
Vatandaş endişeli. Ülkenin her türlü kanunsuzluk ve kaçakçılık merkezine dönüştüğü yönünde kuşkular var. Basın sık sık bu konuları işliyor. Tüm bu konuşulanlar devleti yönetenler için önemli bir uyarı sistemi gibi algılanmalı, bu algıya göre de politikalar gerçekleştirmelidir.
KKTC’nin kanunsuzluk ve kaçakçılık ile gündeme gelmesi, dıştan gelecek yatırımlar için iyi bir gösterge olmadığı gibi ülkenin bu gidişatı ile uluslararası kural koyucuların beliri bir zaman sonra bizleri ne gibi yaptırımlara zorlayacağı da belirsiz bir hale dönüşmektedir.
Hatırlanacağı gibi 2003 yılında KKTC kara para aklayan ülkeler kapsamına alınmış bankacılık sektörü de bundan büyük ölçüde sıkıntı yaşamıştı. 2004-2006 yılları arasında verilen büyük çabalar sonucu KKTC bu kapsamdan çıkarılmış ve sıkıntı ortadan kalkmıştır. Ancak, yukarıda değindiğim gibi eğer halk bugünün KKTC’sini kanunsuzluk ve kaçakçılık ülkesi olarak algılamaya başlamışsa, dıştan bakan kural koyucuların nasıl davranacaklarını tahmin edebiliyorum.
Yeni oluşturulan koalisyon hükümetinin bet ofislerini öncelikle gündeme alması, aslında sosyal olduğu kadar ekonomik bir konudur. KKTC’nin kara para aklayan ülkeler listesine alınma nedenlerinden bir tanesinin bahis oyunları üzerindeki denetim noksanlığı ve yasalardaki boşluklar olduğuna bakıldığında bet ofisleri ile ilgili herhangi bir karar veya uygulamanın direk olarak KKTC ekonomisini etkileyeceğini söyleyebiliriz.
KKTC’nin kara para aklayan ülke statüsüne girmesine neden olan dört etken vardı. Bunlar sırası ile bahis oyunları, serbest bölge faaliyetleri, kara para aklama ile ilgili önlemlerin yetersizliği ve offshore şirketler olarak karşımıza çıkıyordu. Bu dört konuda çok etkin çalışmalar yapılmış, neticesinde KKTC kara para aklayan ülke statüsünden çıkmıştır. Çıkmasına neden olarak offshore yasası ile kara para aklamayla ilgili yasaların uluslararası camianın kabul edebileceği ve finansal sektöre risk teşkil etmeyecek şekilde değişikliğe uğraması gösterilebilir. Ancak, casinolar ve serbest bölgelerle ilgili çalışmalar tam olarak istenilen düzeye getirilmemiştir.
Casinolar ile ilgili olarak uluslararası kural koyucuların istediği düzenlemeler, Casino Yasası’nda tam olarak yer almamıştır. Dünyanın her yerinde kara para ile mücadele için casinolara üyelik mecburiyeti getirilip, yerli yabancı olmasına bakılmaksızın üyelik hakkkına sahip her kişinin casinoya girip oynama hakkı varken, KKTC üyelik sistemi geçirilmediği gibi, KKTC vatandaşlarının da casinolara girişi yasaklanmıştır. Buna rağmen casinolar önünde yığılı KKTC plakalı araçlara bakıldığında izinsiz de olsa binlerce KKTC vatandaşının casinolarda kumar oynadığı kolayca anlaşılmaktadır.
Bir ülkede casino, bet ofis, serbest bölge, gece kulübü mutlaka vardır. Kimse bu faaliyetler yapılamaz diye kısıtlama getiremez. Bu gibi işletmelerin ülke ekonomisi içinde güvenle çalışmaları şarttır. Güven sağlamak için doğru ve uygulanabilir yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu yapılmazsa casino olsun, bet ofis olsun, serbest bölge şirketi olsun hiçbir işletme kendini güvende hissedemez. Buna ilave olarak da faaliyetlerin kontrolü de devlet açısından zora girer.
Türkiye Cumhuriyeti’nde ve KKTC’de 2000’li yılların başında finansal sektör büyük bir kriz yaşamış, birçok banka kapılarını kapamış ve tasfiye sürecine girmiş, vatandaşlar mağdur olmuş ve finansal sektöre olan güven sıfıra inmiştir. Bu büyük krizden çıkış bankacılık sektörünü yasal düzennlemelerle sıkı kontrol altına almakla mümkün olmuştur. Gerek Türkiye’de gerekse KKTC’de geçirilen Bankacılık Yasaları ve bunlara dayalı olarak çıkarılan tebliğler, bankacılığın etkin gözetimini ve sağlıklı gelişmesini sağlamıştır. KKTC Merkez Bankası Bankacılık Yasası ve buna bağlı düzenlemeleri eksiksiz ve taviz vermeden uygulamak sureti ile bankacılık sektöründe finansal güven oluşmuştur.
KKTC’nin bugün yaşanan kuralsızlıklar nedeni ile bir süre sonra finansal sistem açısından sıkıntıya girme riski gittikçe artmaktadır. KKTC Merkez Bankası etkin gözetim görevi yürütüp kuralları takip etse de hükümetlerin rahatlığına karşı birşey yapamayacak durumdadır. Bu nedenle bazı sektörlerin etkili bir denetim altına alınması gerekmektedir.
Bet ofislerin kapatılması gerekmez. Ancak, bu ofislerin uluslararası teamüllere göre yapılanıp yine bu teamüllere göre denetlenmesi esas alınmalıdır. İkide-bir izinsiz bet baskını yapma yerine, önce uluslararası kuraları yerleştirip sonra denetim uygulamak hem bu sektörde faaliyet gösterenleri hem de finansal sektörü rahatlatır.
Casinoların en kısa zamanda üyelik sistemine geçip KKTC vatandaşlarının da casinolara yasal girişi sağlanmalıdır. Kazancından bir kuruş vergi vermeyenlerin casinolarda binlerce liralık kumar oynamasının kara para aklamayı önlemenin önünde en büyük tehdit olduğunu görmek gerekir. Gizli kazançları ortaya çıkarmak isteyen Maliye Bakanlığı’nın yapması gereken casinolarda oynayan KKTC vatandaşlarını belirlemektir. Bu da KKTC vatandaşlarının üyelik sistemine bağlı kumar oynamasına izin verilmesine bağlıdır.
Son olarak uyarı yapmak istediğim konu serbest bölgede faaliyet gösteren şirketlerle ilgilidir. KKTC Serbest Bölgesi ülkenin en çok yabancı sermaye çekebilecek oluşumlarından biridir. Ancak, Serbest Bölgelerin gelişmesi hükümetlerin bu bölge ile ilgili uygulamaları belirli kural ve düzenlemelere bağlaması ile olmalıdır.
Bugün itibarı Mağusa’da bulunan serbest bölgelerde kayıtlı yüzlerce hatta binlerce şirket vardır. Bu şirketlerin birçoğu yabancı sermaye olarak yatırım yapmakta ve asgari 100.000 dolar (yüz bin ABD doları) sermaye ile tescil olmaktadır. Bu şirketlerin yurt dışına yönelik faaliyetleri vergiye tabi değildir. Şirketlerin vergiye tabi olmamaları, KKTC Maliye Bakanlığına bağlı Gelir ve Vergi Dairesi’ni büyük bir rahatlığa sokmakta ve bu şirketlerin doğru muhasebe kaydı yapıp denetlenmiş hesapları sunmaları pek de önemsenmemektedir. Halbuki bu şirketlerin hangi ülkeye yönelik iş yaptığı, alınan ve verilen paraların kaydının yapılıp yapılmadığı bilinmelidir. Bu yapılmazsa, bu bölgelere yatırım yapan düzgün işletmelerin de faaliyetleri ilerde riske girme tehlikesi vardır.
KKTC’nin yabancı sermaye yatırım olarak yabancı uyruklu yatırımcılardan asgari 100 bin ABD Doları sermaye ile şirket kurmalarını şarta bağlaması ve bu sermayenin yurt dışından gelme mecburiyeti yabancı para girişi açısından çok önemlidir. Bu nedenle, ekonomiden sorumlu bakanlığın sermayenin yurt dışından gelip gelmediği ile ilgili ciddi önlemler alması gerekmektedir.
Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı’nın her yıl serbest bölge şirketlerinden denetlenmiş finansal rapor sunmalarını kurala bağlaması da çok önemlidir. Bunun yapılmasının gerekçesi dünyanın herhangi bir yerinde hesap bile vermeyen bir KKTC şirketinin takibinin yapılıp KKTC’nin zor duruma düşmesini önlemektir. Yoksa kara para ile mücadelede büyük zemin kaybederiz.
Kara para ile mücadelede en önemli önlem yerli veya yabancı her işletmenin iş merkezini belirlemesidir. Bunun için hangi şirket şekli ile kurulursa kurulsun hesap verebilir kurumların çalışmasına izin verilmelidir. Ülkeyi vergi cenneti yaparken kara para aklama merkezi ne dönüşmemesi için de önlemleri almalıyız
Yorumlar kapalı.