Bülent Fevzioğlu

…istan’lar ve Tüccarlar!






Bilindiği gibi Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan, Güney Kıbrıs’a büyükelçi atadı.

Bu üç ülkenin Kıbrıs Rum Yönetimini tanıması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını reddetmesi demektir.

Oysa Türkiye; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman yanında oldu, olmaya da devam etmektedir.

Özetle; Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden daha çok, Türkiye üzerinde ciddi bir hayal kırıklığı yaşatmıştır…

Neden?

Önce, Özbekistan’ı anımsayalım…

*     *     *

Çok değil, daha bir yıl bile olmadı…

Tarih; 23 Temmuz 2024…

Henüz daha, dokuz ay önce…

Kısa adı TİKA olan ‘‘Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’’, Türkiye’den 15 uzman hekimi yanına alarak Özbekistan’a gitti ve orada TİKA’nın desteğiyle Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD), Özbekistan Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Cumhuriyet Acil Tıp Araştırma Merkezi ve Özbekistan Acil Tıp Hekimleri Derneği iş birliğinde başkent Taşkent’te “Sürekli RenalReplasman Tedavisi Kursu”, “Anestezi Uygulamalarında Hedefe Yönelik Ultrasonografi Kursu” ve “Uygulamalı Düşük Akım Anestezi Kursu” düzenlendi.

Haber şöyle:

*     *     *

– ‘‘Her biri üç gün süren bu kurslarda, Türkiye’den gelen 15 uzman hekim, yaklaşık 90 Özbekistanlı sağlık çalışanına eğitim verdi. Kurslarda yoğun bakımda sürekli renal destek tedavisinin pratik uygulamaları ve sorunların yönetimi konusunda interaktif çalışmalar yapıldı.

Eğitim programının açılış töreni Cumhuriyet Acil Tıbbi Yardım Bilimsel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene, Merkez Genel Müdürü Prof. Dr. Davron Tulyaganov, Özbekistan Acil Tıbbi Yardım Doktorları Birliği Başkanı Prof. Dr. Abduhakim Khadjibaev, Merkez Müdürü Prof. Dr. Doniyor Alimov, TİKA Taşkent Koordinatörü Ali Rıza Tezcan ve TARD Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Erdem katıldı.

Özbekistan’daki sağlık sektörünün geliştirilmesine yönelik projelere devam edeceklerini aktaran TİKA Taşkent Koordinatörü Tezcan, “TİKA olarak Özbekistan’daki faaliyetimiz boyunca sağlık sektörünün geliştirilmesine yönelik birçok projeye imza attık, ortaklaşa yaptığımız projeler ve kurslar, Özbekistan ve Türkiye arasındaki dostluk ve iş birliğinin güzel bir örneğidir” ifadelerini kullandı.

TARD Başkanı Erdem ise “Türkiye’den gelen uzmanlarımız, bilgi ve tecrübelerini Özbekistanlı meslektaşlarıyla paylaşmaktan büyük mutluluk duymaktadır. Bu tür programlar, her iki ülke için de faydalı olacaktır” diye konuştu.

Cumhuriyet Acil Tıbbi Yardım Bilimsel Merkezi Genel Müdürü Tulyaganov, açılış konuşmasında merkezin faaliyetlerinden bahsederek, bu tür eğitimlerin sektörde kalifiye uzman sayısını artırdığına dikkat çekti.

Son olarak Özbekistan Acil Tıbbi Yardım Doktorları Birliği Başkanı Khadjibaev, iki ülke arasındaki iş birliklerinin sağlık sisteminin gelişimine katkı sağladığını belirtti ve TİKA’ya teşekkür etti.’’

 

*     *     *

   Kazakistana gelelim…

Yıl, 2020…

Tüm dünya ülkeleri gibi, Kazakistan da Kovid – 19 virüsü ile ciddi sıkıntılar yaşamakta…Ve hatta Kazakistan

Yaşanan kayıplarından dolayı ‘‘Ulusal Yas’’ ilân edecek kadar darda, zorda ve tıbbi malzemelere acil ihtiyaç duymakta…

Türkiye, uçaklar dolusu tıbbi malzeme katkısı ile Kazakistan’ın yanında olur…

Dönemin, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Sn. Yavuz Selim Kıran, tıbbi malzeme desteğinin teslim edildiği gün, şöyle der:

– ‘‘Tarihi dönüm noktalarından birini idrak etmekteyiz. Gönderdiğimiz tıbbi yardımların Kazakistan’ın Kovid-19 ile mücadelesinde Kazakistan halkına güç ve şifa vermesini temenni ediyoruz.”

Gelelim; bu tıbbi malzemelerin teslim alındığı gün, Kazakistan‘ın Ankara Büyükelçisi Sn. AbzalSaparbekuly’un söylediklerine:

Şöyle dedi:

– ‘‘Kazaklarda ve Türklerde ortak bir atasözü vardır:

– Gerçek dost kara günde belli olur.

Bugün de kardeş Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk halkının ne kadar kıymetli ne kadar yardımsever olduğunun bir örneğini yaşıyoruz. Bu bağlamda, kardeşlik bağları üzerine inşa edilen Kazakistan ve Türkiye ilişkilerinin, küresel salgın döneminde insani yardım boyutunun ön plâna çıktığını söyleyebiliriz.”

Saparbekuly, yardımlar dolayısıyla başta Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm kurumlara ve katkıda bulunan herkese teşekkür eder ve sözlerini, şöyle noktalar:

– ‘‘Bu yardımlar, Kazakistan ile Türkiye arasındaki kardeşliği yansıtmaktadır.

Bu kardeşliğin “ebedi olması” dileğinde bulunuyorum.’’

 

*     *     *

   Türkmenistan’a gelelim…

Tarih, 27 Ekim 1991…

Bu tarih; Sovyetler Birliği’nin dağılmasından hemen sonra, Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilân ettiği tarihidir…

‘‘İnsamer’’, – özetle – şu bilgileri paylaşır:

 

*     *     *

– ‘‘Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkiler, Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılından bu yana son derece olumlu ve yakın düzeyde seyretmektedir.

Öyle ki Türkiye, Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ve Aşkabat’ta ilk büyükelçilik açan ülke konumundadır.

Aynı şekilde Türkmenistan da ilk büyükelçiliğini Türkiye’de açmıştır.

İki ülke arasında “Bir millet, iki devlet” anlayışı ile ortak tarihî, kültürel ve toplumsal bağları önemseyen sıkı bir dostluk ilişkisinin mevcut olduğu söylenebilir.

Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ticarî ilişkiler de oldukça güçlüdür.

Özellikle Türk şirketlerinin Türkmenistan’da yüklendiği taahhüt projeleri, ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinde başat rol oynamıştır. Türkmenistan’da 600’ün üzerinde Türk şirketi faaliyet göstermekte olup, bugüne kadar üstlenilen projelerin toplam maliyeti 50 milyar dolara yaklaşmıştır. Öte yandan ticarî ilişkileri güçlendirmek üzere iki ülke arasında pek çok ticaret antlaşması imzalanmıştır.’’

 

*     *     *

Ne diyor; Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sn. Destici?

– ‘‘Türk Devletleri Teşkilâtı üç üye ülkenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmi olarak tanımayıp tam bunun karşısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bölgesine büyükelçi ataması gerçekten onlar adına büyük bir talihsizlik, bizim açımızdan da büyük bir hayal kırıklığı oldu.’’

 

*     *     *

Bu arada, Cumhuriyet gazetesine demeç veren Kıbrıslı Türk, Prof. Dr. Soyalp TAMÇELİK de şu değerlendirmelerde bulundu:

– ‘‘Böylece Türk Cumhuriyetlerinden üçü, GKRY ile diplomatik ilişki tesis ederek KKTC’yi tanımadığını tescillemiş oldu. GRKY’yle resmi ilişki tesis eden Türk Cumhuriyetleri, Türk Dünyası’nın ortak meselelerinden ziyade kendi ulusal çıkarlarına önem verdiklerini gösterdiler.

   Özellikle Kazakistan’ın GKRY’ye atadığı Büyükelçi Nikolay Zhumakanov’un Rumların savunduğu tezlere destek vermesi ve ‘Kazakistan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınan sınırları içindeki egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla desteklemektedir’ demesi de kabul edilemez.”

– “Türk Cumhuriyetlerinin GKRY ile ikili ilişkilerde bulunması ve diplomatik misyon ataması Türkiye’nin KKTC’yi tanıma çağrılarını değersizleştirdi. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’de (BM) 3 dönem boyunca KKTC’nin tanınması için çağrıda bulunmasından sonra Türkmenistan’ın buna itibar etmeyerek GKRY’ye büyükelçi ataması KKTC’den ziyade Türkiye’ye, Türk tezlerine ve çıkarlarına karşı durduğunu gösterdi”

–  Rum Yönetimi’nin tanınması demek Kıbrıs Adası özelinde Türk tarafının varlığına, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına, deniz yetki alanlarının paylaşımına, hidrokarbon kaynaklarının çıkartılmasına, Doğu Akdeniz’deki haklarına ve bölgedeki dengelere karşı durmak demektir. Görüleceği gibi bu eylem, salt bir tanıma ve tanımama meselesi değildir.”

 

*     *     *

Kıssadan hissesi:

Hani hep ‘‘üniversiteler adasıyız’’ diye bir coşkumuz, sevincimiz vardı ya…

Hani nerede bu üniversitelerimizin, o bilim insanları?

Ülkemiz adına, yaşanmakta olan ciddi bir şaşkınlık, müthiş bir hayal kırıklığı vardır…

Hani o dostlar o kardeşler o büyük teşekkürler?

Peki ya neden susuyor şu bizim üniversiteler; neden hiç konuşmuyor, bir fikir paylaşmıyorlar?

…‘istan’ların karşısında, tüccarlıkları mı ağır, basıyor yoksa?

…istan’lar ve Tüccarlar!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.