Bülent Fevzioğlu

Şair, Teoman ERSÖZ’den Bir Kitap: “Yakamozlar” Bir Şiir: “Ciğerci Ahmet”






İlk şiir kitabı “Akdeniz’den Esintiler”i dört yıl önce, Ocak 2021’de okurlarıyla paylaşan şair Teoman ERSÖZ; ikinci şiir kitabı “Yakamozlar”ı da geçtiğimiz yılın (2024) Temmuz ayında yayınladı.

Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği Yayını olarak okurlara sunulan 303 sayfalık şiirler toplamında, şair, Sn. Teoman ERSÖZ, son derece yalın, hiçbir kelime abartısına sığınmadan ve ruhundan aktığınca o gönül nehrinin, alkışsız – tezahüratsız iç sesini paylaşmakta okurlarıyla…

 

Şair, Sn. Teoman ERSÖZ

Kendini,

Şöyle Anlatır:

 

“İkinci Dünya Savaşı’nda savaş bombalarının patlamaya başlamasıyla, 22 Ağustos 1939 günü Limasol’un Gazi Paşa Sokağı 20 numaralı evde gözlerimi dünyaya açtım.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarını anımsarım çünkü 4-5 yaşlarında idim. Örneğin, savaşın sonlarında artık yenilgiyi anlamaya başlamış olacaktı ki, Almanlar, uçakları ile bazı İngiliz sömürgelerini bombalamaya başlamıştı. Bombalanan İngiliz sömürgelerinden Kıbrıs adası da nasibini almıştı savaş sonlarına doğru.

Evimiz Limasol’da Keo içki fabrikasına çok yakındı. Keo fabrikası bombalanırken ailece çok korkmuştuk. Anne ve babamın kocaman bir demir karyolası vardı ve bombardıman esnasında korunmak için karyolanın altına saklanmıştık. Ailemizin en yaşlısı olan anneannem hepimize “Ya selam, ya selamet,” sözcüklerini öğretmiş ve tehlike geçinceye kadar tekrarlamamızı istemişti. Koro halinde ailece tekrarladığımız bu sözcükler hâlâ kulağımdadır.

Bir de savaşın sonlarına doğru kasabalardan halkımla birlikte köylere göç edişimizi anımsarım. Ailece biz, Limasol köylerinden Pendagoma’ya göç etmiştik. Hayal meyal, köyde, bir Türk ailesinin ahırına yerleştiğimizi de anımsarım 2. Dünya Savaşı ile ilgili olarak.

Böylece yaşam sürecimde artarda çatışmalar… EOKA yeraltı terör örgütünün tedhiş faaliyetlerinden kaynaklı korku ve gerilimli yaşamım… Bu cümleden olmak üzere 1 Temmuz 1958 günü EOKA’nın hain pususuna kurban olan babamızı kaybedişimiz. Ardından başlayan sefil aile yaşamımız. Zorlukla geçen yükseköğrenim yıllarım… Kıbrıs Barış Harekâtı… Ve öğretmenliğimden alınarak askeri hizmetlere intikalim. Bunlar, ömrümün çok önemli kilometre taşları olmuştur.

Bir yanda korku ve hüzün. Diğer yanda Mutlu Barış Harekâtı ile oluşan korkusuz ve özgür yaşamım. Özgür yaşamımda kariyerim süresince felsefe öğretmenliğini, sırasıyla; Mağusa Namık Kemal Lisesi, Lefkoşa Türk Kız Lisesi, Lefkoşa Türk Lisesi ve Lefke Gazi Lisesi’nde yaptıktan sonra Eğitim Bakanlığı tarafından genel orta eğitim kurumlarına hizmet vermek amacıyla, felsefe müfettişi olarak atandım.

Kariyerinin devamında Gençlik, Spor ve Çalışma Bakanlığı’nda Bakanlık Müdürü ve eş zamanda İhtiyat Sandığı Komisyon Başkanı sıfatlarıyla devlet hizmetlerini sürdürdüm.

1990’da Bakanlık Müdürlüğü’nden emekli oldum. Emekliliğim süresince okumak ve yazmakla yaşamımı sürdürmekteyim. Şiir yazma merakım küçük yaşlarda başlamış ve halen de devam etmektedir. İlk şiir kitabım olan AKDENİZ’DEN ESİNTİLERİ Ocak 2021’de yayınladım.

Evli olup, üç çocuk ve dört torun sahibiyim.”

 

Lefkoşa’nın Ünlü Yüzü

“Ciğerci AHMET…”

 

Lefkoşa’nın ünlü yüzlerinden ve esnaflarından Ciğerci AHMET, 6 Ağustos 2016 günü, hayata veda eder…

Vefatı, gazetelerimizde haber olur…

Örneğin, günlük gazetelerimizden Halkın Sesi, 6 Ağustos 2016 tarihli yayınında, cenaze töreninden fotoğrafla birlikte ve “Ciğerci Ahmet Bugün Defnedildi” başlığı altında, Ciğerci AHMET’le ilgili, şu haberi paylaşır:

 

*     *     *

“Ahmet AKDAL’ın cenazesi bugün kılınan öğle namazının ardından Lefkoşa Kabristanı’nda toprağa verildi.

Ciğerci Ahmet kimdir?

 

Ahmet AADAL, 22 Aralık 1942 yılında Lefkoşa’da Musalla Mahallesi’nde doğdu.

Ciğercilik mesleği aileden gelen bir meslekti. Üç yaşındayken babasını kaybetti.

Dayısı tarafından büyütüldü. Küçük yaşlarda dayısının aşçı dükkânında çalışmaya başladı… 1983 yılında ciğerci dükkânını açtı.  İki erkek bir de kız babasıydı.

   “Dünyanın her yerinden müşterilerim var. Beni tanımayan kalmadı” derdi…

AKDAL, daha önce Kıbrıs TV’ye verdiği bir röportajda, “Müşteri var yok dükkânda olacan… Tuzluğunu dolduracan, masanı silecen, isgemlenin örümceklerini alacan, camını silecen, ciğerini doğraycan ve sinirini alacan” demişti… Ve yine onun anlattığına göre, en sevdiği şarkı MüzeyyenSenar’dan “Akşam oldu hüzünlendim ben yine”ydi…

 

   Ciğerci Ahmet, iş dünyasının ve siyasilerin de yakından tanıdığı ve ciğerlerini tatmak için uğradığı “Ciğerci Ahmet” restoranın sahibiydi. “Ciğerci Ahmet”, esprili ve yüksek sesli eleştirileri ayrıca “Kıbrıslı” küfürleri ile hem sosyal medyada hem de medyada dikkat çekiyordu.”

 

*     *     *

Şair, Sn. Teoman ERSÖZ, kitabının 27-30 sayfalarında yer verdiği “Ciğerci Ahmet” adlı şiirinde, Lefkoşa halkının unutulmazlarından olan bu çok esprili, güler yüzlü ve yaşadığı kentte iz bırakan esnafını, şu dizelerle paylaşır:

 

*     *     *

 

CİĞERCİ AHMET

 

“Fasulyenin yahnisi

gitti geldi aynisi”

Ciğerci Ahmet’le

anımsarım her zaman

bu tekerlemeyi.

 

Ciğerci dükkânında,

kavururken taze taze

kuzucuk ciğerlerini…

 

Devamlı dökülürdü ağzından

fasulyenin ünlü tekerlemesi…

“Fasulyenin yahnisi,

gitti geldi aynisi.”

 

Sanırım ki, Ciğerci Ahmet değişmeyen

siyasetçileri ima etmek isterdi

hiçbir zaman ağzından düşürmediği

fasulye tekerlemesiyle.

 

Mevcut siyaseti hep böyle eleştirirdi.

Şen şakraktı kendisi.

 

Müşteri de olsa adı kişinin,

sevmezdi somurtkanlığı.

Hatta gördüğünde somurtkanlığını

bir müşterisinin,

ne yapar ne eder

fırsat yaratarak

sokulurdu yanına

ve ince bir espriyle

defederdi somurtkanlığını kişinin.

 

Çünkü Ciğerci Ahmet’in ciğer yemeği

ancak gülerek, neşeyle yenilmeliydi.

Sanırım ki, buydu felsefesi

Ciğerci Ahmet’in…

 

Tutamazdı kendilerini müşteriler

nefis ciğerini yerken Ciğerci Ahmet’in.

Hem yer hem de eğlenirlerdi.

Ve başlardı yine,

yinelenirdi tekrar tekrar

Ciğerci Ahmet’in fasulye tekerlemesi.

 

Lefkoşa’nın sevgilisi olmuştu

Ciğerci Ahmet, nefis ciğeriyle.

Ama ille de daha çok esprileri ile

cezbederdi müşterileri.

 

Bir de siyasetin beşiğiydi dükkânı.

Sıkça siyasetten dem vurulurdu

yenmekte iken nefis ciğeri…

 

Ciğerci Ahmet siyaset adına

bombalardı daima ünlü siyasileri.

Günün eğlence nedeni olurdu

Ciğerci Ahmet’in

siyasetle ilgili esprili eleştirileri.

 

Hatta ünlü siyasiler de katılmaktaydı

âlemlerine Ciğerci Ahmet’in.

Hasbelkader gün gele,

vefatından kısa bir süre önce

yan yana yatmıştık devlet hastanesinde

ilk stendim takıldığında damarıma.

 

Anımsadığım kadar

ağırdı hastalığı biçarenin.

Gerçi hastayken bile

çaresizliğini göstermemek için

çevresine,

direnmekte idi Lefkoşa’nın önemlisi

Ciğerci Ahmet kişisi.

 

Ama uğraşılar yetmedi,

rahmetli oldu Ciğerci Ahmet.

Rahmete erdi.

 

Bundan böyle ve bundan sonra da

efsane olarak yaşayacak gönüllerde

fasulye tekerlemesi ile birlikte.

Lefkoşa’nın ciğeri ve esprileri ile

ünlenmiş kişisi.

Ciğerci Ahmet… Ciğerci Ahmet…

Toprağın bol, mekânın olsun cennet

Allah’a rahmet…

CİĞERCİ AHMET…”

 

Şair, Teoman ERSÖZ’den Bir Kitap: “Yakamozlar” Bir Şiir: “Ciğerci Ahmet”
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.