1958 yılı içerisinde doğan çocuklarımızın büyük çoğunluğu, aradan geçen 67 yıl sonrasında bugün, saç sakal ağartmış nineler ve dedeler olarak, torun sahibidirler…
Ve yine; bu torunların büyük çoğunluğu da bugün, orta, lise ve kolej öğrencileri olarak, Kıbrıs Türk sosyal yaşam tarihimiz içerisindeki kimi dönüm noktalarına da ‘‘bilinç’’ olarak, çok da vakıf değillerdir.
Bu ‘‘tarihsel bilinç yoksunluğunun’’ sorumlusu, elbette çocuklarımız – torunlarımız değillerdir.
Sorumlu olan; onları büyütenler ve eğitenler olarak büyükleri, başta anne babalar olmak üzere, bu çocuklarımızdan okul eğitimleri yönüyle sorumlu olan ‘Devlet’ erkânıdır da…
Ve her şeyden önce; 1976’dan günümüze değin oluşturduğumuz hükümet yapıları ve bu yapı içerisinde de ‘‘Eğitim Bakanlığı’’ dediğimiz kurumun, ta kendisidir…
O ‘‘Eğitim Bakanlığı’’ ki…
‘‘Bakanlık’’ adından önce ‘‘Milli’’ kelimesini taşıyan tek varlığımızdır.
Ne içişleri ne dışişleri ne sağlık ne çalışma ne tarım ne ekonomi ne nene…
Milli Tarım Bakanlığı demiyoruz meselâ…
Meselâ Dışişleri Bakanlığımız bile ‘‘Milli’’ kelimesini taşımıyor, değil mi?
O halde, nedir ‘‘Eğitim Bakanlığı’’mızı bu denli özel ve bu denli ayrıcalıklı kılan?
Neyse…
Milli idi ulusaldı…
Konuyu, uzmanına bırakalım ve biz, 67 yıl önceye dönelim…
Bir yanlış manşete ve hemen sonrasında gelen 7 şehidimize…
Bu günler içerisinde okullarımızda, kısacık da olsa bir zaman ayrılarak, belki konuşulması, anlatılması dileğimizle…
* * *
67 yıl önce, tam da bu günler…
1958 yılının, 27 Ocak günü…
Döneminin önemli günlük gazetelerimizden Bozkurt, 27 Ocak 1958 tarihli manşetinde, sekiz sütuna şu cümleyi kullanır:
– ‘‘Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu’nun Çok Mühim Beyanatı:
İngiltere ‘‘Taksim’’i Kabul Etti…
Hemen alttaki üçüncü manşetse, şöyle:
‘‘Haberin burada duyulması üzerine geç vakitlerde binlerce halk ‘‘Taksim Taksim’’ nidalarıyle Lefkoşa sokaklarında dolaştı.’’
Tarihsel önemi nedeniyle, Bozkurt gazetesinin bu manşetlerinin altında verdiği haberini, aynen paylaşıyorum:
* * *
‘‘Türkiye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, yüzden fazla yerli ve yabancı basın mensuplarına mühim bir beyanat vermiştir.
Kıbrıs meselesine temas eden Zorlu, TAKSİMİ İNGİLTERENİN PRENSİP OLARAK KABUL ETTİĞİNİ söylemiştir.
İngiltere Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd’un, Kıbrıs mevzuunda yeni bir plân sunduğu hakkında sorulan bir suale cevap veren Zorlu, Kıbrıs mevzuunda İngiltere ile Türkiye arasında hiç bir zaman fikir ayrılığı olmadığını söylemiş ve şimdiye kadar yapılmış olan müzakerelerde daima görüş birliği olduğunu ve İngiltere’nin Türkiye ile fikir teatisinde bulunmadan hiç bir karar almadığını belirmiştir.
İngiltere Müstemlekeler Bakanı Allan LennoxBoyd’un daha evvel yapmış olduğu bir beyanatta da taksim fikrinin kabul edilmiş olduğunu işaret etmiştir.
Konuşmasına devam eden Zorlu, Kıbrıs mevzuunda atılacak her adım için iki devletin bir biri ile fikir teatisinde bulunduklarını söylemiştir.
HABERİN AKİSLERİ:
Dışişleri Bakanımızın beyanatının metni Lefkoşa’da alınır alınmaz, büyük bir halk kitlesi yürüyüş yaparak ve TAKSİM TAKSİM nidaları ile Lefkoşa’nın Türk semtinde dolaşmıştır.
Türk muhitindeki sinemaya giden halk bu büyük haberi oradaki kardeşlerimize de bildirdikten sonra sinemahaneyi hınca hınç dolduran kalabalık kısa bir zaman içinde sokaklara çıkmış ve sinemalar kapanmıştır.
Buradan Atatürk Meydanında toplanan kalabalığın sayısı gittikçe artmakta ve halkın heyecanı son haddini bulmakta, fakat yürüyüş vakar içinde devam etmekteydi. Haberin doğruluğunu öğrenmek için gurup gurup halk toplulukları gazete idare evimizi ziyaret ederek malûmat elde etmiye çalışıyordu.
Gittikçe artan kalabalık, ellerinde TAKSİM YALNIZ TAKSİM gibi dövizler taşıyıp Dr. Fazıl Küçük’ün evinin önünde toplanmışlar ve geç saate kadar vakar içinde bu günü tes’it etmişlerdir.
Salâhiyetli İngiliz devlet adamı ile yapılan mülakatı müteakip R. Zorlu’nun basına verdiği beyanat İngilizlerin de taksimden başka bir hal çaresinin Kıbrıs çıkmazını halledemiyeceğini kabul ettiklerine bir delildir.’’
* * *
Haber bu…
Dikkat edilirse, haberin iki yerinde ‘‘vakar’’ kelimesi kullanılmıştır.
Nedir vakar? Olgunluk, ağırbaşlılık, kendini kontrol edebilmek.
Ancak, öyle olmadı…
Adada TAKSİM olacağı haberi Kıbrıslı Türkler arasında öylesine büyük bir coşku ve heyecan yaratmıştı ki…
Gazetenin yayınlanmasından hemen sonra ve adanın başkaca Türk yerleşim birimlerinden de Lefkoşa’ya akın edildikçe daha da büyüyen kalabalık, o güne değin Kıbrıslı Türklerin siyasi tarihi içerisinde görülmeyen bir mitinge dönüştü…
Araştırmacı yazar Sn. Ahmet Cemal Gazioğlu, üç cilt halinde yayınladığı ‘‘Enosise Karşı Taksim ve Eşit Egemenlik’’ adlı kitabında (Cilt 3, s.357), 27 Ocak tarihli bu miting ve sonrasını şöyle yazar:
* * *
‘‘Bozkurt gazetesinin, aslında, Zorlu’nun ‘taksimi İngiltere’nin prensip olarak kabul ettiğini belirten ve bunu da 19 Aralık 1956’da parlamentoda yapılan taksimle ilgili açıklamaya dayayan demecini, sanki taksimin, şimdi Ankara’da görüşülüp de kabul edildiği ve karara bağlandığı, hatta yakında uygulanacağı izlenimi yaratan bir başlıkla yansıtması, 27-28 Ocak olayları olarak tarihimize geçen büyük taksim gösterilerine ve İngiliz askerleri ile çatışmalara yol açtı. Bu gösteriler esnasında yer alan kanlı çatışmalarda yaralananlar ve ölenler oldu.
Günlük olarak yayınlanan iki gazetemizin, yani Halkın Sesi ve Bozkurt’un, 28 Ocak’taki manşet başlıkları şöyleydi:
* Emniyet kuvvetlerinin yanlış müdahalesi, Girne Caddesi’ni harp meydanına çevirdi.
*Sayısı binleri aşan muazzam kalabalık, 12 saat, Girne Caddesi’nde taksim lehine tezahürat yaptı.
*Lefkoşa’da sokak muharebeleri oldu.
*Taksim lehinde yürüyüş yapan gençlerimize emniyet kuvvetleri taarruz etti.
* Yüzlerce bomba, binlerce şişe atıldı.
*3 polis otomobili yandı.
*Bir askeri otomobil üç Türk’ü çiğnedi.’’
* * *
Pazartesi günkü köşe yazımızda, devam etmek üzere…
Yorumlar kapalı.