlu’ndan ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine özgü kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki eğilimleri bakımından” derken, Cemal Süreya, onun şiirini başlangıçta kendisininkiyle Sezai Karakoç’unki arasına yerleştirir. Cemal Süreya: “Zarifoğlu’nun şiirinde çok şey serüven duygusundan doğmuştur. Serüvenin kahramanı kendisidir” der ve şiirde şekille uğraşmasına dikkati çeker.

Zarifoğlu, Necip Fazıl’ın manevi desteğini görmesine rağmen İkinci Yeni şiir anlayışını benimsedi. Yer yer kapalı ve anlam dünyası herkese açık olmayan bir şiir şeklini tercih etti. Şiirini insan ile tabiat ve varlık düşüncesi üzerine temellendirdi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Cemal Süreya onun şiirini “Zarifoğlu’nun şiiri, başlangıçta benimkiyle Sezai Karakoç’unki arasında kendine yer arar” diyerek önemli bir saptama yapar.

Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’un şiirlerinde görülen madde-ruh çatışması şiirlerinin ana izleğini (gidiş yönünü) oluşturur. Madde Batı, Doğu ise ruh ile temsil edilir. Söyleminde düşük tonlu bir söylev havası görülür. Kimi zaman gerçeküstü öğelere de başvurmaktan geri durmaz.Korku , hayat, ölüm, tutsaklık, rahmet, günah, kaygı, aile, çocuk, Allah sevgisi, din, yalnızlık ve bireyin iletişimsizliği işlediği genel konular arasındadır.

Son şiirlerinde ise İslamcı düşüncedeki insan sevgisi ile toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Şiirlerinde yer yer gerçeküstü ögeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı. O, bir eylem şiirinden çok sezgiyle beslenen kapalı bir tefekkür şiirini tercih etti. Bu bakımdan Abdurrahman Cemal Zarifoğlu’nun kimi şiirlerinin anahtarı yalnızca kendisinde olan bir tür anlam labirenti olduğu söylenebilir.

Şiir Kitapları: İşaret Çocukları, (1967); Yedi Güzel Adam, (1973); Menziller, (1977); Korku ve Yakarış, (1985); Şiirler (bütün şiirleri), (1989).

Abdurrahman Cahit Zarifoğlu’nun Sultan adlı şiirinin çözümlemesi:

 

SULTAN            

 

Seçkin bir kimse değilim

İsmimin baş harfleri acz tutuyor

Bağışlamanı dilerim

 

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

 

Hayat bir boş rüyaymış

Geçen ibadetler özürlü

Eski günahlar dipdiri

Seçkin bir kimse değilim

İsmimin baş harflerinde kimliğim

Bağışlanmamı dilerim

 

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

 

Hayat boş geçti

Geri kalan korkulu

Her adımım dolu olsa

İşe yaramaz katında

Biliyorum

Bağışlanmamı diliyorum

 

Sultan şiiri anlamlı bir sözcük oyunuyla başlıyor. Abdurrahman Cahit Zarifoğlu’nun baş harfleri bir araya getirildiğinde Arapçaacz  (aciz: güçsüz) sözcüğü ortaya çıkmaktadır. Böylece kendi adı ile kaderi arasında bir ilişki kuran şair, şiirini de bu espri üzerine kurgular. Şiirin özü bir münacattır. Şair Tanrı’dan bağışlanma dilenmektedir. Fakat şair bağışlanma talebine bulunmasına karşın karamsardır. Bunu önce seçkin bir kimse olmamasına bağlar. Sonra kaderinin kendisine yaptığı bu isim oyunundan söz eder. Ardından Tanrı’dan bağışlanmasını diler. Üstelik bunu Tanrı’yı incitecek bir söylemde bulunmadan yapmaya çalışır: “Sana zorsa bırak yanayım / Kolaysa esirgeme”.

Bir sonraki öbekte şair hayatının muhasebesini yapar: “ Hayat bir boş rüyaymış / Gecen ibadetler özürlü / Eski günahlar dipdiri “. Burada bir çelişki vardır. İbadetler özürlü sayılmasına rağmen günahlar dipdiridir. Öznenin Tanrı’ya yalvarmaktan, bağışlanma dilemekten başka yapacak bir şeyi yoktur. Hayat boş geçmiştir. Yaşantıyla zenginleşen ömür ancak değerli olur. Kişinin her adımı dolu olsa da Tanrı katında bir işe yaramaz. Bu yüzden özne bağışlanmasını diler.

Bu şiir, Tanrı ile kulun yerini karıştırmadan bu ilişkiyi düzenleyen bir niteliğe sahiptir. Daha önce örneğin Asaf Çelebi’nin şiirlerinde bu paradigmanın ters-yüz edildiğini görmüştük. İslamcı şairlerde bu düzenek olduğu gibi korunur. Onlarda ne Tanrı’ya baş kaldırma ne de inkâr vardır. Şair de sanatçı da her şeyden önce bir ‘kul’ olmaya çalışır. Kulluk bilinci, günah-pişmanlık, korku ve sevgi bu ilişkileri yönlendirir.

Sevgiyle beslenen tefekkür şiirini tercih eden şairimiz A.Cahit Zarifoğlu
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.