Akay Cemal

Uzak diyarlardaki Kıbrıslı Türklerin özlemi başkadır






Cumhurbaşkanı Ersin Tatar uzak diyara gitti. Avustralya’ya. Kıbrıs Türklerinin Avustralya’ya göç edişlerinin 80’inci yıl etkinliklerine katılacak olan Tatar, Avustralya’yı ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olacak.
“Benim gayem, insanlarımızla kucaklaşmak, buluşmak” diyen Tatar, “Biz bir bütünüz, tek yüreğiz. Nerede olursak olalım, hepimizin kalbinde, gönlünde KKTC sevgisi yatmaktadır” şeklinde konuştu.
Şu anda yüz binden fazla Kıbrıs Türkü’nün Avustralya’da olduğunun söylendiğini kaydeden Tatar, artık dördüncü neslin varlığını devam ettirdiğini belirtti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan göç dalgaları daha sonra İngiliz sömürge yönetimi döneminde sıkıntılar ve 1964-74 arası Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türkü’ne saldırıları ve zulümleri nedeniyle göç edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı, on binlerce kilometre uzaklıktaki Kıbrıs Türklerinin, öz vatanları KKTC için yaptıklarının açık ve net olduğunu vurguladı.
Bildiğimiz kadarıyla Kıbrıs dışında en fazla yaşayan Kıbrıslı Türk, Türkiye ve İngiltere’dedir. Ondan sonra Avustralya, Kanada, ABD ve diğerleri gelir. Avustralya özlemi bir başkadır. Gitmek de zor, dönmek de zordu. Hele eskiden çok daha zordu. Hatırlıyorum da, Serdarlı’nın eski muhtarlarından Arif Salih Bayraktar, gemiyle Avustralya’ya bir ayda vardığını söylerdi.
Kıbrıs’ta her köy ve kentte İngiltere’de akrabası olanın aynı zamanda Avustralya’da da ailesinden, yakınlarından birileri vardır. Türklerin göçü yoğun olarak 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarından sonra başlamıştı. Baskı, tehdit ve ambargolar dayanılmaz boyutlardaydı. Makarios yönetimi, sırf Türklerin nüfusunu azaltsın, direnişi kırsın diye Kıbrıslı Türklere beş-on dakika içinde pasaport temin eder, uçak biletini keser, hatta işini de ayarlardı. Gideceği yer zengin Rum iş insanlarının yanıydı. Onların göstereceği işlerde çalışır, bilet parasını da o zaman ödetirlerdi.
Nice gençlerimiz gitti o dönemde Avustralya’ya Türk Mukavemet Teşkilatı’nın önde gelen isimlerinden Topal Mahmut’un kardeşi Esat da Londra’ya göç edenlerdendi. Orada Hakk’ın rahmetine kavuştu. Aynı zamanda uzun süre Beşparmak Dağları’nda mücahitlik yapan kardeşim, araştırmacı-yazar, edebiyatçı şair Türkay Ilıcak da Avustralya’ya göç etmişti. İki yıl önce orada vefat etti. Annem Vesile hanımın mezarı da Adelaid’de. Evlatları için o da göç etmişti. Allah ömürler versin, halen üç kız kardeşim var Avustralya’da.
Sami Kohen Milliyet’in Dış Haberler Şefi iken, telefon sohbetimizde Avustralya’ya gideceğini söylemişti. “Melborun’da kardeşim var, seni karşılar, yardımcı olur” demiştim. Dönüşte beni arayıp sohbet ettiğimizde, “Yahu Akay, uçaktan indiğimde sanki de karşımda seni gördüm” demesin mi? Kendisine çok yardımcı olduğunu söyledi. Kardeşim bir defasında oradaki Türk Büyükelçisi Bilal Şimşir’in isteği üzerine Avustralya’ya komşu ülke Yeni Zelanda’da düzenlenen Uluslararası Kültür-Sanat Festivali’nde Türkiye’yi temsil etmişti.
Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler, doğup büyüdükleri vatanın hasreti içindedirler. Gidenlerden bazıları bir gitti, pir gitti. Bir daha dönüş yapmadı. Ancak kimileri zor da olsa arada bir gelip akrabalarını, arkadaşlarını ziyaret etmekte, vatan hasreti gidermekteler. Mecbur olmasalar göç ederler miydi? Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dediği gibi, nerede olursa olsun, kalplerinde, gönüllerinde KKTC sevgisi yatmaktadır. Onlarla ilgilenmek, bu devletin yetkililerinin boyunlarının borcudur.
Yunan Cuntası’nın EOKA B ve Rum ordusu ile 15 Temmuz 1974’te Makarios’a karşı gerçekleştirdiği darbe günü, rahmetli eşime “Pasaportları hazırla, Türkiye bu kez de gelmezse, artık buralarda duramayız” demiştim. Neyse ki, beş gün sonra Türkiye’nin müdahalesi gerçekleşmiş ve çok sevdiğimiz kendi vatanımızda kaldık.”
***

Cemal Uslutürk Mormenekşe
köyünde sonsuzluğa uğurlandı

Mormenekşe köyünün tanınmış ve sevilen isimlerinden, iyi insan Cemal Uslutürk’ün dün kendi köyünde son yolculuğa uğurlandığı tüm sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi, hayat arkadaşı Fatma hanım, evlatları Laika-Osman Hussein, Emine-Aydın Kayol, Derya-Hikmet Kasap, torunları Rıfat, Deniz, Cemal, Fatma, Tarık Han, sonsuz acılar içerisinde olduklarını ifade ederek, yokluğuna hiçbir zaman alışamayacaklarını belirttiler, “Acımız büyüktür. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.

Uzak diyarlardaki Kıbrıslı Türklerin özlemi başkadır
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.