Cumhuriyetin ilânından sekiz gün sonra, bütün olumsuzluklara ve kınamalara karşın, Avrupa Parlamentosu’ndan Kıbrıs Türkleri adına sevindirici, farklı bir ses yükselir.
Parlamentonun Alman üyelerinden Radolf Wedekin, batı ülkelerine şu sözlerle seslenir:
* * *
(Rudolf Wedekin)
– ‘‘Kıbrıs Türkleri tarafından demokratik bir şekilde seçilen Rauf Denktaş, parlamentonun isteğine uyarak bağımsızlık ilân etti.
Buna, batı ülkelerinin bu kadar tepki göstermesi, düpedüz haksızlıktır»
* * *
Süreç içerisinde, sayıları son derece az da olsa, başka yabancı diplomatlar daha Radolf Wedekin gibi Kıbrıs Türklerini destekleyen açıklamalar, yapacaklardır…
Ancak, bir özeleştiriye gidersek eğer, biz, bizi destekleyen bu diplomatlarla siyasi bağımızı yeterince koruduğumuzu ve güçlendirdiğimizi söyleyebilir miyiz?
Bu soruyu, Kurucu Cumhurbaşkanımız Sn. Denktaş’a sorduğum zaman, şu yanıtı verdi:
* * *
(Rauf DENKTAŞ)
– ‘‘Bunlara yazı yazdık, teşekkür ettik, davet ettik…
Bunun ötesinde fazla bir şey yapamazdık, çünkü temsilcilerimiz yoktu o yerlerde o zamanlarda… Bu nokta, büyük bir eksikliğimizdir… Çok büyük bir eksikliğimizdir. Bu gibi insanların üzerine gitmek lâzım… Dışişleri Bakanının çıkıp gitmesi lâzım, kendilerine kitaplar gönderilmesi, broşürler gönderilmesi lâzım, irtibatı devam ettirmesi lâzım.
Rudolf Wedekin ile bu temasların ne dereceye kadar devam ettirildiğini bana sorarsan, ben bilemem… Ama bunların Dışişlerinde bir listesi olması lâzım, kendilerine yortu günlerinde, Crismasta devamlı surette tebrikler gönderilmesi, bağlantının devam ettirilmesi lâzım, davet edilmesi lâzım.
Bu konuda çok zayıfız ve çok geride kalmış bir durumumuz vardır maalesef.’’
* * *
Tarih:24 Kasım 1983.
Avrupa Parlamentosunun temeli; 1951 tarihli Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu üzerine şekillenir. İlk toplantısını 78 üyeyle gerçekleştiren oluşum, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilân edildiği Kasım 1983 yılına gelinceye değin, üye sayısını 732’ye ulaştırır…
1951 – 1983 yılları arasında geçen 32 yıllık süreçte, bir ilkeyi, hep korur…
Bu ilke; her toplantının kapanışı sonrasında, toplantıyı değerlendiren bir bildiriyi, yayınlama ilkesiydi…
Parlamento, bu ilkesine ilk kez, 1983 yılı toplantısında ters düşer.
Haber ajansları, bu ilkenin ilk kez uygulanmaması gerekçesini, şu paragrafla servis eder:
* * *
– ‘‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık kararını kınayan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararının bildiriye konulmasını isteyen Kıbrıs Rum yönetiminin isteğine Türkiye’nin karşı çıkması üzerine, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, tarihinde ilk kez, bildiri yayınlamadan dağıldı.’’
* * *
Tarih:25 Kasım 1983.
25 Kasım 1983 günü Bengaldeş, Commonwealt’in, Güvenlik Konseyi Kararı’nı desteklememesi isteğinde bulunur. Bu arada, on günden beri yurtdışında görüşmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Sn. Denktaş, ülkeye döner…
Sn. Denktaş’ın dönüşü, Lefkoşa Atatürk Meydanı’nda büyük bir mitingle karşılanır…
Atatürk Meydanı’ndaki miting büyük bir katılımla sürerken, Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Kapsis tarafından basına yapılan açıklamada, Yunan hükümetinin, İngiltere Başbakanı Thatcher tarafından 16 Kasım günü Türkiye Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e sunulan ‘‘garantör devletlerin üçlü bir konferansta buluşması önerisi’’ni reddettiği açıklanır.
Bayrak Radyo Televizyon Kurumu adına, konuya ilişkin olarak çektiğim bir televizyon belgeseli için görüştüğüm Sn. İsmet Kotak, şu değerlendirmede bulundu:
* * *
(Sn. İsmet KOTAK)
– ‘‘Sayın Denktaş yurtdışından Adaya döndükten sonra, Atatürk Meydanı’nda, Cumhuriyet ilânı konusunda dev bir miting yapıldı. Ve bu, Mayıs’tan itibaren dindirilmiş şekilde yapılmakta olan hazırlığın devamı idi.
Yani, netice itibarı ile bir Cumhuriyete doğru adım atılmaktaydı ve bu adımın başarılı geçmesi gerekiyordu. Çünkü krizi yaratan Kiprianu ve Rum – Yunanistan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Kuzey’de otoriteleri olduğuna dair bir karar çıkarmışlardı. İşte buna yanıt olarak, bizim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilânımızdan başka yapacak hareketimiz yoktu.
İngiltere, üçlü bir konferans önerdi…
Çünkü kendi, buradaki üslerini kurtarmak istedi.
Ama biz biliyoruz ki Yunanistan ve Kıbrıs Rumları, 1964’ten sonra böyle bir uluslararası konferansı kabul etmeme politikası gütmekteydiler ve bu toplantıyı yapmak istemediler.
Neden istemediler?
Çünkü Cumhuriyetin ilânından sonra ortaya çıkmış olan böyle bir durumda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilcisi o toplantıya girdiği anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşruluğu kabul edilmiş olacaktı onun için ayak sürdüler ve böyle bir toplantıyı yaptırmadılar.’’
* * *
Bu arada, Barış Harekâtının unutulmaz Başbakanı Sn. Bülent Ecevit de basına yaptığı açıklamada, Cumhuriyetin ilânı kararını şu sözlerle değerlendirir:
* * *
(Sn. Bülent ECEVİT)
– ‘‘KKTC’nin ilânı kararının doğruluğuna inanıyorum’’.
* * *
Tarih:27 Kasım 1983.
27 Kasım 1983 günü, Yeni Delhi’de, İngiliz Uluslar Topluluğu Zirve toplantısı, devam etmektedir.
Kıbrıs Rum toplumu lideri Spiros Kiprianu, bu toplantıda akıldışı bir iddiada bulunur, şöyle der:
* * *
(Spiros KİPRİANU)
– ‘‘Türkiye’nin, Kıbrıs’ta yeni bir devlet kurdurması, bütün İngiliz Uluslar Topluluğu’na karşı yöneltilmiş, ciddi bir saldırıdır.’’
* * *
Pazartesi günkü köşe yazımızda, devam etmek üzere…
Yorumlar kapalı.