En sonda söyleyeceğimi, hemen şimdi, söyleyeyim:
– Ben; özellikle siyasi anketlere, çok da inanmıyor, güvenmiyorum…
Çünkü bu anketlerin ciddi bir maliyeti var ve sonuç olarak da özetle, bu anket çalışmaları ticari bir işten, ibarettir yalnızca.
Ticaretin olduğu yerde de ne demişti Hoca Nasreddin?
– “Paraya veren, düdüğü çalar!”
Neden güvenmediğime de bir örnek vereyim:
* * *
Yıl, 2017.
Günümüzden sekiz yıl önce…
Aralık ayının ortaları…
Türkiye’den gelen ünlü bir anket şirketi, Kıbrıslı Türkler olarak bir ay kadar sonra (Ocak 2018) yapacağımız genel seçimler için çalışmalar yapıyor…
Sn. Serdar DENKTAŞ; o günlerde hem kurucuları arasında da olduğu Demokrat Parti’nin Genel Başkanı hem koalisyon ortağı olarak Başbakan Yardımcısı…
Bu arada, söz konusu olan ünlü anket şirketi arada anket sonuçlarını da yayınlamakta ve Sn. Serdar DENKTAŞ’ın lideri olduğu Demokrat Parti’nin seçimlerdeki yüzde 5 barajını geçemeyeceği ve parlamentoya milletvekili kazandıramayacağı iddiasında bulunur.
Ve seçimler yapılır, sonuçlar açıklanır…
Anket şirketinin “Demokrat Parti, seçimlerde yüzde 5 barajını geçemeyecek, parlamentoya da milletvekili kazandıramayacak” iddiası boş çıkar.
DP; üç milletvekili ile parlamentoda yer aldı…
Daha da önemli olanı, şudur:
Anket şirketi sahibi ile Sn. Serdar DENKTAŞ arasında çok ciddi bir tartışma başladı.
Sn. Serdar DENKTAŞ, şu iddiada bulundu:
– “Partimizin kurulduğu 1992’den bu yana her anketçi, para istiyor. Anketler bizi hep baraj altı gösterdi ancak biz hep yakın ara barajı geçtik. Şimdi de bu, benden, partimizden, özel anket karşılığı 500 bin lira istedi…”
Anket şirketi sahibi ise yanıt olarak, şöyle dedi:
– “Sayın Denktaş ile bundan iki yıl önce bir otelin restorant kısmında buluştuk. Kendisi ile tanıştığımızda, konuşamayacak kadar içkili olduğunu gördüm, çok da üzüldüm. Sayın Denktaş, partisinin başarısızlığını kapatmak amacıyla, kendisinden para istediğimi söylüyor. Gerekli hukuki girişimleri yapacağım”
Bitti mi?
Hayır!
Şirket sahibi Sn. Serdar DENKTAŞ için “Gerekli hukuki girişimleri yapacağım” dedi ya…
Bu kez de bizim resmi haber ajansımız TAK (Türk Ajansı Kıbrıs), ilgili anket şirketi hakkında, polise suç duyurusunda bulundu.
9 Aralık 2017 tarihli Hürriyetcom.tr’in paylaştığı haberde, şöyle denildi:
* * *
– “Gezici araştırma şirketine bir suçlama da devletin resmi haber ajansı Türk Ajansı Kıbrıs’tan (TAK) geldi.
Kurumun Müdürü Neriman Saygılı, Gezici patronu Murat Gezici’nin ajans personelini arayarak, açıklamasına yer vermemesi nedeniyle personeli FETÖ’cü olmakla suçladığını ve seçimlerden sonra kurumdan temizlenecekleri iddiasında bulunduğunu söyledi.
Saygılı, tehditleri nedeniyle Murat Gezici hakkında KKTC emniyetine suç duyurusunda bulunduklarını da sözlerine ekledi.”
* * *
Aradan, sekiz yıl geçti…
Ne; anket şirketi sahibinin Sn. Serdar DENKTAŞ için başlatacağını söylediği hukuki girişimini başlatıp başlatmadığını ne de TAK Müdürü Sn. Neriman SAYGILI’nın KKTC emniyetine bulunduklarını söylediği suç duyurusundan nasıl bir sonuç alındığı (ya da alınmadığı) konusundan hiçbir bilgim yok…
İnternet haber erişimleri üzerinden yaptığım araştırmamdan da gelişmeleri üzerine her hangi bir bilgi, edinemedim.
* * *
Tabii ki siyasal sorgulamalar üzerine yapılan tüm anketler de yukarıda verdiğim örneğin aynısıdır, hiçbiri güvenilmezdir gibi bir iddiada da asla bulunmuyorum.
Ancak bu türden anketlere karşı her zaman temkinli – mesafeli durduğum da bir gerçek.
Ve şimdi, geçtiğimiz hafta paylaşılan, bir ankete gelelim…
Yazılı ve görsel basınımızda muhalif duruşu ve yayınlarıyla bilinen “Özgür” gazete, bir anket yayınladı.
Bu ankette benim, dikkatimi çeken en önemli konu, Cumhurbaşkanı Sn. Ersin TATAR ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Sn. Tufan ERHÜRMAN’ın isimlerinin öne çıkması…
Siyasal düşünce olarak birbirlerinden ayrı kulvarlarda bulunan her iki ismin bu anket özelindeki ortak yanları; önümüzdeki Ekim ayı içerisinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacaklarının, kesinliğidir.
Gazete; kısa adı CMIR olan “Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi”nin anket haberi için, şu başlığı kullanır:
– “CMIRS’ün her 3 ayda bir düzenli olarak yaptığı anketin son çalışmasının son bölümünde yurttaşa, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ve olası genel seçimlerdeki oy tercihi soruldu.”
Bu başlığın altında da Cumhurbaşkanı adayları için, şu bilgi paylaşılır:
– “Erhürman’la Tatar’ın oy farkı sadece yüzde 1.5
Tatar: 35.11
Erhürman: 33.83”
Bu verilere göre Sn. Tatar’ın çok az da olsa Sn. Erhürman’ı az biraz geçtiğidir.
Bu yazının konu içeriğiyle, ankette adı geçen partilerin kamuoyu yoklamalarındaki yerleri, beni, şu an için ilgilendirmemektedir.
Benim şu anki ilgi odağım, önümüzdeki Ekim ayı içerisinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylıkları kesin olan, iki isimdir.
Sn. Tatar ve Sn. Erhürman…
* * *
Ve yine gazeteye göre, anketörler, 500 kişi ile yüz yüze görüşmüşler…
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda paylaşılan tabloda ise yalnızca Sn. Tatar ve Sn. Erhürman değil, seçmenlerimizin gönüllerinden geçen ve aday olurlarsa oy verecekleri sekiz kişinin daha, isimleri geçmektedir.
Meraklısı, ilgili anket haberinden bu sekiz ismin kim olduklarına, ulaşabilir…
İsimleri geçenlere bakıyorum; Sn. Tatar ve Sn. Erhürman1.5 puan farkıyla yüzde 30’un üzerinde yer alırlarken, diğer isimlerden;
2’si % 6;
1’i % 5;
1’i % 4;
1’i % 2,
3’ü % 1 veya hemen az üzerinde…
Basında yer alan haberleri dikkate aldığımız zaman; işte bu % 1 – % 6 arasında oy potansiyeline sahip olduğu yazılanlardan iki veya üç aday daha çıkması, mümkün görülmektedir.
Ancak başat olarak çok net ve açık olarak görülmektedir ki önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde güçlü bir seçmen desteği ile yarışacak, iki aday var:
Sn. Tatar ve Sn. Erhürman…
* * *
Bu anketten de hareketle; adları geçen iki güçlü ismi düşündüğüm zaman, aklıma ilk gelen, şudur:
Her iki isim; son bir ay içerisinde ve ülkemizde yaşanan kimi sosyal – siyasal olaylar nedeniyle sağdan sola soldan sağa her tür düşüncenin ya da düşüncesizliğin sahibi olan kimi seçmenlerden çok ağır, yer yer haddini, hududunu ve edep sınırlarını da aşan, kırıp döken, rencide eden ve kişilik haklarını örseleyen yazılarla, söylemlerle, yorumlarla saldırıya uğrayan ve kimi sosyal paylaşım iletişimlerinde ise linçe varan boyutlarda isimleri geçen kişiler…
Sonra dönüp; hem ankette verilen sonuçlara bakıyorsun, hem onlar için yapılan, saldırılara…
Demek ki birileri – birilerini plânlı, projeli, sistematik olarak ne kadar çok örselemeye, yıpratmaya, rencide etmeye çalışırsa çalışsın; söz, dön dolaş ve de nihayetinde, eskilerin dediği yere geliyor:
– “Altın yere düşmek ile pul olmaz!”
* * *
Kıssadan hissesi:
Her türlü kin, nefret, önyargı ve çatışma kültüründen uzak…
Aklıselim seçmenler; yeni dönem cumhurbaşkanı adaylarını; akıldan, yürekten ve yıllardan gelen deneyimleri ile seçkilemiş, Ekim ayı içerisinde gidecekleri demokrasi sandığındaki kararlarını ise çoktan almışlardır.
Sonrası; halkın onay verdiği, desteklemiş olduğu iki güçlü adayının, % 30 üzerindeki çıtalarını daha da yükseltmek için, çalışmalarına kalmıştır…
Yorumlar kapalı.