Bülent Fevzioğlu

“Kıbrıs Mutfağı” Harlanan Kazan Ve “Lazmarin…”  






Her ülkenin, kendine özgü bir mutfağı, bir damak tadı vardır.

Yüzyıllardan süzülüp gelen kültürler toplamının, sonucudur bu…

Ve her mutfak; kendi iklimi, toprağı, coğrafyasıyla da doğrudan ilgilidir…

Kendi özelimizde, “Kıbrıs Mutfağı”na gelince…

Mutfak tarihimizle ilgili olarak, yıllar ve yıllar içerisinde sayısız araştırmalar yapıldı, bildiriler, makaleler hazırlandı, sunumlar gerçekleştirildi, kitaplar yayınlandı…

Değerli dostum – kardeşim Zekâi Altan, söz dönüp dolaşıp da konu “Kıbrıs Mutfağı”na geldiği zaman, akla gelen ilk araştırmacı yazarlarımızdandır meselâ…

Sn. Mustafa Şah da öyle…

Ve ne kadar ilginçtir ki, şimdilerde, bedensel olarak aramızda olmayan bir başka dost, bir başka araştırmacı yazar Doç. Dr. Nazım Beratlı’nın bu hayattan göçüp gitmeden, Kıbrıs Gazetesi’ndeki son köşe yazısı şu adı taşır:

   – “Tarihin Gizli Kalmış Sayfaları… Yüzyıllar İçinde Mutfak”

Bu yazı, geçtiğimiz yılın (2024) 29 Mayıs günü yayınlandı…

Ve bu yazının üzerinden 24 saat geçmeden, ne acı ki sevgili dost, araştırmacı yazar Doç. Dr. Nazım Beratlı, hayata veda etti…

Arşivlerimizde kalan son köşe yazısı, genelde dünya, özelde “Kıbrıs Mutfağı” üzerine olan bu yazısıdır. Rahmetle anarım.

 

*     *     *

Araştırmacı yazar, sevgili kardeşim Zekâi Altan, gerek kitaplarında gerekse televizyon kanallarımızda yapmış olduğu mutfak programlarında, hep, şu cümlenin altını çizer:

– “Kıbrıs Mutfağı”nın milliyeti yoktur. “Kıbrıs Mutfağı”nı tek başına ne Türk ne de Elen mutfağı olarak tanımlayamayız. “Kıbrıs Mutfağı”, yüzyıllardan beri bu ada coğrafyası üzerinde egemen olmuş, asırlar boyunca bu ada üzerinden gelip geçmiş tüm medeniyetlerin ortak bir sonucudur.”

 

*     *     *

Söz, mutfaktan açılır da mutfakların olmazsa olmazlarından olan “kazan”, anımsanmaz mı?

   “Kazan”sız mutfak olmayacağına göre, anımsanıyor elbet!

Kıbrıs Türk siyasi tarihine uzun yıllar emek veren, milletvekilliği yanında CTP Genel Başkanlığı ile bir dönem (1993, CTP – DP Koalisyonu) ) KKTC Başbakan Yardımcılığı ve Bakanlık görevlerini de üstlenen, merhum, Özker Özgür’ün tee 50 sene önce yazmış – yayınlamış olduğu bir kitabı var meselâ… Kitabının adı, “Kıbrıs Kazanı”…

Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, konu, yarım asırdan fazladır bir kara kazan’da kaynayıp duran “Kıbrıs Sorunu” ele alınmakta ve o tarihe (1976) değin yaşanmış olan sorunlar – çıkmazlar irdelenmekte idi…

 

*     *     *

   “Kıbrıs Kazanı”nın ateşi, bugünlerde yine usul usul körüklenmekte, alttan alta harlanmakta ve bu kez içerisinde neyin – nasıl pişirileceğini henüz bilmediğimiz bir hazırlıklar telaşında da mutfağımız, hareketlenmektedir.

   “Kıbrıs Mutfağı”nın harlanan kazanında ne pişecek, tadı – tuzu ne olacak, şimdilik muamma…

 

*     *     *

Bu yazı, iki gün önceden, Salı gün öğlen saatlerinde, yazılan bir yazı…

Köşe yazılarım, haftada üç gün (Pazartesi, Perşembe, Cumartesi) yayınlandığı nedeniyle, yazılarımı, sayfa düzenleyen arkadaşlarımıza da kolaylık olması için yayın gününden önce, yazıp göndermekteyim…

Şuna değineceğim…

Az önce, Cumhurbaşkanlığından gelen bir telefonla, Sn. Cumhurbaşkanımızın yarın (bu yazının yazıldığı saatlere göre, yarın, Çarşamba) öğlene, Kıbrıs Gazetesi köşe yazarlarına cumhurbaşkanlığında bir yemek vereceği ve yazarları son siyasal gelişmeler konusunda bilgilendireceğinin, daveti yapıldı.

Davete, elbette katılacağım…

Doğal olarak, (bugüne göre), dünkü yemekte neler konuşulduğunu, bilmiyorum.

Bildiğim; yukarıda da değinmiş olduğum gibi; “Kıbrıs Mutfağı”nın bu son günlerde yeniden hareketlendiği, mutfağımızdaki kazanın da giderek, ısınmaya başladığıdır…

 

*     *     *

İşte bu mutfak hazırlıkları nedeniyle, önümüzdeki günlerde Ada’ya, bir ziyaretçi gelecek…

Ziyaretçi kim?

Bayan, Rosemary Anne DiCarlo. 

Bugün, 78 yaşında olan Bayan Rosemary Anne DiCarlo; Mayıs 2018’den bu yana Birleşmiş Milletler Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan, Amerikalı bir diplomat…

Bu ziyaretle ilgili olarak, Rum haber kaynaklarından Philenews şu bilgiyi paylaşır:

   – “Rosemary DiCarlo İsviçre’deki gayrı resmi beşli toplantıya hazırlanmak üzere Kıbrıs’ı ve bölgeyi ziyaret edecek. Philenews’ün elde ettiği bilgilere göre gayrı resmi beşli toplantı, Mart ayındaki Avrupa Konseyi’nden önce gerçekleşecek ve DiCarlo Şubat ayında Lefkoşa’yı ve üç garantör ülkeyi ziyaret edecek…”

Özetle; BM Genel Sekreter Yardımcısı Bayan Rosemary DiCarlo Şubat’ta Kıbrıs’ı ziyaret edecek, Mart ayında İsviçre’de yapılması beklenen gayrı resmi genişletilmiş toplantı için zemin hazırlayacak, ancak bu ziyaretin tarihi de henüz, kesin, değildir.

 

*     *     *

   Özker Özgür Hoca’nın da dediği gibi “Kazan kaynayadursun”, biz dönelim yine “Kıbrıs Mutfağı”nın o çok zengin, tee yüzlerce yıl evvelin kültürel imbiklerinden damıtıla damıtıla günümüze değin çıkıp gelen, damak tadına…

Hani o:

Adalılar olarak biz, lazmarin, Türkiye dil varsıllığında ise biberiye denilen ve de Akdeniz bitki örtüsüne özgü olan, o bitkiye…

   Lazmarin’in en büyük özelliği, kendine ait, oldukça hoş aromalı bir kokusunun olmasıdır…

Aromalı hoş kokusu yanında, birden çok özelliklere de sahiptir, lazmarin.

Örneğin yaprakları; dolma ve kızartma etler gibi çeşitli yiyecekleri tatlandırmak için kullanılırken, haşlanan çiçeklerinden uyarıcı bir şurup da yapılabilir, kolonya – esans da üretilebilir, yağ elde edilebilir, parfüm yapımında, şampuanlarda ve temizlik ürünlerinin imalinde de değerlendirilebilir…

Kıbrıslılar olarak bizim, aroması nedeniyle, fırın kebaplarımız için sini kenarlarına serpiştirdiğimiz gibi…

Çok daha önemlisi, en lüks en pahalı otel ve restoranlarımızda bile servis edilen kimi yemekler yanında, tabak kenarında yer almıyor mu?

 

*     *     *

Kıssadan hissesi…

   “Kıbrıs Sorunu”na çözüm konusunda, “Kıbrıs Kazanı” yeniden harlanıyor, harlanan kazanın bulunduğu “Kıbrıs Mutfağı”nda da yeni bir telaş, yeni bir heyecan başlıyor…

Lâkin bu kez; yarım asırdan sonra bu kez, az biraz daha aromalı, az biraz daha tütsülü, az biraz daha şurup tadında olacağız gibi!

Nereden biliyor, nereden mi bu tahminde, bulunuyorum?

Çok basit…

Bizatihi, Bayan Rosemary’nin, kendi adından!

Ada’ya; Şubat’ta gelecek olan yalnızca 78 yaşında deneyimli bir diplomat değil, aynı zamanda, Lazmarin’in kendisi!

Hadi bakalım; yıllar yılı, onca kan, barut ve ateş yanığı o ağır kokuların üzerimize sinmelerinden sonra, Ada’lılar olarak bu kez, gelecek yarınlarımızın aroması, üstümüzde çok olsun!

 

“Kıbrıs Mutfağı” Harlanan Kazan Ve “Lazmarin…”  
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.