Bülent Fevzioğlu

“Alikko İle Caher”i Yiyen İki ‘Seçim’ Kaşığı…(2)






– Ben Kemal’i 1959’da tanıdığımda, kendi köyünden hep bahsederdi…

Çok komik isimler söylerdi. Alikko dayı, ne bileyim Emirayşe falan…

Hatta bazan inanmazdım anlattıklarına ve‘bütün komik isimler sizin köyde mi toplanır?’ derdim, o da köylülerinin hikâyelerini anlatır ve gülerdik…

Sonra benim aklıma geldi ve‘mademki köylere gitmek ve güldürmek isteriz, en iyisi sen Karpaz şivesiyle köyünü anlat’ dedim…

Aklı yattı söylediğime ve hemen oturup, yazmaya başladı…”

 

*     *     *

Yukarıda, “Üç nokta ile yarım bıraktığım bu cümleye, yeniden döneceğim” demiştim…

Evet…

Sn. Kemal Tunç, 1964 yılı sonlarında başlayıp, 1970 yılının ortalarına gelinceye değin her Pazar sabahı mutlak surette Bayrak Radyosu’nda yayınlanan ve deyim yerindeyse 7’den 70’e tüm Kıbrıs Türk ‘ahalisinin’ kimi kendi, kimi komşu ve çoklarının da kendi evlerinde henüz olmadığı için kahvehanelerdeki radyolar başında ya cümbür cemaat ya da o dar – zor – karanlık ve sıkıntılı günlerin inadına düğün bayram şenliğinde toplanarak dinlediği “Alikko İle Caher”i yazdı, yazdı, yazdı…

“Alikko İle Caher”in en önemli özelliklerinden biri de, skeçe başlarken kullanılan giriş müziği idi…

Öyle bir giriş müziği olmalıydı ki bu, 60’lı yılların o toplumsal bunalımı içerisinde insanın ruhuna ve moraline ustaca sızmalı, gülümsetmeli ve hatta her derdi ve kasaveti unutturarak, bir an için de olsa coşturtup, neşelendirmeliydi… Kemal Tunç’un istediği, hedeflediği de buydu…

 

*     *     *

Sn. Güzide Tunç, anlatıyor:

– “Çalgıcılar derlerdi o zaman onlara…

Kemal gitti ve Mehmetaliler topluluğuna adını veren, topluluğun kurucusu da olan – gözleri görmeyen –Mehmetali Tatlıyay’ı ve arkadaşlarını bulup getirdi stüdyo olarak kullandığımız yere ve o küçücük mikrofonumuzu kullanarak onlara Karşılama’yı (Kıbrıs Gelin Havası – bf) çaldırdı… Sonra Kozan Marşı’nı çaldırdı, kaydettik…

Kemal’in yazdığı‘Alikko İle Caher’ skeçimizin giriş müziği olarak Kozan Marşı’nı seçtik ve onu kullanmaya başladık…”

 

*     *     *

Kemal Tunç, yazdığı – seslendirdiği “Alikko İle Caher”in halktan gördüğü yoğun ilgi üzerine giderek daha güncel konulara ve kamuoyunda BEY (Bayraktarlık – Elçilik – Yönetim) denilen dönemden gelen ekonomik, sosyal ve siyasal toplumsal sorunlara da yönelerek “Alikko İle Caher” üzerinden bazı değinmelerde – dokunuşlarda da bulunur…

Bulunur bulunmasına ya…

İşte bu ‘değinmelerden’ biri öylesine bir zamanda yazılır ki, altı yıldan beri her Pazar sabahı halka moral aşılayan “Alikko İle Caher”in de, sonu olur…

Nasıl mı?

 

*     *     *

Dönemin Türk Yönetimi; Rum tarafının 5 Temmuz 1970 Pazar günü seçimlere gideceğini ilân etmesi üzerine, Türk tarafının seçim tarihini de aynı güne alır ve “Kıbrıs Cumhuriyeti” Anayasası gereğince hem ‘Temsilciler” hem “Cemaat” meclislerinin seçimlerini ada genelinde saptanan 146 seçim merkezinde harekete geçirerek, propaganda çalışmalarına başlar…

Kuşkusuz; tüm siyasi seçim süreçlerinde olduğu gibi, 1970 seçimleri sürecinde de halkın, dönemin yönetimine karşı ciddi tepkileri, öfkeleri vardı…

Ve her zaman halktan, haktan ve eşitlikten yana aydın kimliğiyle bilinen – sevilen, değer gören Sn. Kemal Tunç’un da bu seçim propagandaları üzerine söyleyecek birkaç sözü, elbette vardı…

Seçimlerden hemen önceki haftalarda yazdığı “Alikko İle Caher”i de seçimlere hazırlanan ve kazanmak için propaganda çalışmalarına başlayan iki yeni aday olarak (seçmenlerinin!), dinleyicilerinin karşısına çıkarır…

Ve her zaman olduğunca, Bayrak Radyosu’ndan yayınlanan o skeç de çok büyük ilgi görür…

Ancak…

“Alikko İle Caher”i yalnızca seçmenler değil, seçimlere hazırlanan gerçek adaylar da dinlemekteydi!

Sn. Güzide Tunç, şöyle anlatır:

 

*     *     *

– “Herkes seçimleri konuşurdu…

Kemal de bu güncel konuyu, son yazdığı oyununa kattı…

Alikko İle Caherde seçime katılacaklar, propaganda yapacaklar…

Hani milletvekili adayları propagandaya çıkar ve yapamayacakları konularda da vaatlerde bulunurlar ya… Kemal, işte bu konuyu işledi skeçte.

Hem Alikko hem Caher seçimlerde aday olur ve propaganda yaparlar…

İşte şunu yapacağım bunu yapacağım filân…

En sonunda da Alikko şöyle der:

– İki tane kaşık yaptırdım…

Bunnar bizim amblemimizdir…

Yeyenler yedi… Bundan sonraki kazandan, aha bu kaşıkla biz da yeyceyik…

Ve bu, çok ağır geldi kimilerine…

Halk o kadar çok beğendi ki, bir hafta sonra bu konuyu yeniden skeç yaptık.

Bandı yayın için radyoya verdik ama bu kez yayınlanmadı…

Bu seçim propagandası skeci sebep oldu, Alikko İle Caher yayından kaldırıldı…

Nedenini sorduk, ‘Şivenizden dolayı’ yanıtını verdiler…

Yani, Karpaz şivesini kullandığımız için yayından alınmışız…

İnsanlarımızın, çocuklarımızın Türkçesini bozuyormuşuz!

Bunu gerekçe gösterdiler radyodan…

O değildi aslında… Biz, fazla ileri gittik biraz!

Emir, büyük yerden gelmişti…

 

*     *     *

Sn. Güzide Tunç, TV. program yapımcı ve yönetmeni Sn. Cemal Yıldırım’ın” Büyük yer dediğiniz, Sancaktar mıydı?”sorusuna şu yanıtı verir:

– “Yok, daha da yüksekleri…

Dr. Küçük çok severdi…

Radyoda dinleyemediği zaman stüdyoya gelir, dinler ve gülerdi…

Dr. Küçük programın radyodan kaldırıldığına çok üzülmüş ve hatta” Kemal, elimden bir şey gelmez” dedi…”

 

*     *     *

Sonraki yıllarda “Alikko İle Caher” skecinin Bayrak Radyosu yayınlarından kaldırılması için emir veren kişinin Denktaş olduğu ve asıl gerekçenin de altı yıl boyunca her Pazar günü güle – oynaya konuşulan – dinlenilen Karpaz şivemizin değil, seçimlerde aday olan “Alikko”nun propaganda çalışmalarına hazırlanırken” İki tane kaşık yaptırdım. Bunnar bizim amblemimizdir. Yeyenler yedi; bundan sonraki kazandan, aha bu kaşıklarla biz da yeyceyik…”demesi idi…

 

*     *     *

Kıssadan hissesi…

Büyükkonuk Belediyesi (Sn. Kemal Tunç’un köyü), 29 Mayıs 2007’de kaybettiğimiz Sn. Kemal Tunç’a büyük bir vefa örneği gösterir ve ilk kez 15 Mayıs 2011’de “Kemal Tunç Çocuk Parkı” ile park içine yaptırılan “Alikko İle Caher”in (Kemal Tunç – Osman Balıkçıoğlu) yer aldıkları heykelin, açılışını gerçekleştirir.

Bu ilk heykelin açılışının üzerinden, on bir yıl geçer…

On bir yıl sonra bu kez, Başkent Lefkoşa’nın ünlü Kuğulu Park’ına, 9 Mart 2022 günü, heykel sanatçımız Sn. Sevcan Çerkez’in imzasını taşıyan ikinci bir “Alikko İle Caher” heykeli daha kazandırılır.

Şimdi biz, efsanevi tiyatro sanatçımız Sn. Kemal Tunç için “öldü” mü demeliyiz, yoksa “bedensel olarak, aramızdan ayrıldı” mı?

“Alikko İle Caher”i Yiyen İki ‘Seçim’ Kaşığı…(2)
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.