Akay Cemal

Trump’ın “Hamas’a cehennemi yaşatacağız” sözleri ve Suriye meselesi…







Dünyanın gözleri Ortadoğu’dan bir türlü ayrılmıyor. Gerçi Rusya-Ukrayna savaşına kayar gibi de, genelde o gözler hep Ortadoğu’da. Bölgemizdeki harita dünyanın gözlerini mıknatıs gibi çekiyor. Gazze’de, Batı Şeria’da yaşanan insanlık dramının sıçradığı Lübnan’da ateş-kese rağmen İsrail vurmaya devam ediyor. Sürekli masum kanı akıtılıyor.

Her şey bir yana, 20 Ocak’ta makamına oturacak olan seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump, o güne kadar Hamas’ın elindeki esirler serbest bırakılmadığı takdirde, Hamas’ın cehennemi yaşayacağını söylüyor. Trump bu açıklamayı, ABD’de, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun eşi ile birlikte yemek yedikten sonra yapıyor. İlginç değil midir?

Hamas’ın elindeki İsrailli esirlerin sayısı tam olarak bilinmese de, 100-150 civarında olduğu ifade ediliyor. Bunların 20 kadarının İsrail uçaklarının bombardımanı sırasında hayatlarını kaybettiği de belirtiliyor. Trump’ın ifadesiyle Gazze’nin cehennemi yaşayacağı da ne demek?Zaten şöyle böyle 7 Temmuz 2023’ten beri Gazze cehennemi yaşamıyor mu? Katledilen Filistinlilerin sayısı 45 bini bulurken, yaralıların sayısı da 100 bini geçmiş durumda.

Donald Trump’ın sözlerine bakacak olursak, kendisinin başa geçmesiyle birlikte, Hamas ve Gazze daha sert biçimde bombalanacak, taş taş üstünde kalmayacak. Gerçekte olaya hep Netanyahu’nun gözüyle bakılıyor. İsrail’de hükümet karşıtları hemen her gün eylemler düzenler, Netanyahu’yu istifaya davet eder ve rehinelerin serbest bırakılmamasından onu sorumlu tutarken, bu durum karşısında Netanyahu da bir taktik uygulayarak eşi vasıtasıyla yeni Başkan Donald Trump’ı devreye sokuyor.

Kurnazca, değil mi?

Gerçek olan şu ki, 100 kadar rehine can, ancak on binlerce insanı hayattan koparanlar patlıcan. Bu mu insanlık, bu mu adalet, bu mu insan hakları diye insanın sorası geliyor. Terazinin bir kefesine 100 tane İsrailli rehineyi koyun, diğer kefesine de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere, hiçbir günahı olmayan, masum 45 bin insanı. Ayrımcılık denilen işte budur! Donald Trump’ın yalnız İsrailli yöneticilere değil, çevresindeki –varsa- tarafsız uzmanlara ve de İsrail halkına da kulak vermesi gerekir diye düşünüyoruz.

Gelelim Suriye meselesine.

Ortadoğu öteden beri kaygan bir zemin üzerinde otururken, Suriye bu kaygan zeminin her zaman bir parçası olmaktan kurtulamadı. Herkes ülkenin her yanını ‘tavuk ayağı’ gibi karıştırıyor. Bir çıkar yarışıdır gidiyor Suriye’de. Rusya’dan tutunuz da ABD’ye, İsrail’den Çin’e, İran’dan Irak’a varıncaya kadar. Birileri “Türkiye’yi niye saymıyorsun’ diye sorabilir. Türkiye, bu ihtilaflı ülkeyle en uzun sınıra sahip komşu…Buraya yerleşen PKK/PYD unsurları, yıllardır Türkiye’yi rahatsız eden,saldırılar düzenleyerek şehitler verdiren gruplar.

Oluşturdukları düzenden ötürü ülkelerini, mallarını-mülklerini terk etmek ve Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan milyonlarca insanın mağduriyeti söz konusu… İçte otoritesini giderek kaybeden, ayakta durmakta ısrar eden ve bu amaçla Suriye Arap Cumhuriyeti’ne ait toprakların büyük bir bölümünü ABD’nin güdümündeki gruplara terk eden Cumhurbaşkanı Esat ve destekçileri…

Suriye kazanı için için kaynarken, gelişmelerin seyrinin böyle bir hal alacağı belli değil miydi? Özellikle sınırdaki Türk köy ve kasabalarını hedef alan Tel Rifat’taki bölücülerin oradan süpürülmesi Türkiye açısından rahatlatıcı olmadı mı? Esasında Moskova’nın telkinlerine rağmen, Esat’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzattığı eli sıkmamış olması, kendisi açısından kaybedilen tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Esat’ın bu tavrı, alan kaybını hızlandırdığı gibi, prestijini de olumsuz yönde etkilemiştir. Bir yerde terör örgütlerine boyun eğmenin faturasını ödemektedir.

 

Trump’ın “Hamas’a cehennemi yaşatacağız” sözleri ve Suriye meselesi…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.