Duygu Kaşer

Organik tarım





   Organik kavramı her geçen gün daha popüler olmakla birlikte yaşanan kavram kargaşası ve bilgi yetersizliği bu kelimenin cezbedici yönünü kullanmak isteyenler tarafından amacından sapmasına neden oluyor.
   Organiğin kurtlu, çürük, delik meyve-sebze ya da pahalı bir gıda olduğunu düşünen tüketicide çok fazla. Tüm bunlar akla Organik gıda nedir nasıl denetlenir? O gıdanın organik olup olmadığını nasıl anlayabilirim? Doğal ürün adı altında satılan gıdalar organik mi? ve bunun yanında güvenilir mi? sorularını getiriyor.
   Bu sorulara yanıt vermeden önce Organik kavramının dünyada ve ülkemizde nasıl ortaya çıktığı hakkında kısa bir bilgilendirme yapacak olursak;1970’li yıllarda başlatılan bir hareketin etkisiyle Avrupa Birliği yeşil, doğal vb. kavramlarla ilgili karmaşaya ortak bir standart getirmek için ilk yönetmeliği düzenlemiş ve bu yönetmelikle organik tarım yayılmaya başlamış.
   Ülkemizde Organik Tarım; 2005 yılında UNDP-PFF’nin eğitim ve destekleri sonucu başlamış olup bu eğitimlerden yararlanan ziraat mühendisleri ve üreticiler ORYAT’ı (Organik Yaşam ve Tarım Derneği) kurmuşlardır.
   UNDP-PFF tarafından verilen desteğin sona ermesinin akabinde, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı 2008 yılından itibaren, doğrudan gelir desteği ile üreticilere destekler sunmaya başlamıştır.
   28 Mayıs 2018 Organik Tarım Yasası mecliste oy birliğiyle kabul edilip Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı altında “Organik Tarım Birimi” kurulmuştur.
   Organik Tarım; Yasa ve tüzükler çerçevesinde izin verilen girdilerin kullanıldığı, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı, izlenebilirliği olan; üretimde herhangi bir kimyasal maddenin veya ilacın kullanılmadığı ve çevreye, sağlığa zararsız üretim şeklini esas alan tarım çeşididir.
   Amacı; insan sağlığını korurken toprak, su ve havayı kirletmeden çevre ve canlıları koruyan tarımsal üretim yöntemini desteklemek. Bunun yanında tüketiciye tarladan sofraya kadar izlenebilirliği olan güvenilir, GDO’suz ve hormonsuz ürünler sunmaktır
   Hasat, işleme, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ile ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan işlemlerde Bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları tarafından kayıt altına alınarak kontrol edilmekte ve ürünün ve girdinin geldiği her aşama sertifikalandırılmaktadır.
   Bir ürünün organik olup olmadığını anlamak için o ürünün sertifikası istenmeli ayrıca etiketli ürünlerde Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının yetkilendirdiği kuruluşun adı-logosu, kod numarası, müteşebbis veya ürün sertifika numarası ve KKTC Ulusal Ürün Logosu bulunmasına dikkat edilmelidir.
   -%100 Doğal, hormonsuz, hakiki, köy ürünü, saf, gibi tanımlanan ürünler organik ürün değildir. Tüketiciye ürünün organik olduğu hakkında hiçbir garanti vermez.
   -Doğal ve organik kelimeleri çoğu kişi tarafından aynı anlamı taşıdığı düşünülmekte ve bu da bazı karışıklıkları ortaya çıkarmaktadır.
   Doğal kelimesi; kelimeden de anlaşılacağı üzere doğada bulunan, doğal olarak yetişen anlamındadır. Yani üretiminde hiçbir kimyasal gübre ve katkı maddesi kullanılmadan, doğada kendiliğinden yetişen gıdalardır.
   “Peki bu ürünler organik değil mi?” Hayır organik değildir, çünkü bu tür ürünlere yan tarlada kullanılan kimyasalların rüzgâr aracılığıyla gelip bulaşma riski vardır. Organik ürünler ise; topraktan tüketiciye ulaşılıncaya kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı bir üründür. Organik ürünlere hiçbir şekilde kimyasal ve katkı maddeleri bulaşmaz. Organik ürünler yasal metinlere uygun şekilde ve yetkilendirilen kuruluşlar tarafından denetlenip sertifika verilerek üretilir.
   ORGANİK=EKOLOJİK=BİYOLOJİK Eş Anlamlıdır
   ***Güvenilir gıda konusunda hepimize sorumluluk düşüyor. Üreticinin sorumluluğu kaliteli ve sağlıklı üretim yapmakken, tüketicinin sorumluluğu da sağlıklı gıdanın sürekliliği ve yaygınlaşması için organik ve sertifikalı üretimi tercih etmesidir.

Organik tarım
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.