
(Pazartesi günkü köşemizden, devamla)
* * *
Kıbrıs Türk tarafı, bu önerileriyle eşitlik temelinde hem iki tarafa hem Kıbrıs Adası’na hem de bölgemize fayda sağlayacak iş birliği alanları konusunda Rum muhataplarıyla birlikte çalışma iradesine sahip olduğunu sözde değil, özde de göstermiştir.
Bu kararlılığımı, müktesep haklarımız olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz korunarak ileriye götürmeye hazır olduğumu da ifade ettim. Eğer, hem adamıza hem de bölgemizin barış, istikrar ve refahına katkı sağlanmak isteniyorsa başta Rum tarafından olmak üzere, ilgili tüm taraflardan bu iş birliği önerilerimizin hayata geçirilmesi konusunda olumlu tutum bekliyoruz.
Anastasiadis’in bu önerilerimize açık fikirli ve olumlu bakması yönünde teşvik edilmesini de BM Genel Sekreteri’nden rica ettim. Şimdi top, Rum tarafındadır. Anastasiadis’e çağrım şudur; ‘Adamızın ve bölgemizin geleceği için olumlu adım atılmasına biz hazırız. Gelin bu önemli konularda birlikte çalışalım ve hem halklarımıza hem de bölgemize, önerdiğim bu iş birliği alanında birlikte çalışarak katkıda bulunalım.’
Kıbrıs Türk tarafı, Anavatan Türkiye’nin de tam desteğiyle yapıcı ve proaktif siyasetinin ve iradesinin somut bir örneğini daha iş birliği önerileriyle masaya koymuştur. Ben, uzlaşıdan ve diplomasiden yana bir lider olarak faydasının, yaşamın her alanında hissedileceği bu iş birliği önerilerimizin bir an önce hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımı bir kez daha yinelemek istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın,
8 Temmuz Tarihli
İkinci Mektubu:
‘‘Kıbrıs Türk Tarafı olarak BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres aracılığıyla Rum lider Anastasiadis‘e iletilmek üzere hazırladığımız ikinci kapsamlı iş birliği önerilerimizi bugün, BM Yetkililerine sunduk.
* * *
1 Temmuz 2022 tarihinde yapmış olduğum dört önemli alanda iş birliği önerimize ek olarak, bugün ilgili kurumlarımızın değerli katkılarıyla hazırlanan “Kıbrıs Adası’nın mayınlardan temizlenmesi” ve “Düzensiz Göçle mücadele” konularındaki kapsamlı önerilerimizi de BM aracılığıyla sunmuş bulunuyorum.
Cumhurbaşkanı olarak Halkımızın hayatını tehdit etme potansiyeli bulunan, iki Tarafın da kara mayınlarından temizlenmesi konusundaki kararlılığımızı bir kez daha ortaya koydum.
BM raporlarına da geçen Kıbrıs Adası’nda hâlihazırda 29 şüpheli mayınlı alan bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere Kıbrıs Türk Tarafı olarak 2014, 2015 ve 2018 yıllarında bu amaca yönelik önerilerimizi yapmış, ancak Rum tarafından olumsuz yanıt almıştık. Bugün yaptığımız ve ilgili kurumlarımızın yoğun uğraşlarıyla hazırlanan birinci iş birliği önerimizde, ara bölgeye bitişik alanlardan başlamak üzereki Rum Tarafının kontrolünde 3 bizim kontrolümüzde de 1 mayınlı alan bulunmaktadır, tüm adayı mayınlardan temizlemeye hazır olduğumuzu ilettik.
Bu amaç doğrultusunda, Rum lidere BM Barış Gücü nezaretinde iki Tarafın eşitlik zemininde ve eşit sayıda yetkili personelin katılımıyla oluşturulacak mekanizmayla iki Tarafta eş zamanlı ve orantılılık esasında çalışılacak şekilde yetkilendirdiğimiz personelimizin hazır olduğunu net şekilde ifade ettim.
* * *
Sayın BM Genel Sekreteri’nden de hem Kıbrıs Türk Halkı’na hem de Kıbrıs Rum Halkı’na tehdit içeren böylesine önemli bir konuda Rum Tarafının iş birliğine yaklaşmama direncinin kırılması konusunda desteğini talep ettim.
İkinci iş birliği alanı olarak, hem büyük bir insanlık dramına sahne olan hem de küresel anlamda sorun teşkil etmeye devam eden düzensiz göç konusuyla birlikte mücadele etmeyi önerdim.
BM gözetiminde, iki Taraftan, başta, Polis Muhaceret, İç İşleri Bakanlığı, Başsavcılık ve diğer ilgili kurumların yetkili temsilcilerinin katılımıyla oluşturulacak iş birliği mekanizmasıyla hem Kıbrıs Adasını hem de iki Tarafı olumsuz etkileyen düzensiz göçle mücadele konusunda iş birliğine hazır olduğumuzu ortaya koyan kapsamlı önerimizi sundum. Bahse konu önerimiz, düzensiz göçün sebeplerinin ele alınmasıyla birlikte, bu bağlamda insan kaçakçılığıyla mücadele ve aynı zamanda hem denizde hem de karada sınır güvenliği konularında iş birliği yapılmasını içermektedir.
Bu öneride özellikle altını çizdiğimiz husus, sığınmacıların uluslararası sözleşmelerle korunan haklarına halel gelmeyecek şekilde çalışılacak olmasıdır.
Burada iki Tarafa kılavuz olacak belge olarak Mültecilerin statülerini düzenleyen 28 Temmuz 1951 sayılı BM sözleşmesini gösterdim ve öngördüğümüz iş birliği mekanizmasının da anılan sözleşmeyle uyumlu çalışmalar yapmasının şart olduğunu belittim.
* * *
Bir önceki önerilerimizde de açıkça ifade ettiğimiz gibi bahse konu iş birliği alanları iki Tarafı da yakından ilgilendiren ve kazan kazan ilkesiyle iki Halkın somut fayda sağlayacağı önerilerdir. Bugün sunmuş olduğum ikinci önerilerimle de Kıbrıs Türk Tarafının Kıbrıs Rum Tarafıyla iş birliğine samimi şekilde hazır olduğunu bir kez daha gösterdim.
Rum liderliğinin bu önerilerimize olumlu yaklaşması ve iş birliğine başlamamızın siyasi sürece de olumlu zemin hazırlanması açısından katkı yapacağını vurguladım.
Kıbrıs Türk Tarafı samimi ve yapıcı tutumunu sürdürmektedir.
İki Tarafın somut fayda sağlayacağı, aynı zamanda bölgemizin istikrarına da katkı yapacak bugüne kadar altı önemli alanda iş bilirliği önerisi yapmış bulunuyorum. Eğer Rum Tarafı da hazırsa, biz bu önemli alanlarda iş birliği yapmaya samimiyetle hazırız.’’
* * *
Kıssadan hissesi:
Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın üç yıl önceki iyi niyet ve iş birliği davet mektuplarıdır bunlar…
Son Cenevre toplantısı öncesinde, anımsamak, anımsatmak istedim…
Şimdi, Cenevre toplantısı da bitti…
Sonuç?
– ‘‘Mezarlıkların restorasyonu!’’
Kanımca; Sn. Hristodulidis, Cumhurbaşkanımız Sn. Tatar’ın bu iki mektubunu arşivlerinden çıkararak, bir kez daha okusun…
Yorumlar kapalı.