Gazeteci, yazar ve yayıncı Sn. Deniz GÖRGÖZE’nin” Direnişin Kahramanları (1955 – 1974)” adlı 288 sayfalık kitabı, milli mücadele yıllarımıza göz tanıklığında bulunan kişilerle yapılan, uzun soluklu bir söyleşiler kitabı.
Televizyon programları yanında, özellikle dergi yayıncılığımıza çok büyük katkılarda bulunan Sn. GÜRGÖZE, bu kitap çalışmasıyla yalnızca yazınsal arşivlerimizi zenginleştirmemiş, aynı zamanda, yaşanan zor ve kanlı yıllarımıza göz tanıklığında bulunanlarımızın kişisel anılarıyla da hafızalarımız dağarcığına çok önemli gerçek insan öykülerini de kazandırmıştır.
Sn. Deniz GÜRGÖZE’yi bu belgesel çalışmasından dolayı kutlar, kitabına aldığı tarihi fotoğrafların da ayrı bir arşivsel değerde olduğuna dikkat çekmek isterim.
Sn. Deniz GÜRGÖZE
Kimdir?
“4 Temmuz 1975, Gazimağusa doğumludur.
1994-1998 yılları arasında Elektrik –Elektronik Mühendisliği eğitimi aldı.
Üçüncü sınıfta eğitimini yarım bırakarak iş hayatına atıldı.
Gürgöze, gazetecilik sürecinden önce çeşitli belediyelere yerel yayınlar yapmaya başladı.
Gazeteciliğe 2006 yılında Halkın Sesi Gazetesi’nde başladı.
İlk köşe yazılarını www. haberhavadis.com ve www.kibrispostasi.com’dayazdı.
2006-2009 yılları arasında Halkın Sesi Gazetesi’nde çeşitli araştırmalar (TMT dönemine ait) ve röportajlar yaptı.
2010-2011 yılarında Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nda basın danışmanlığı görevini yürüttü.
2007 yılında Mesarya Ajans (haber ve reklam ajansını) kurdu. Bu alanda çeşitli yayınlara imza attı.
2010-2013 yılları arasında BRTK’da ‘Yerel Yönetimler’ adı altında program yaptı.
2012 yılında Levent Özadam ile birlikte www.kibristime.com İnternet Haber sitesini kurarak, sitenin Genel Müdürlüğünü üstlendi.
Gürgöze; çeşitli birlikler, dernekler, Odalar ve siyasi isimlerin basın danışmanlıkları görevini yürütmekte ve belediyelerle ilgili çeşitli araştırmalar üstelenerek bu alanda yayınlar yapmaktadır.
2014 yılında, Havadis Gazetesi’nde köşe yazıları da yayımlandı.
2015 yılında İş Kadınları Derneği ve Telsim İşbirliği ile yılın “Girişimci İş Kadını” ödülünü aldı.
Kıbrıs Gazeteciler Birliği üyesidir. KKTC’nin en köklü spor kulübü olan Yenicami Ağdelen Kulübü (2014 yılından beri) ve Avcılık Federasyonunun yönetiminde (2015 yılında) yer almaktadır.”
Yazarın
Kitabına Yazdığı Önsözü…
“BU KİTAP ÜZERİNE
DUYGU VE DÜŞÜNCELERİMLE…
Kısa adı TMT OLAN “Türk Mukavemet Teşkilâtı” üzerine bugüne değin akademik boyutu ile iki sempozyum düzenlenirken; konuyla ilgili farklı imzalardan araştırmalar yapıldı, bildirilerle makaleler paylaşıldı, kitaplar yayımlandı…
Kimi imzalar eleştirel ve hatta acımasızca kullanırlarken araştırmalarını, kimileri de “Kıbrıs Türk sosyal yaşam tarihimizin önemli bir kilometre taşı idi” diyerek… Ya da bu cümleye son derece yakın durarak, yarım yüzyıl evvelimize ait tarihsel bir konuyu dünden bu güne, bugünden yarına taşımak yürekliliğinde ortaya koydukları bilgi, belge ve anıları okurların sağduyusuna armağan ettiler…
TMT içerisinde can yakan, tarihsel vak’a’ları yaralayan olumsuz olaylar hiç mi olmadı?
Elbette oldu…
Ve zaten bunun için değil mi ki, TMT’nin üç kurucusundan biri olan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanımız Sn. Rauf Raif Denktaş bile;
– Her yeraltı örgütünde bunlar mutlaka olur, diyen?
Özünde zavallı, basit, kaprisli, kompleksi ya da yüzsüz ve şımarık kimileri, dönemin koşulları nedeniyle beline silâh takmış, o zor ve kanlı günler (Kıtlıkta keçiye ‘Abdurrahman Çelebi’ denildiğince) için “hasbelkader önemli olmuş” kimileri, azmı istismar ettiler TMT denilen bu ulvî ve toplumsal oluşumu?
Bugün aradan, TMT’nin ilk yeraltı bildirisini yayınladığı gecenin üzerinden 58 yıl geçmiştir…
58 yıl sonra bugün; o ilk yeraltı bildirisinin kapı altlarından gece yarıları dağıtıldığı korkulu ve telaşlı zamanlarda doğmamış olan bizler, 58 yıl sonra hâlâ TMT’ni merak edebiliyor, araştırıyor ve bildirilere, makalelere, kitaplara taşıyor ya da taşıma çabası veriyorsak eğer, bu çabanın ardındaki tek gerçek, TMT’nin yaşadığımız bu coğrafya üzerinde bıraktığı ‘Tarihsel’ izin peşinde yürümek gereksinimini içtenlikle duymuş, hissetmiş vehatta bunu ‘Toplumcu bir sorumluluk” bildiğimizdendir…
Bu kitapla ilgili uzun bir çalışma, araştırma ve söyleşiler gerçekleştirdim…
Kuşkusuz; bu kitapta yer verdiğim anı ve anlatıların tarihsel sorumluluğu, isimleri ile birlikte fotoğraflarını da sizlerle paylaştığım, kişilere ait…
Ancak şu da toplumsal bir gerçeğimizdir ki; yıllar yılı okullarımızdaki ders kitapları ile gündelik yaşamda bize farklı zaman ve mekânlarda sunulan konuya ilişkin bilgiler de, ‘Resmi Tarih’ denilen yekpare bilgilerden ibaret oldu hep…
Oysa yaşadığımız günler, olaylar ve deneyimlerimiz göstermiştir ki, ‘Tarih’ denilen geçmişimiz, aslında, “Resmi ağızlarda ve törenlerden medyaya servis edilen o özenle yazılmış metinlerde” değil, sokakta ve sokaklarımızın falanca mahallesinde yaşayan ‘sessiz, sakin ve mütevazı’ insanlarımızın öykülerinde saklıdır…
Kısacası…
Bu kitap; bu güne değin adları hiç bilinmeyen, konuşulmayan ve hatta anımsanmayan… Unutulan ya da unutturulan…
Ve fakat…
Türk Mukavemet Teşkilâtı’na önce yüreklerini ve inançlarını, sonra hayatlarını ve “ölürsek vatan sağ olsun” diyen helâlliklerini bağışlayan bir avuç insanımızın anılarına dayalı bir TMT kitabıdır…
Hiçbir kitap, sonuna değin yazılmış ve bitmiş bir kitap değildir…
Öyle olsaydı eğer, aynı konuda başkaca kitaplar yazılmaz, benzer konudaki öteki kitaplar bir öncekilerin yanında yer almazdı…
Bu kitabın öncelikli özelliği, bundan önceki ortak paydalı kitaplarda yer almayan bilgileri ve anıları sizlere taşımasından ibarettir…
Ve yine bu kitabın bir diğer özelliği de; Türk Mukavemet Teşkilâtı’nın üç (Diğerleri: Dr. Burhan Nalbantoğlu – Kemal Tanrısevdi) kurucusundan biri olan, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanımız, merhum, Rauf Raif Denktaş’ın (27 Ocak 1924) doğum yıldönümü içerisinde meraklısı – okuyucusuyla buluşmasıdır…
TMT; bugüne değin yazıldığı, konuşulduğu, alkışlandığı ve tartışıldığı gibi, bundan sonraki zamanlar içerisinde de daha çok yazılacak, konuşulacak, alkışlanacak ve tartışılacaktır…
Kitabımın; gelecek yıllar içerisinde topluca ele alınacak akademik bir değerlendirme masası üzerinde yer alacağına yürekten inanır, Kıbrıslı Türklerin varoluş savaşımında kaybettiklerimizi rahmet ve şükranla anarken, hayatta olanlarına sağlık ve mutluluklar dilerim…”
Yorumlar kapalı.