

Makarios’tan başlamak üzere, Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin ve kilisenin, yıllar yılı kendi orta ve lise öğrencilerini Türklere karşı nasıl kışkırttığı, pankartlar ve ırkçı sloganlarla nasıl şiddete ve eylemlere yönelttikleri belgeler, fotoğraflar, gazete manşet ve haberleriyle bilinmektedir.
Geriye dönük olarak Google üzerinden yapılabilecek kısa süreli bir bilgi arama ve araştırmada, merak edilirse eğer, istenen haberler fazlasıyla ortaya çıkabilecek hız ve kolaylıktadır.
Çok değil, daha iki hafta önce, bir kez daha Rum komşu öğrenciler Denya’da toplanmış, örneği çok eylemlerine, bir yenisini daha katmışlardır.
Ne diyor, 4 Nisan (2024) tarihli Rum haber kaynağı Sigmalive?
– ‘‘Bu sabahtan itibaren Denya’da “işgal karşıtı” eylem yapılıyor.
Eyleme, bölgedeki ilk ve orta dereceli okullardan öğrenciler katılıyor.’’
* * *
Aklıselim bir kişi; hangi dil, din, ırk ve mezhepten olursa olsun, açıkça itiraf edilen bu cümle üzmez, düşündürmez ve ‘‘çocuklar adına’’ endişe duymasına – kaygılanmasına neden olmaz mı?
– ‘‘Eyleme, bölgedeki ilk ve orta dereceli okullardan öğrenciler katılıyor…’’
* * *
Ve yine Sigmalive’nin verdiği habere göre ilk ve ortaokul öğrencilerinin atmış (daha doğrusu, attırılmış) oldukları sloganlar, ol malûm sloganlar:
* “Özgürlük ve geri dönüş talep ediyoruz”,
* “Garantilere hayır”,
* “Türk askeri dışarı”…
* * *
Şimdi, yaklaşık iki ay önceye, 18 Şubat (2024) gününe gidelim…
Bir grup Kıbrıslı Türk, Trodos bölgesini ziyarete gider…
‘‘Münferit’’ bile olsa, hiç özrü, hoşgörüsü ve kabulü olmayacak şekilde Trodos bölgesindeki Platania adlı piknik alanına girdikleri esnada fanatik bir grup tarafından Yunan bayraklarına sarılı sopa ve taşlarla fiziksel saldırıya uğrarlar…
Bu taciz üzerine Dışişleri Bakanlığımız bir kınama mesajı yayınlar, şöyle der:
– ‘‘Yıllardan bu yana Güney Kıbrıs Rum yönetiminde siyasi liderlik, kilise ve okullar tarafından canlı tutulan, beslenen ve gencecik beyinleri zehirleme pahasına ekilen düşmanlık tohumları, bugün neticesini bu gibi fiziksel şiddetin artması şeklinde göstermektedir.’’
* * *
Trodos bölgesindeki ‘münferit’ taciz ve saldırıdan dokuz yıl geriye gidelim…
Tarih, 16 Ekim 2015…
Bu kez; ilk ve ortaokul öğrencilerinden biraz daha yetişkin abilerine gidelim…
O abileri ki kendilerini, daha örgütlü olduklarından ‘‘ELAM’’ diye tanımlıyorlar.
‘‘ELAM’’lı abileri, KKTC’nin kuruluş yıl dönümü kınamak amacı ile sınır kapılarında eylemler gerçekleştirir. Yüzlerce ‘‘ELAM’’ üyesi fanatik gurup, sınır kapılarında Türk plâkalı araçlara taş ve sopalarla zarar verir… Saldırılarda, Türk plâkalı araçlarda bulunan vatandaşlardan yaralananlar olur ve kısa bir süre sınır kapılarındaki geçişler durdurulur…
Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı olan Sn. Mustafa Akıncı, basına yapmış olduğu açıklamasında, Lefkoşa’da sınır kapılarına yakın bölgelerde ‘‘ELAM’’ üyelerinin Kıbrıslı Türklere yönelik saldırısının müzakere sürecine hiçbir katkısı olmadığını vurgular ve Rum Yönetimi’nden suçluları derhal yakalamasını ve yargı önüne çıkarmasını ister.
* * *
Cumhurbaşkanımız Sn. Akıncı’nın o günlerdeki muhatabı olan Sn. Anastasiadis de bir açıklamada bulunur ve ‘‘bu tür saldırıların, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için gösterilen çabalara olumsuz etki yaptığını’’ belirtir, kınar ve kabul edilemez olduğunu söyler.
Dahası, Rum Yönetimi Başkanı Sn. Nikos Anastasiadis Twitter hesabından bir açıklamada daha bulunur, şöyle der:
– ‘‘Bazı münferit kişilerce veya azınlık gruplarca yapılan sahte vatanseverlik nidalarıyla adanın bölünmesini hedefleyen bu gibi eylemlere devlet, müsamaha göstermeyecektir.’’
* * *
Şu bir gerçek ki…
Kıbrıslı Türkler olarak kendi içimizdeki sosyal, siyasal ve ideolojik düşünce farklılıklarımız ne olursa olsun, kapıların açılması ve karşılıklı geçişlerin başladığı günden beri Kuzey topraklarına ziyarette bulunan adalı komşularımıza yönelik böylesine taciz edici, kin, nefret ve öfkeden beslenen saldırgan olaylar hiç görülmemiş, yaşanmamıştır.
Ve özellikle ne okullarımızda ne de camilerimizde ayrılığı körükleyen kışkırtmalara gidilmemiş, ne dini ibadetlerde ne de okul sıralarında fanatik bir dil kullanılmamış, kullanılmamaktadır.
* * *
Dışişleri Bakanlığımızın 20 Şubat 2024 günü yapmış olduğu açıklamasında yer alan şu bilgiler oldukça düşündürücü, dikkat çekicidir:
– ‘‘Kıbrıs Rum Eğitim Bakanlığı’nın 2023-2024 yılı için başlattığı “Türk işgali hakkında afiş yarışması”, veya orta dereceli okullar seviyesindeki tüm öğrencilere “Türk ordusu tarafından kolu kesildiği” iddia edilen bebeği konu alan şiirin “yol göstermesi” maksadıyla okutulacağı sözde edebiyat yarışmaları, Kıbrıs Rum halkı arasındaki Türk düşmanlığının ve nefret duygularının canlı kalması amacıyla kasıtlı olarak yapılan girişimlerdir.’’
* * *
‘‘Güney Kıbrıs Rum yönetiminde okutulan kitaplarda Türk halkına karşı yer alan ırkçı ve nefret dolu söylemler ise her gün genç beyinleri zehirlemekte, adada barış ve huzur dolu bir geleceğin inşasından ziyade, hegemonyacı bir zihniyetin yetişmesine neden olmaktadır.’’
* * *
‘‘Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Üniversitesi Saha Araştırmaları Merkezi’nin Ocak ayında yapılan bir araştırmaya göre, 31 Avrupa ülkesi arasında GKRY’nin, en fazla yabancı düşmanlığına sahip ilk 10 ülke arasında yer aldığı yönündeki tespiti, şaşırtıcı değildir.’’
* * *
Kıssadan hissesi:
Ne diyor, ‘‘Bulutlar Adam Öldürmesin’’ adlı şiirinde, büyük şair, Nazım Hikmet?
– ‘‘Çocuklara, kıymayın efendiler…’’
Kıbrıslı Türkler olarak ne mutlu bizlere ki…
Karşılıklı geçişlerin başladığı günden beri, bugüne değin hiçbir Rum lider, hiçbir cumhurbaşkanımıza çağrıda bulunup da,
– ‘‘ ‘İşgal’ dediğimiz topraklarınızda, vatandaşlarımıza tacizde ve saldırıda bulunanları tespit edip, yargıya taşıyınız’’ dememiş, diyememiştir…
Lâkin bizim cumhurbaşkanlarımızın tümü de, ‘biz Devletiz!’ diyenlere bu çağrıyı, hep yapmıştır!
Yorumlar kapalı.