
Kıbrıs Türk Halk Müziği dendiği zaman, beste ve yorumlarıyla akla gelen isim, hiç kuşkusuz, Sn. Turgay Salim HOŞSÖZ’dür…
Daha ilk yıllarından başlamak üzere, abisi, emeli öğretmen, merhum Erdoğan HOŞSÖZ’ün kendisine hediye ettiği bir küçük Cura ile müziğe başlayan Turgay Salim HOŞSÖZ, aradan geçen yıllar sonrasında bugün, gerek 1980’lerden başlamak üzere geleneksel (Anonim) müziklerimizi ilk kaset çalışmalarıyla günümüze kazandırması, gerekse belli bir bilgi, birikim ve donanıma ulaştıktan sonra üretmeye başladığı özgün türkü ve ağıtlarıyla müzik arşivlerimizi zenginleştiren, önemli bir imza…
Ve nihayetinde, beste ve yorumları yanında yazınsal arşivlerimize kazandırdığı büyük boy ve 176 sayfalık “Gelenekten Geleceğe – Özgün Kıbrıs Türküleri ve Ağıtları’’ adlı notasal kitabı…
Sevgili dost, üstat, Turgay Salim HOŞSÖZ’ü başarılı çalışmalarından ve ülkemize kazandırdığı müzikal değerlerinden dolayı, içtenlikle kutlarım…
Turgay Salim HOŞSÖZ
Kimdir?
“Turgay Salim HOŞSÖZ, 12 Ocak 1955 tarihinde Erenköy’de doğdu.
İlkokulu doğduğu köyde, ortaokulu ve liseyi de Lefkoşa’da tamamladıktan sonra
1978 yılında İzmir’de bulunan Ege Üniversitesi’nin İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu.
Müzik yaşamına küçük yaşlarda bağlama çalarak başlayan Turgay Salim HOŞSÖZ, ağabeyi Erdoğan HOŞSÖZ’ün de teşviki ile çalışmalarını hep Türk Halk Müziği üzerinde sürdürdü.
İlki 1981’de olmak üzere 1980’1i yıllarda toplam 3 adet “Kıbrıs Türküleri” kaseti çıkarmış ve böylelikle bu alanda ilk kez kaset prodüksiyonu yapan Kıbrıslı Türk sanatçı unvanına sahip olmuştur.
Çoğu unutulmaya yüz tutmuş olan 17 Kıbrıs ezgisini aslına sadık kalarak bu kasetlerde bir araya getirerek müzik arşivlerimize kazandıran Turgay Salim HOŞSÖZ, türkülerimizin yalnızca Kıbrıs’ta değil, yurtdışında da dinlenip tanınmasına ciddi katkıda bulunmuş ve son yıllarda çıkarmış olduğu 3 CD albümle de bu yöndeki kültürel hizmetini büyük bir başarıyla yürütmüştür.
1992 yılından itibaren beste çalışmalarına başlayan Turgay Salim HOŞSÖZ, sözleri, tanınmış şairlerimizden Bülent FEVZİOĞLU’na ait olan birçok özgün türkü üretiminin yanı sıra, özellikle milli mücadele tarihimizde yaşanmış kimi olaylarını da konu alan ağıtsal söz ve şiirleri de besteleyerek halkımızın büyük ilgisini çekmiş ve takdirlerine mazhar olmuştur.
1983 yılında Hatice Hanım’la evlenen Turgay Salim HOŞSÖZ’ün 1984 doğumlu bir oğlu BURAY ve (Lefkoşa, 15 Haziran 1984) ve (Lefkoşa, 17 Ocak 1988) doğumlu bir kızı NAHÎDE, bulunmaktadır.
NAHİDE, Atatürk Öğretmen Akademisi mezunu olup evli ve biri kız (Gece Ay) biri oğlu (Güneş) olmak üzere iki çocuk sahibidir…
Öğretmenlik görevini Dikmen İlkokulu’nda sürdürmektedir. Öğretmenlik görevinin yanı sıra ve fırsat buldukça müzik alanının klip – TV çekimleri belgesel çalışmalarına vokaliyle katkı sağlamaktadır.
BURAY ise Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Departmanından mezun olduktan sonra lisansüstü eğitimine Üniversity of Glamorganda devam etmiş ve bu okuldan Msc and Production derecesi alarak mezun olmuştur.
BURAY, müzik kariyerine Avrupa, Avustralya maceralarından sonra şu anda Türkiye’de profesyonel olarak devam etmektedir…’’
Eralp ADANIR’dan
Bir Değerlendirme…
Araştırmacı, yazar, müzisyen ve TV program yapımcısı ve sunucu Sn. Eralp ADANIR, kitap için ve “Ağıt ve Türkülerimizle Geçmişten Geleceğe Yol Almak’’ başlıklı yazısında, şöyle diyor:
* * *
“Ağıtlar ve Türküler, toplumsal belleğin izdüşümleridir.
Asırlardır Anadolu’nun her köşesinde, Anadolu’dan çevre topraklara yayılan halklar bu geleneği sürdürmüştür.
Günümüzde “gelenekselleşen” Ağıt ve Türkülere yenilerinin eklenmesi, bu kültürel varlığın devamlılığı açısından büyük önem taşımaktadır.
Çünkü Ağıtlar ve Türküler; sadece söz ve müzikten oluşmuyor; tarihin ve toplumsal olayların da tanıklığını üstlenmekte, tarihin ve toplumsal olayların dünden bugüne, bugünden yarınlara aktarılmasında önemli bir misyonu da yüklenmektedir.
Sevgili Turgay Salim HOŞSÖZ ve Bülent FEVZÎOGLU, Kıbrıs Türk kültürümüzde önem taşıyan bu alanda, yani Ağıt ve Türkü üretiminde çok değerli iki yürek, toplumuna karşı iki vefalı insan.
Turgay Salim HOŞSÖZ’le Kıbrıs Türk Halk Müziği’ndeki çalışmalarından gelen dostluğumuz, Bülent’le de kadim dostluğumuz yanında yazınsal – araştırma alanındaki yoldaşlığımızdan her zaman büyük bir keyif ve gurur duymuşumdur.
Kıbrıs Türk Ağıt Geleneği alanında uzanabildiğimiz ve kaynaklarımıza giren ilk Ağıt-Türkümüz, 1894 yılında Leymosun’da (Limasol) meydana gelen sel felâketinin acılarından doğmuş “Hanaylar Yaptırdım” ismini taşıyor.
O yıllarda ve ardından mutlaka başka Ağıtlar da yakılmıştır, fakat müzikle – türküyle yol almadığından maalesef birkaç Ağıt-Türkü’den başka bu güne değin bize kadar ulaşan, olmamıştır.
Bu noktada ağıtların Türkü formatında düzenlenip kayıt altına alınmasının önemi, burada da kendini göstermektedir.
Turgay Salim HOŞSÖZ’ûn, Kıbrıs Türk Halk Müziğimize neredeyse yarım asırdır (belki daha fazla) sağladığı katkı, sazıyla sözüyle 1980’li yılların ilk yansından itibaren kayıt altına aldığı, yayınladığı kasetlerle toplumsal belleğimize kaynak bırakırken, bu müzikal yolculuğuna 1992 yılından başlamak üzere ve Bülent FEVZÎOGLU ile tanışmasından sonra, bu alanda yeni üretimlerin de çoğalması bizler için büyük bir mutluluk ve umut kaynağı oluştur.
Bülent FEVZİOĞLU’nun şiirleri-sözleri HOŞSÖZ tarafından bestelenip seslendirildikçe, bu alandaki toplumsal belleğimiz zenginleşmekte, gelecek kuşaklara ciddi bir miras bırakılmaktadır.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, sadece “bir kitap’’ değil kuşkusuz.
Kıbrıs Türk Kültürüne; tarihine ve yaşanmış olaylara şiirsel ve müzikal bir beden kazandırılmasıdır da aynı zamanda.
Ağıt ve Türkülerin hikâyeleri, sözleri, notalarıyla verilmesi, tek kelimeyle kitabın adı gibi “Gelenekten Geleceğe” önemli bir miras bırakıyor, yarınlarımıza.
Sizleri, yürekten kutlarım.
İyi ki sizler gibi, bu topluma olan vefa borcunu unutmayan, unutturmamaya emek verenlerimiz vardır.’’
Sn. İsmail BOZKURT’un
Önsözü:
“Gelenekten Geleceğe
Özgün Kıbrıs Türkülerive Ağıtları…’’
Kıbrıs Türk siyasi tarihimize olduğu kadar kültürel alanda da Kıbrıslı Türklere kazandırmış olduğu kitaplarıyla bilinen Sn. İsmail BOZKURT da “Gelenekten Geleceğe Özgün Kıbrıs Türküleri ve Ağıtları’’ başlığında altında kitaba yazdığı önsözünde, duygu ve düşüncelerini şöyle paylaşır:
* * *
“Kıbrıs Türkleri olarak kökenimiz konusunda zerre kadar kuşkum yok.
Atalarımız, çok büyük çoğunlukla 1571’den sonra Anadolu’dan göçürülen Türkmen – Yörük’lerdi. Bir de Alevi tarafımız var. Bu konuda başta Nazım BERATLI olmak üzere birçok araştırmacı, çalışma ve yayınlar yaptı.
Anadolu’dan Kıbrıs’a göçürülenler, elbette ki gelenek – göreneklerini, yaşam biçimlerini, dillerini, genel anlamıyla kültürlerini de birlikte getirdiler.
Adaya gelenler, doğal olarak yeni bir toplumla komşuluk ilişkileri kurdular.
Yeni coğrafyada buldukları komşu toplumu etkilediler, o toplumdan etkilendiler.
Daha doğru bir deyişle karşılıklı etkileşimler yaşandı. Örnek olarak dilde, kendine özgü bazı nitelikler, sözcükler, kavramlar, deyimler, atasözleri ve başka sözel değerlerle ortaya Türkiye Türkçesi’nin yeni bir ağzını ya da ağızları ortaya çıktı.
Konu ile ilgili araştırma yapmadım, konunun uzmanı da değilim ama etkileşimin müzikte de olması kadar doğal bir şey olamaz. Ne orandadır bilemem, bu bakımdan değinmekle yetiniyorum ancak bir soru var ki yanıtını veremiyorum.
Kökenimiz olan Türkmenlik – Yörüklük – Alevilik geleneğinde halk ozanlığının ve buna bağlı olarak bağlamanın önemli bir yeri varken, bizde bu gelenek güçlü değildir. Hatta bağlama, neredeyse hiç denecek kadar azdır. Yanılmış olabilirim ama bende oluşan algı bu yöndedir.
Bu algı dolayısıyla bağlamasıyla türküler söyleyen Turgay Salim HOŞSÖZ’ü tanıdığım zamandan beri, takdir edip ilgi ile izlemeye çalışırım.
* * *
Bülent FEVZİOĞLU’nun, bu kez bana ulaştırdığı kitap taslağı, Turgay Salim HOŞSÖZ’le birlikte hazırladıkları “Gelenekten Geleceğe…” adını taşıyor.
Çalışmanın içeriği, alt kitap başlığından belli:
– “Özgün Kıbrıs Türküleri ve Ağıtları…”
A4 boyutunda 176 sayfalık bir yeni kitap. Titiz bir çalışmanın ürünü olduğu kesin bir çalışma. Sözüyle – notasıyla, onlarca Kıbrıs türküsünü ve ağıtını içeriyor. Bazısını, bir zamanlar bizden büyüklerin mırıldanmasından ya da ezgisinden anımsıyoruz. Birçoğu da yakın geçmişte yaratılan, türkülerle ağıtlar…
“Ünlü Başpınar suyuna gittik, kurutulmuştu!
Yaseminlerimiz kurumuş, talvarlarımız dağılmıştı…
Dolamalar dolanmış, oraklar paslanmıştı…
Yine de…
Yine de sevmiştik Kıbrıs’ı anamız kadar ve yüreklerimiz, şehirlerimizin türkülenmesinden, çocuklarımızın ağlatılmamasından yanaydı hep…
Dahası; sevinçlerimiz buralıydı bizim, öfkelerimiz buralı…
Ve ekmeğimiz ve suyumuz ve yârimiz buralı…”diye anlatırlar türkülerle ağıtlarımızı, Turgay ile Bülent!
Ne de güzel anlatıyorlar.
Toplumsal bellek, şimdinin geçmiş ve gelecekle birleşimi olup yaşananların harmanlaşması ile “ben’’lerin “biz”e dönüşmesinden doğar.
Turgay ile Bülent, bizlere sundukları çalışmalarıyla, bunu yapıyorlar.
Yeni çalışmaları da yaptıklarının somut örneklerinden biridir.
– “Yanlış yaptıklarımızın günahları bizim, doğru yapıp sevdirdiklerimizin sevaplarıysa, sizlerin olsun” der, Turgay la Bülent!
Onlara, “bu kadar alçakgönüllü olmayın’’ derim.
Kumda bıraktıkları izin hiç silinmeyeceğini sananlarınkilere benzemez onların yaptığı iş. Yapıtlarıyla silinmez izler bıraktılar ve bırakmayı sürdürüyorlar.
Kuşkusuz, roman gibi okunacak bir kitap değil ama kitaplıklarda yer alması gereken bir yapıt.
Turgay Salim HOŞSÖZ’le Bülent FEVZİOĞLU’nu kutlarım.
Çok güzel bir çalışma ortaya çıkardılar. Birliktelikleri hiç bitmesin.
İyi ki varsınız…
İyi ki birbirinize yakınsınız…
İyi ki birbirinizi tanıyorsunuz…
İyi ki birlikte böyle yapıtlar ortaya çıkarıyorsunuz…
Daha nice nice yapıtlara…’’
Yorumlar kapalı.