Engin Yıldırım

Teknoloji gayrimenkul sektöründe dönüşümün neresinde?






Uzun vadeli, sabit getiriye dayanan, dolayısıyla durağan ve garantici yaklaşımının yarattığı “ataletin” yavaş işleyen, modernleşmeye açık ancak dönüşüme istekli olmayan bir yapı şeklinde tanımlanabilecek olan gayrimenkul sektöründe hazırlanan bir raporda katılımcılarının %92’si başarılı bir organizasyonel dönüşüm için teknolojinin iş süreçlerine entegre edilmesinin en önemli şart olduğunda mutabık kalmış.
Eğer sektör önündeki engeller ve fırsatlarla mücadele ederek hayatını sürdürmekte kararlı ise teknoloji ve verinin en etkin şekilde kullanımını sağlamak zorunda. Bu da gayrimenkul teknolojileri (proptech) alanındaki yeniliklere ve çözümlere eskisinden çok daha hızlı bir şekilde uyum sağlamayı ve bu yolla verimlilik ve hizmet çeşitliliğini artırmayı gerektiriyor. İşte bu noktada gayrimenkul sektörünün çok da alışık olmadığı yeni bir yetenek serisine ve bu yeteneklerden hangilerinin en doğru şekilde en doğru yere yerleştirilmesine karar verecek bir liderlik vizyonuna ihtiyaç gösteriyor.
Konu buraya gelince rapordaki analiz önemli bir hususa dikkat çekiyor: Yukarıda söylediğim gibi katılımcıların %92’si teknolojinin dönüşüm için çok önemli olduğunu belirtmesine rağmen bu iş için gerekli yetenek serisine sahip kişilerin gayrimenkul sektöründe işe alınması gerektiğine ilişkin soruya sadece “%73” oranında olumlu yanıt veriyor. Yani sektör, gayrimenkulün “klasik” nitelikleri ile bağlantılı olmayan kişilerin (mesela sektörü tanımayan ama teknoloji konusunda yetenekli kişilerin) sektöre girmesi konusunda o kadar çok da hevesli değil! Sanırım beklentisi mevcut çalışanların teknolojiyi öğrenmesi… Ancak unutuluyor ki dijital dönüşümü bu yeni yetenek serisine sahip kişiler olmadan gerçekleştirmek mümkün gözükmüyor.
Gayrimenkul sektörünün teknolojiyle buluşmasıyla yeni bir ekosistem ortaya çıkıyor. Bu ekosistemde öbeklenen girişimlere, ‘gayrimenkul teknolojisi girişimleri’ adı veriliyor. Önümüzdeki 5 yılda, büyük veri ve veri analitiği, nesnelerin interneti, yapay zeka, robotik, sanal gerçeklik, sürücüsüz otomobiller, blockchain ve 3D baskı teknolojilerindeki gelişmeler gayrimenkul sektörünü şekillendirecek gibi gözüküyor. Startup’lar da büyük veri analizlerinden karar destek sistemleri vb. gelişen teknolojilerle beraber yeni bir gayrimenkul sisteminin altyapısını oluşturmaya başladı bile…
Teknolojinin gayrimenkul sektöründe iş ve iç süreçlerini doğrudan etkileyen alanlarını aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.
Veri

Yeni çağın petrolü veri, fakat petrol gibi ancak rafine olduğunda faydalı oluyor!
Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de tüm kararların temeli veridir. Ev almak, ofis taşımak, gayrimenkule yatırım yapmak gibi kişilerin ve şirketlerin karar süreçlerinde, teknoloji aracılığıyla kolay toplanan ve ulaşılan çok kapsamlı verilerin yorumlanması, başarılı yatırımları tetikliyor.
Şeffaflık

Teknolojinin sağladığı bir diğer önemli avantaj ise doğru verilerin anlaşılır şekilde geniş kitlelere ulaşımıdır. Teknoloji sayesinde veri ve bilgilerin yayılması, bir çok pazarda çok kısa sürede şeffaflığın artmasına neden oldu. Katma değerli emsal, sıralama ve endeks gibi veriler sunan emlak sitesi ve benzer platformların katkısıyla birlikte şeffaflığın arttığını ve pazar dinamiklerinin hızla değiştiğini gözlemledik. Öte yandan şeffaflığın artması, pazar oyuncularının bilinçlenmesine ve bir çok pazarda işlem ve yatırım hacminin artmasına neden oluyor.

Verimlilik ve hız

Gayrimenkul sektörü insan ilişkileri ve iletişim üzerine kurulu olsa da bir o kadar da süreçlerden ibarettir ki bu da otomasyona ne kadar müsait olduğunu gösterir.
Gayrimenkul değerleme çalışmasının en yoğun bölümü emsallerin toplanması ve rafine edilmesidir ve bu kendini tekrarlayan bir süreçtir. Gayrimenkul pazarlama ise basitleştirdiğinizde bilgi ve mesajların doğru hedef kitleye ulaştırılma sürecidir. Ve bu sürecin teknoloji kullanımıyla pratikleştirilmesi, idari ve destek süreçleri için ayrılan insan kaynağının asgari seviyeye indirilmesini sağlarken, sektör çalışanlarının asıl işlerine odaklanmalarını yani daha verimli katma değer üretmelerini sağlar. Teknolojinin ise en önemli amaçlarından biri otomasyondur yani tekrarlanan süreçleri otomatik hale getirmektir.

Erişim ve iletişim

Gayrimenkul pazarlaması açısından oldukça önemli bir unsur olan kitlelere ulaşım, teknoloji sayesinde, büyük veri, algoritma ve yapay zeka ile amaca uygun kitlelere nokta atışı yöntemi ile ulaşmakta kolayca mümkün oluyor. Örneğin Donald Trump’ın başkan seçilmesinde, Facebook ile mikro hedefleme yönteminin oldukça etkili rol oynadığı belirtiliyor. Geleneksel yöntemlere göre maliyeti oldukça düşük bu hedefleme yönteminin kullanımı, gayrimenkul sektöründe uygulanmaya başlansa da potansiyelinin çok altında kalan bir konu…

Paylaşım

Erişimin kolay kıldığı konulardan biri paylaşımdır. Bir şeye sahip olmak veya kiralamak yerine o şeyi paylaşımlı kullanmanın gittikçe önem kazandığı günümüzde; araba, ev ve hatta uçak gibi ürünlerin paylaşım ekonomisi hızla gelişiyor ve önümüzdeki yıllarda ekonominin önemli parçası olacağı öngörülüyor. Gayrimenkul özelinde ise bunun en önemli örnekleri Airbnb ve “office as a service” yani ofisleri hizmet olarak alma kavramı hızlıca gelişiyor. Teknoloji sayesinde bununla ilgili pazar yerleri veya paylaşım sistemleri hızlıca satan ve alanı bir araya getirip paylaşıma zemin oluşturuyor.

İş gücü

Oxford Üniversitesi’nin araştırmasına göre çağrı merkezi çalışanları ve gayrimenkul aracılarının önümüzdeki dönemde yapay zeka ve algoritmalara kurban gitmeleri %97-99 olasılığında! Bu nedenle bu meslek grupları çalışanları, teknolojiyi iş yapış biçimlerine entegre ederek, sadece aracı olmaktan ziyade katma değer sağlayan, doğru yorum ve yönlendirme yapabilen güvenilir danışman haline gelmeliler. Teknoloji sayesinde hali hazırda herkesin ulaşabildiği bilgiyi iletmenin yanı sıra, insan ilişkisiyle bu bilgiyi analiz ederek yönlendirmek, sektörde fark yaratacaktır.

Teknoloji gayrimenkul sektöründe dönüşümün neresinde?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.