
Makinistti:
Direksiyonu ayarlıyordu, frenleri ayarlıyordu, platini ayarlıyordu.
Doktordu:
Kan basıncını ayarlıyordu, nabız atışını ayarlıyordu, kalbin vuruşunu ayarlıyordu.
Atıcıydı:
Nişangâhı ayarlıyordu, tetik boşluğunu ayarlıyordu, hedefi ayarlıyordu.
Memurdu:
Mutfak masraflarını ayarlıyordu, çocuklarının harçlıklarını ayarlıyordu, ay sonunu ayarlıyordu.
Terziydi:
Kumaşı ayarlıyordu, astarı ayarlıyordu, düğme geçişi için ilik yerlerini ayarlıyordu.
Şarkıcıydı:
Sesini ayarlıyordu, repertuarını ayarlıyordu, sahnede giyeceği kostümünü ayarlıyordu.
Bakkaldı:
Etiketleri ayarlıyordu, teraziyi ayarlıyordu, paranın üzerini ayarlıyordu.
Öğretmendi:
Dersleri ayarlıyordu, sınav sorularını ayarlıyordu, ek ders verme işlerini ayarlıyordu.
Yazardı:
Yazacağı konuyu ayarlıyordu, öyküsünün kahramanlarını ayarlıyordu, eserinin nasıl sonuçlanacağını ayarlıyordu.
Borsacıydı:
Hisse senetlerini ayarlıyordu, cumhuriyet altınını ayarlıyordu, döviz kurlarının seyrini ayarlıyordu.
Özel Sektör Çalışanıydı:
Banka taksitini nasıl erteleyebileceğini ayarlıyordu, su ve elektrik borçları arasında öncelikle hangisini ödemesi gerekliliğinin acilliğini ayarlıyordu, taze ve sıcak bir yeni borcu daha kimden alabileceğini, ayarlıyordu.
Müdürdü:
Müsteşarı ayarlıyordu, Bakanı ayarlıyordu, terfi işini ayarlıyordu.
Fotoğrafçıydı:
Merceği ayarlıyordu, ışığı ayarlıyordu, görüş açısını ayarlıyordu.
Çocuktu:
Kurşun askerlerini ayarlıyordu, yürüyen robotunu ayarlıyordu, oyun arkadaşlarını ayarlıyordu.
Futbolcuydu:
Kondüsyonunu ayarlıyordu, topun geliş yönünü ayarlıyordu, hakemi ve rakip oyuncuyu ayarlıyordu.
Politikacıydı:
Nabza göre şerbeti ayarlıyordu, şerbete göre nabız ayarlıyordu, ayardan hiç düşmemeyi ayarlıyordu.
Reklâmcıydı:
Eldeki ürününe önce slogan ayarlıyordu, bulduğu sloganı kampanyaya dönüştürmeyi ayarlıyordu, yaygın reklâm kampanyası ile tüketiciyi ürüne çekmeyi ayarlıyordu.
Kuyumcuydu:
En ince hesaplarıyla altının, ayarını ayarlıyordu.
Âşıktı:
Bir sorun çıkmaması için buluşma saatini ayarlıyordu, evin arka bahçesinden girerken kimseciklerin görmemesini ayarlıyordu, bir aksilik çıkarsa da gizleneceği kuytuluk köşeyi ayarlıyordu.
Saatçiydi:
Akrebi yelkovana, yelkovanı akrebe, akreple yelkovanı zembereğe ayarlıyordu.
Şairdi:
İmgeyi sözcüğe, sözcüğü dizeye, dizeyi ise en çarpıcı kurgusuyla kendine has söylem tarzına, ayarlıyordu.
Duvarcı ustasıydı:
Suyu harça, çekülü ördüğü duvara, ördüğü duvarı mühendisin inşaat plânına ayarlıyordu.
Zanlıydı:
Yargıdan kurtuluşu için avukatını, avukatıyla savunmasını, ilk savunmasından sonra özgürlüğe beraatını ayarlıyordu.
Şofördü:
Yolcuyu ayarlıyordu, radar ikaz cihazını ayarlıyordu, trafik polisine yakalanmamayı ayarlıyordu.
Mezarcıydı:
Mezarın derinliğini, boyunu ve ölünün rahatını ayarlıyordu.
* * *
Ol kıssadan hissesi…
Herkes her yerde bir şeyleri ayarlıyordu.
Bir şeyleri ayarlamayan, hiç yoktu.
Yine de…
Yine de bunca “ince ayarlara” rağmen, hayatımızın her alanında ne kadar da çok “ayarsızlıklar” oluyordu.
Her ne haldense, bu ne menem bir işti?
Ve kim bilir…
Kim bilir belki de var olan iş bu ‘‘ayarsızlıklar”; o ‘‘ince ayarlarda’’ saklıydılar hep!
Yorumlar kapalı.