Akay Cemal

Türkiye’de yaşayan herkes bir kez Kıbrıs’a gelebilse…






Geçtiğimiz günlerde KKTC’de önemli bir toplantı yer aldı. Kısa adı TÜRSAB olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği tarafından Türkiye ile KKTC arasındaki turizm faaliyetleri ve turist sayısını artırma, yeni destinasyonların açılmasını sağlama, seyahat acentelerine yeni fırsatlar sunma ve işbirliği protokolü imzalama amacıyla buraya bir gezi düzenlendi.

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya ve yönetim kurulu üyeleri, Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği (KITSAB) ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB) yetkilileri, protokolün amacının yerli ve yabancı turist sayısını artırmak olduğunu ifade ettiler. KITSAB Başkanı Erkan Kilim, bu arada tur operatörlerinin, tur paketlerine KKTC’yi nasıl ekleyecekleri gibi konuları ele aldıklarını söyledi.

Heyet bu arada Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından kabul edildi. Akıncı konuklara yaptığı konuşmada, KKTC’nin güzelliklerinin çok olduğunu belirterek, “Tabii Türkiye’nin güzellikleri ile kıyaslamak kolay değil. Türkiye, kültürüyle, doğasıyla, mutfağıyla çok çok zengin. Ama daha küçük ölçekte bizim de güzelliklerimiz çok var diye düşünüyorum. Türk insanının buraya gelmesinin ekonomik faydasının dışında başka bir anlamı daha var. Buraya bir defa olsun gelmeli Türkiye insanı. Bu, hedef olarak konulmalı” dedi.

Kıbrıs ile Türkiye arasında kökleri tarihe dayanan bağlar vardır. Burada yaşayan Türk toplumu, Türkiye’nin, adadaki uzantısı ve kardeşidir. Aradaki bağlar o denli köklü ve güçlüdür ki, birinin canı yandığında ötekinin yüreği cız eder. Hani meşhur bir laf var. ‘Oradakiler nezle olursa, buradakiler zatürree olur’ derler. Kısacası sevinçte de tasada da aynı duyguları hissederiz.

Böyle olmasına rağmen KKTC, Türkiye insanı tarafından nasıl bilinmektedir? Kaç kişi bilmektedir? Kaçı gelmiş, görmüştür? Bu güne kadar özellikle de 20 Temmuz 1974’ten bu yana Kıbrıs’a gelenlerin, burayı görenlerin sayısı az değildir. Buraya yerleşenler, kendisini artık Kıbrıslı olarak görenler vardır. Turlarla gelenler, üniversitede okuyan evlatlarını görmeye gelenler vardır. Onlar döndüklerinde dostlarına Kıbrıs’ı anlatmaktalar. Ancak her şeye karşın bu güne dek KKTC’ni ziyaret edenlerin oranı devede kulaktır.

Büyük bir potansiyel vardır, ancak onları harekete geçirebilecek olanaklar henüz yetersizdir. Milyonlarca insan bile Kıbrıs’ı arada sırada haberlerden bilmekte, adını medyadan işitmektedir. Elbette burayı ziyaret etmek isteyenlerin sayısı az değildir. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, KKTC turizmi açısından çok büyük bir potansiyeldir. Bu büyük potansiyeli ‘uyuyan bir deve’ ye benzetebiliriz. Akıncı’nın dediği gibi, Türkiye’de yaşayan herkes bir kez Kıbrıs’a gelmiş olsa, turizm sektöründe ihya olmak hiçtendir.

Turizm ve eğitim, ekonominin lokomotif sektörleridir. Ancak öncelikli olan tanıtım, pazarlama ve en önemlisi ulaşımdır. Uçak seferleri artırılmadığı, bilet fiyatları biraz aşağılara çekilmediği takdirde ne kadar uğraşılsa da, bu büyük ve dev potansiyeli harekete geçirebilmek kolay değildir. Londra’daki hiç de küçümsenmeyecek olan potansiyel de aynıdır. Üstelik belki de KKTC’nin nüfusu kadar orada Kıbrıslı Türk bulunmasına rağmen…

İşaret ettiğimiz zorlukların aşılması halinde yalnız turizm değil, fakat her sektör bundan nasibini alabilir ve Kıbrıs Türk halkı olarak, ülke olarak yararlarını görebiliriz. İşbirlikleri ve imzalanan protokoller bu yönde atılan ileri bir adım olmasına rağmen, önemli olan uygulamadır. Anlayacağınız kat edilmesi gereken daha çok uzun bir mesafe vardır.

***

 

Prof. Bayram Göçmen, dualar

ve gözyaşlarıyla toprağa verildi

 

Aslen Çanakkale (Kandu) köyünden Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarından İrfan-Ülfet Göçmen’in sevgili oğlu, Ege Üniversitesi profesörlerinden Bilim Adamı Prof. Dr. Bayram Göçmen dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı.

Geçen Cuma günü vefat eden Göçmen, kılınan öğle namazının ardından gözyaşları ve dualarla toprağa verilirken, cenaze törenine katılan akraba, dost ve tanıdıkları, Prof. Bayram Göçmen’in en verimli çağında yaşama veda etmesinden duydukları üzüntüyü dile getirdiler. 1965 doğumlu olan Prof. Dr. Bayram Göçmen’in kardeşleri ve eşleri ile yeğenleri, amansız hastalığa yenik düşen Göçmen’in mekanının cennet olmasını dileyerek, Allah’tan rahmet, sevenlerine de başsağlığı temennisinde bulundular.

Prof. Dr. Göçmen’in vefatı, görev yaptığı Ege Üniversitesi ve zooloji bilim dünyasını yasa boğdu. KKTC ve Türkiye’nin hemen her bölgesinde sürüngenlerin yaşamı üzerine araştırmalar yapan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Bilyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göçmen, Ege Üniversitesi’nde tedavi görmekteydi. Yaptığı çalışmalarla Türkiye ve dünyanın en önemli bilim adamları arasında gösteriliyordu. Yılan türlerinin zehirlerinin ilaç yapımında kullanılabilmesi için de çalışmalarda bulunmuştu.

Allah gani gani rahmet eylesin.

Türkiye’de yaşayan herkes bir kez Kıbrıs’a gelebilse…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.