Türkiye’nin, Kıbrıs’taki askeri varlığında azaltmaya gideceğini açıklaması, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi Robert Strausz – Hupe tarafından da olumlu karşılanır.
Robert Strausz-Hupe, şu açıklamada bulunur:
* * *
– “Bu kararı Kıbrıs’taki Rum ve Türk toplumları arasındaki gerilimi azaltıcı ve ilişkileri geliştirici bir adım olarak görüyorum.”
* * *
Tarih: 4 Ocak 1984…
Amerika, Türkiye’nin asker azaltma kararını ‘‘ilişkileri geliştirici bir adım’’ olarak değerlendirmesine karşın, Kıbrıs Rum yönetiminden gelen yanıtsa, hep o bildik, uzlaşmaz yanıttı:
– “Güvenlik Konseyi’nin 541 sayılı kararının hükümlerini uygulatmak için, çaba göstereceğiz.”
* * *
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilânının, İslâm ülkeleri tarafından kabul göreceği yönünde ciddi bir inanç ve güven vardı… Olmadı… Ancak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi, 1 Ocak 1984 günü bağımsızlığını ilân eden Burnei Devleti’ni, tanıdığını duyurdu…
Dışişleri Bakanımız Sn. Necati Münir Ertekün, 4 Ocak 1984 günü yaptığı açıklamada, şöyle der:
* * *
(N. Münir ERTEGÜN)
– ‘‘Hükümetimiz, 1 Ocak 1984 tarihinde bağımsızlığına kavuşan kardeş Müslüman Burnei Devletini tanımayı kararlaştırdı. Tanıma kararımız Burnei Devlet Başkanı’na bir yazı ile duyuruldu. Kardeş Burnei halkına bu vesile ile en iyi dileklerimizi yineleriz.’’
* * *
Tarih:6 Ocak 1984…
Kıbrıs Rum yönetiminin her yeni adıma olumsuz ve tatminsiz yaklaşımına yanıt, İngiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe’den gelir. Şöyle der:
– “Kıbrıs’ta gerilimi azaltmak amacıyla atılan her yeni adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu çerçevede, Türkiye’nin asker çekme kararını da tatmin edici buluyoruz.”
* * *
Tarih:15 Ocak 1984…
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Mohammad Abbas, 15 Ocak 1984 günü Milliyet Gazetesi’ne özel bir demeç verir, şöyle der:
– “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni mutlaka tanıyacağız. Bundan, hiç şüpheniz olmasın.”
Ancak bu tanıma, hiçbir zaman gerçekleşmez…
Neden?
Bu sorunun yanıtı, Sn. İsmet Kotak’tan, şöyle gelir:
* * *
– ‘‘Daha önce de dediğim gibi, Pakistan, son derece samimi idi.
Bangladeş, son derece samimi idi.
Bunların içerisinde, bizim yanımızda görmek istediğimiz bir Libya vardı ki göremedik… Onların da kendi dertleri ve sorunları vardı. Yine Arap ülkelerinden bazıları Ankara’ya çok yakındır, onlar bile hareket edemediler. Bence büyük hata yaptılar. Pakistan ‘‘ben daha sonra elbette tanıyacağım’’ gibi açıklamalarda bulundu ama işte 2010 yılına kadar geldik, sadece belirli temsiliyet kabulünden başka bir ilerleme olmuş, değildir.
Çünkü o günlerde meydana gelen olaylar, bir yerde kendilerini de birinci derecede ilgilendirmekteydi. Daha sonra, biliyorsunuz, Avrupa Birliği konularında olsun, geriye kalan konularda olsun, meselâ Annan Plânı…
Annan Plânı’nda Rumlar – Yunanlılar büyük sınav verdiler ve sınıfta kaldılar. Bir deneme yapılmıştı. Son derece ileri bir deneme idi ama ret kararı çıkardılar – kabul edeceklerini açıkladıkları halde – ve bu kabul lâfı Türkleri aldatmak ve Türklerin tek başlarına hareket etmelerini sağlamak için Papadopulos’un ve Yunanistan’ın oyunu idi.
Ama bu Annan Plânı’na ilişkin – yani referanduma ilişkin – büyük bir rapor ve Güvenlik Konseyi’nden çıkması gereken ve yol gösterici olacak olan karar, işte Rumlara çok yakın olduğu bilinen Rusya ve grubu tarafından engellendi ve maalesef Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Annan’ın raporu, bence, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’nin dosyalarında kaldı. İşte ‘‘sümen altında kaldı’’ dediğimi budur.
O günden sonra da herkes bilir ki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı, referandumu havada bıraktı ve böyle bir kararı çıkartmadı.
Oysa o karar, Rum ve Yunanlının kınanmasını öngörmekteydi.’’
* * *
Cumhuriyetin ilânından tam iki ay sonra, Kıbrıs Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük, tedavi gördüğü Londra’da, yaşama veda eder…
* * *
Tarih:16 Ocak 1984…
Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi üyesi Tom Lantos ve beraberindeki heyet, 16 Ocak 1984 günü Ankara’da, bir dizi, üst düzey temaslarda bulunur…
Konu, yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türklerinin bağımsızlık kararıdır…
Tom Lantos; sırasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Necmettin Karaduman, Başbakan, Turgut Özal, Milli Savunma Bakanı, Zeki Yavuztürk ve Genelkurmay Başkanı, Orgeneral, Necdet Üruğ ile görüşmelerde bulunur.
Görüşmeler sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen heyet üyeleri, ziyaret nedenlerini şu cümleyle özetler:
– “Türkiye’nin Kıbrıs konusunda yeni jestler yapması, adımlar atması gerekmektedir.”
* * *
Perşembe günkü köşe yazımızda, devam etmek üzere…
Yorumlar kapalı.