Yrd.Doç.Dr.Erdoğan Saraçoğlu

Ana çizgileriyle edebiyatımızda garip hareketi






Garip hareketini başlatan şairler kimlerdi?

Türk şiirinde Garip Hareketini başlatan şairler, başta Orhan Veli olmak üzere çocukluk arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet’ti. Bu üç şairimizi edebiyat dünyasına tanıtan Nahit Sırrı olur. Nahit Sırrı, onların “Varlık” dergisinde yazmalarına olanak sağlar. 1936 yılında Orhan Veli’nin “Dört Şiir”, Oktay Rifat’ın “Ezâ” ve Melih Cevdet’in “Ukde” adlı şiirleri yayımlanır. Üç arkadaşın şiir anlayışında değişiklik arayışları, Mayıs-Ağustos 1937 arasında yoğunlaşma gösterir. Melih Cevdet bu anlayışla ölçüsüz ve kafiyesiz olan “Şahıslar” şiirini yazar. Böylece üç arkadaş, şiire yeni olanaklar ararlar, yeni dünyalar, yeni insanlar sokmaya çalışırlar ve şiirin sınırlarını genişletmeye çalışırlar.

Üç arkadaşın edebiyatla ilgisi kısa süre içinde ürünlerini vermeye başlar. Ankara Erkek Lisesi’nin yayın organı olan Sesimiz dergisinde yazmaya başlarlar. Bu dergi, Garip Hareketi üyelerinin yazı hayatlarındaki ilk ürünlerini içermesi bakımından önem taşımaktadır. Dergide ilk rastladığımız ürün Orhan Veli’ye aittir. “Yahudi’nin Fendi Arnavut’u Yendi” başlıklı bir piyes olan bu eser, aynı zamanda ilköğrenim yıllarında Çocuk Dünyası adlı dergide çıkan bir öyküsünden sonra ilk edebi eseridir.

Garipçilerin lise öğrenimi sırasında edebiyatla yakından ilgilenmeye başlamalarında öğretmenlerinin de rolü olmuştur. Halil Vedat (Fıratlı), Rıfkı Melûl (Meriç), Yahya Zaim (Ozanoğlu), Ahmet Hamdi (Tanpınar) gibi şair ve yazarlar, o yıllarda Ankara Erkek Lisesi’nde öğretmendir. Üç genç şair, şiirin ilk kurumsal bilgilerini bu adlardan öğrenir.

 

Arayışlar ve garip hareketinin başlaması

 

Bu dönemin, vurgulanması gereken asıl önemli özelliği, müstakbel Garipçilerin, şiir faaliyetlerinde ara dönemi oluşturan bu süreç sırasında bir arayış içinde olmalarıdır. Üç arkadaş, şiirlerinin yayımlanmasından ve tanınmasından hoşlanmakla birlikte, yazmaları gereken şiirin bu olmadığını düşünmekte ve buna bağlı olarak arayışlarını düşünce düzleminde de olsa sürdürmektedirler. Melih Cevdet Anday, bu arayışın Orhan Veli’de yoğunlaştığını söylerken kendilerinin de benzer düşünceler içinde olduklarını vurgular.

Oktay Rifat’a göre bu arayış, henüz ara dönemin başlarında ve Orhan Veli Kanık’ın dışında gelişmiştir. Üstelik Garip anlayışına yakın birtakım sonuçların ipuçları daha o sıralarda elde edilmiştir. Bütün bu çabaların temel neden ise, Türk şiirinde köklü bir değişiklik gerçekleştirme arzusudur.

Orhan Veli ile Oktay Rifat’ın yazdığı bu ölçüsüz, kafiyesiz, imgesiz, yalın ve kısa şiirlerden bir kısmı, çok kısa bir süre sonra Varlık Dergisi’nde bir arada yayımlanır. Bu arada Belçika’da bulunan Melih Cevdet de dergi eline geçer geçmez, arkadaşlarınınkilerle aynı tarzda şiirler yazarak gönderir. Bunlar da aynı dergide basılır. Artık Garip Hareketi başlamıştır.

 

Garip adlı kitabın çıkışı ve garip hareketinin yaygınlık kazanması

 

Okyay Rifat, 1940 sonlarında yurda dönmüştür. Onun gelişi, beş yıl önce Orhan Veli’nin İstanbul’dan dönüşü sonrasında olduğu gibi, şiirde yeni bir anlatımı gerçekleştirme isteğine de kaynaklık edecektir. Ancak bu kez de aralarında yedek subay olarak askerliğini yapmakta olan Melih Cevdet yoktur. Orhan Veli Kanık, Garip şiirlerinden bir seçki hazırlama düşüncesindedir. Artık, hareketin şiir görüşünü toparlayıp bir bildirge haline dönüştürerek edebiyat kamuoyuna sunmanın ve Garip şiirlerini bir kitapta toplamanın zamanı gelmiştir. Şair, bu düşüncesini Oktay Rifat’a açar. Bir ortak kitap hazırlama kararı alınır. Melih Cevdet de bu karara uyar.

Ortak seçkinin hazırlanması işini Orhan Veli üstlenir. Şair,  kitabın adını da kendi şiirinden esinlenerek belirlemiştir: Tahattur. Ancak arkadaşı Cavit Yamaç’ın önerdiği bir başka sözcük olan “Garip”, onun yerini alacaktır. Böylece kitabın, üç arkadaşın şiirlerinin yadırganmasından, garip bulunmasından kaynaklanan ve daha sonra hareketle birlikte anılacak olan adını, dönemin bu üretken edebiyatçısı koymuş olur.

Böylece edebiyatımızdaki Garip Hareketi, üç şairin Mayıs 1941’de yayımlanan ortak “Garip” kitabıyla yaygınlık kazanır. Garipçiler, ortak kitapları “Garip”i, “Bu kitap, sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir” ibaresiyle satışa çıkarırlar. Kitabın başında Orhan Veli’nin yazdığı, fakat adını kullanmadığı on sayfalık, dokuz bölümden oluşan bir önsöz yer alır. Orhan Veli, Garip Hareketi’nin sözcüsü olarak bu önsözde, görüş ve düşüncelerini ortaya koyar. Garip Hareketi edebiyat tarihçilerimiz tarafından, “ Yeni Şiir, Birinci Yeniciler ve Garipçiler “ adlarıyla da anılırlar.

Garip adlı ortak kitap, Orhan Veli’nin hazırlamış olduğu bir antoloji olarak çıkar. Kitabın ilk bölümü, 16 şiiriyle Melih Cevdet’e, ikinci bölümü 21 şiiriyle Oktay Rifat’a, üçüncü bölümü ise, 25 şiiriyle Orhan Veli’ye ayrılmıştır. Ayrıca Orhan Veli’nin Melih Cevdet’le ortak yazdıkları Kuş ve Bulut (s. 16), Oktay Rifat’la birlikte yazdıkları Ağaç (s. 70) kitapta ilk ve son şiirler olarak yer alır.

Garip isimli kitapta yer alan bu şiirlerin çoğu “Varlık, İnsan, Oluş, Ses, Sokak ve Yenilik” dergilerinde yayımlanmış şiirlerdir. Orhan Veli Kanık’ın “Robenson, İnsanlar, Bayram…” gibi şiirlerinde, okuyucuya dilini çıkaran muzip bir çocuk edası görülür.

Cahit Sıtkı Tarancı bir yazısında şöyle der: “ İşte bu alay eder gibi şiir yazmak, şairin bu davranışı, şiiri ölçü doldurmaktan ibaret sanan ve gerçek şiir faaliyetinden haberi olmayan aruz ve hece softalarını çileden çıkardı. Mizah dergilerinde Orhan’ı tefe aldılar. Ama ne oldu? Orhan Veli adında bir şair türediğini duymayanlar kalmadı. Öyle sanıyorum ki, Orhan’ın istediği biraz da buydu.”

Garip adlı kitaptan Oktay Rifat’ın  “Tecelli” adlı şiirini örnek vererek onların şiir ve sanat anlayışlarını,biraz daha belirginleştirelim.

 

TECELLİ

 

Nedir bu benim çilem

Hesap bilmem

Muhasebede memurum

En sevdiğim yemek imambayıldı

Dokunur

Bir kız tanırım çilli

Ben onu severim

O beni sevmez.

 

Oktay Rifat

(Garip 1, 1940)

 

Eskiye ait olan her şeyin, her şeyden önce de şairanenin aleyhinde olan bu üç şair, dünyaya küçük bir çocuk duyarlılığı ve saflığı ile bakar. Şiirleri şairaneyi yok etmez, sadece değiştirir. Eskisinin yerine yumuşak bir ironi ve hüzünle karışık yeni bir şairanelik getirir.

Özetle Garip Hareketinin birinci dönemi, 1937-1941 yıllarını içerir. İkinci dönemi 1941-1949, son dönemi ise, Yaprak dönemi diye adlandırabileceğimiz 1949-1950 yıllarıdır. Garip Hareketini Nurullah Ataç ile Sabahattin Eyuboğlu desteklerken A. Hamdi Tanpınar, bu hareketi şiirden uzaklaşma olarak görür. Tanpınar’ın bu görüşüne Behçet Necatigil ve Attila İlhan gibi şairler de katılır.

Ana çizgileriyle edebiyatımızda garip hareketi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.