
Kıbrıs şivesiyle, “Velesbit” ya da “Belesbit”… Kıbrıs’ın yakın geçmişinde kullanılan en önemli ulaşım aracı.
Geçmiş yıllardaki yaygın bisiklet kullanımı, günümüzde yerini motorlu ulaşım araçlarına bıraksa da bisiklet, hem nostaljik bir ulaşım aracı olması, hem de çevreci yönüyle değerini koruyor.
Bisiklet pek çoğumuz için çocukluk yıllarından kalan bir anı. Arka lastiğe eklediğimiz o iki küçük tekerlek, düşmeden sürebilmeyi öğrenmeye çalışmak, annemizin ya da babamızın selemizi tutarak sokakta bizlere bisiklet sürmeyi öğrettiği günler unutulmaz…
Bisikletlerin ruhsatı vardı.
Bisiklet sürmek, kuşaktan kuşağa aktarılan manevi bir değer aslında…
Biraz geçmişe gidecek olursak;
Çeşitli kaynaklar, sömürge döneminde her bir bisikletin ruhsatı olduğunu ve bisikletin dümenine (direksiyonuna) çekiçle bu numaranın kazındığını yazıyor. Bu uygulamayla da bisiklet, araç olarak resmileştirildi.
Çeşitli markalarıyla ün salan bisikletler arasında Kıbrıs’ın sembol taşıtı olarak anılan öyle bir model var ki, bizlere birçok ismi de hatırlatır…
Fortigo yani yük taşımak için kullanılan bisikletler…
Kim bilmez ki; kebabıyla ünlü Saffet Anibal’ı…
Dondurmasıyla meşhur Aylakçı’yı…
Yakın dönemde kaybettiğimiz Sandüviççi Hamis Dayı’yı…
Ve daha nice Kıbrıs’ın sembolü olmuş isimler…
Ülkenin dört bir yanında fortigo bisikletiyle gezip, maniler eşliğinde ses yükselten tarihimizin tanığı, onlarca isim… Keşke hepsinin ismini bilsek ve onların adını da zikredebilsek…
Kıbrıs halkı arasında Fortigo bisiklet diye bilinen bu araç, doğduğu yer olan İngiltere’de de Butcher’s Bike (kasap bisikleti) olarak tanımlanıyor.
20. yüzyılın ortalarında ülkemizde, geliri kısıtlı ve otomobil sahibi olamayan birçok kişi, ailelerinin geçimini sağlamak için bu yük bisikletlerini kullanmış. Dönemin iş insanları, marangozu, bakkalı, imalatçısı, satıcısı özellikle şehir merkezlerinde bir yerden bir yere malzeme taşırken, ürün satarken bu bisikletleri kullanıyordu. Günümüzde de o neslin son insanları halen bu bisikletleri kullanmaya devam ediyor.
Artık bulunması zor olan ve çeşit türlü modeli bulunan önü sepetli yük bisikletleri, antika sınıfında yer alıp fiyatları ise hızla artmaktadır.
Tarihimizdeki yeri
Çeşitli kaynaklardan elde ettiğim bilgiye göre;
Kıbrıs tarihinde 1950’lerin ortalarında İngiliz idaresinde olan Kıbrıs’ta, sokağa çıkma yasağının yanı sıra 27 yaşından küçüklerin bisiklete binmesini yasaklayan bir takım kısıtlamalar da yürürlüğe girmiş.
Kıbrıs halkı arasında Fortigo bisiklet diye bilinen direksiyonun hemen önünde küçük bir sepeti bulunan bu bisikletler, Kıbrıs olaylarının başlarında pazara, okula, pikniğe, gezintiye çıkmış görüntüsü veren insanlar vasıtasıyla gizlenmiş çeşitli askeri mesajların bir yerden diğerine ulaştırılmasına da yarıyordu.
İngilizlerin özellikle Türkler ile Rumları birbirinden ayırt edememesi üzerine, kurye olarak görevlendirilen Lefkoşa’daki Türk öğrenciler, bir takım sıkıntılarla karşılaşıyordu. Bu arada bisiklete binmeleri yasaklanan Rumlar durumu protesto etmiş ve aç bıraktıkları eşeklerle sokağa çıkarak eşeklerin anırmasını ve böylece İngilizlerin rahatsız olmalarını sağlamış.
Haberleşme konusunda çok önemli bir taşıt durumunda olan yük bisikletleri, TMT çerçevesinde Kıbrıslı Türklerin elindeki bütün imkânlardan istifade edilmeye çalışılmış. Bu noktada Türk taksi şoförleri, köy otobüslerinin şoförleri ve bu arabalarla yolculuk yapan güvenilir insanlar birer kurye olarak görev yapıp, bu yük bisikletlerini sıklıkla kullanırlardı.
İlk yük bisikletleri esnaflar tarafından diğer şeylerin yanı sıra posta, ekmek ve süt dağıtmak için kullanıldı.
İlk yük bisikletleri, önde veya arkada ağır taşıyıcıları olan, bazen büyük bir ön taşıyıcıyı barındırmak için daha küçük bir ön tekerleği olan ağır hizmet tipi standart bisikletlerdi.
20. yüzyılın başlarında bunlar genellikle esnaflar tarafından yerel teslimatlar için kullanılıyordu. Postane açık ara en büyük filoya sahip olmasına rağmen, Birleşik Krallık’ta bu tarz bazen kasap bisikleti veya ‘Delibike’ olarak biliniyor. II. Dünya Savaşı’ndan sonra sanayileşmiş ülkelerde içten yanmalı motorun hakimiyeti ile yük bisikletleri daha az popüler hale geldi. Ancak dünyanın geri kalanında üretilmeye ve yoğun bir şekilde kullanılmaya devam edildi.
Avrupa’da 1980’lerde ve ABD’de 1990’larda, çevre bilincine sahip tasarımcılar ve küçük ölçekli üreticiler, yük bisikleti üretim sektöründe bir canlanma başlattı. Özellikle bisiklet kültürünün çok yaygın olduğu Hollanda’da bu sepetli bisikletler ulaşım aracı olarak kullanılmaya devam ediyor.
Yorumlar kapalı.