
Güney Kıbrıs’ta, bir siyasi parti…
Kısa adı Elam, açılımı Ulusal Halk Cephesi…
2008 yılında kurulan bu parti için en uç noktalarda aşırı sağcı – aşırı milliyetçi, neo-faşist / neo – nazi tanımlanması yapılmasına karşın, bu tanımlanmaları reddeden parti temsilcileri ise kendileri için “popüler ve sosyal milliyetçi” söylemini kullanmaktadır.
Bilindiği gibi neo; Yunanca neos yani “yeni” sözcüğünden türemiş ve eklendiği sözcüğe en basit tabirle “yeni” anlamı katan veya “yeni” vurgusu yapan bir ön ektir.
Önceleri bir hareket olarak yola çıkan Elam, Mayıs 2011’de siyasi parti kimliğini kazanır.
Kendine örnek alarak kuruluşunu ve hedefini o zihniyet yapısı üzerine inşa ettiği ise Yunanistan’daki “Altın Şafak’’partisidir.
Bu parti üyelerinin ve özellikle kurucu lideri olan Nikos Mihaloliakos’un suç dosyası ise oldukça yüklüdür…
Yaklaşık 15 yıllık geçmişi olan “Altın Şafak’’ için internet üzerinden çok kolay ve hızlıca yapılacak bir araştırmada, şu bilgilere ulaşmak, mümkün…
* * *
* Parti; Yunanistan’da, göçmenlere karşı yaptığı eylemlerle tanınmaktadır.
* Gerilimlere ve şiddet dolu protestolarına, her fırsatta devam etmektedir…
*Nasyonal sosyalizm(Hitler ve onun partisinin öğretisi) yanlısı parti sempatizanları, antisemit (Yahudilere karşı duyulan düşmanlık, nefret, önyargı veya ayrımcılık) veya neo – nazi olarak adlandırılmaktan, rahatsız değillerdir.
* İçlerinde şiddet, göçmenlere karşı nefret, politik düşmanlıklar ve etnik azınlıklara karşı ayrımcılık düşüncelerine de sahiptirler.
* Ulusal kanaldaki bir tartışma programında, Altın Şafak Partisi sözcüsü, karşı görüşlü partiden 2 bayanı canlı yayında darp etmiştir.
*Ocak 1998’de The Last Drive müzik grubunun vokalisti Alexis Kalofolias, düzenlenen saldırı sonucunda boğulmaya çalışılmış, darp edilmiş ve gözü zarar görmüştür. KLIK dergisi ve sol düşünceli gazete Eleftherotypia bunun sorumlusunun Altın Şafak Partisi’nin üyeleri olduğunu yazmıştır.
* 2000 yılında Selanik ve Atina’daki Yahudi mezarlıklarına, bir sinagoga ve soykırım anıtına bilinmeyen bir şüpheli tarafından tehdit yazıları yazılmış ve Altın Şafak Partisi’nin amblemi çizilmiştir.
* Altın Şafak üyeleri 15 Mayıs 2012 tarihinde Yunanistan’ın büyük partilerinden PASOK milletvekili Evangelos Venizelos’un üstüne kaynar su atarak, saldırıda bulunmuşlardır.
* Yunan Parlamentosunda, partinin milletvekili Panayotis İliopulos, 17 Mayıs 2013 günü “Heil Hitler” diye bağırarak, Nazi selâmı vermiştir.
Özetle:
7 Ekim 2020 tarihli Atina Temyiz Mahkemesi, Altın Şafak Partisi’nin Yunanistan’da suç örgütü olduğuna; parti başkanıyla birlikte 6 üyesinin “suç örgütünü yönettiğine”, diğer 18 sanığın ise “suç örgütüne üye olduğuna” karar verdi.
Adalı komşularımızdan Elam’ın, kendisine Yunanistan’dan rehber aldığı ve yolunda yürüğü ise işte bu Altın Şafak Partisi’dir.
* * *
Komşumuz Elam’a gelince…
Elam; siyasi parti olarak resmileşmeden önce, varlığını, “Altın Şafak: Kıbrıs Çekirdeği” adı altında duyurdu ve Altın Şafak Partisi’nin aktif bir üyesi olan Christos Christou (Hristos Hristiu) tarafından yönetildi. Bu hareket partileştikten sonra aynı kişi parti başkanlığını üstlendi, başkanlığına, bugün de devam etmektedir.
Yukarıda, Atina Temyiz Mahkemesi’nin kararına, değinmiştim ya…
Hani; suç örgütü olduğuna dair, üretilen mahkeme kararı…
Çekirdek; aynı isimle, yani “Altın Şafak: Kıbrıs Çekirdeği” ismiyle partileşmek için Kıbrıs Rum yönetimine başvurduğu zaman bu talebi kabul görmeyip reddedildiğinden, kendine bu kez kısa ismi Elam olan “Ulusal Halk Cephesi”ni aldı.
* * *
Bu arada, anımsanacağı gibi, 2’nci Cumhurbaşkanımız Sn. Mehmet Ali Talât, 2014 yılının 26 Mart günü bir konferans vermek üzere Güney’e – Limasol’a gitmiş ve orada Elam taraftarlarının ırkçı saldırısına – tacizine uğramıştı…
Sn. Talât’a yapılan bu ırkçı saldırıdan sonra da Güney’e geçen kimi Kıbrıslı Türklere ve araçlarına yönelik, benzer tacizlerde yine bulunulmuştu.
Sn. Talât; bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra, “Radyo Güven’’de katılmış olduğu “Haftanın Analizi’’ programında Elam’ın tacizleri kendisine sorulduğu zaman, Elam saldırılarının bir an önce durdurulması gerektiğini, bu gibi olayların yaşanmaması için Elam’ın kapatılması, gösterilere izin verilmemesi ve cezaların ağırlaştırılması gerektiğine dikkat çekerek, şu yanıtı verdi:
– “Rum polisi, olay sırasında uzaktan bakıyor, tutuklamıyor, müdahale etmiyor. Polis, neden tutuklamıyor?
Neden bu kadar aciz kalıyor, anlamıyorum…
Rum Polisinin daha iyi denetlenmesi gerekiyor.”
* * *
Gelelim, günümüze…
Elam; çok değil, daha üç gün önce, Avrupa Parlamentosu tarafından ciddi bir hüsrana uğradı…
Nedeni şu:
Hani; Sn. Erdoğan; geçtiğimiz hafta içerisinde hem yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi hem Ercan’da halka sunulan TEKNOFEST için Kıbrıs’a geldi ya…
Elam; Sn. Erdoğan’ın Kıbrıs’a gelmesiyle birlikte, hemen, Avrupa Parlâmentosu’na koştu ve parlamentonun, Sn. Erdoğan için bir kınama kararı üretmesini istedi…
Sonrasını, Kıbrıs Rum basınından Politisnews, şu bilgiyle paylaştı:
* * *
– “Elam’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta sonu KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyareti kınayan bir kararın Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilmesi için harcadığı diplomatik çaba büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı.
Bu faaliyet, hiçbir sonuç vermemekle kalmayıp, zor durumda kalan Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin imajına da ciddi bir darbe vurdu.
Öneri, ezici çoğunlukla reddedildi (300’e karşı, 104 lehte ve 34 çekimser).
Bu girişim, Kıbrıs Rum partilerinin Avrupa kurumlarında en başarısız müdahalelerinden biri olarak nitelendirildi.’’
* * *
Kıssadan hissesi:
Yalnızca kendi siyasal partilerimizi bilmek ve tanımak, yetmiyor…
Komşularımızdaki siyasi partileri ve onların düşünsel yaklaşımlarını da bilmek, mutlaktır.
Ne mutlu biz Kıbrıslı Türklere ki…
Aramızda; fikirsel – ideolojik farklılıklar olmasına karşın, hiçbir siyasi partimiz ne Altın Şafak ne de Elam kadar ırkçı, faşist, saldırgan ve çağdışı bir kimliğe sahip değildir…
Yorumlar kapalı.