Yabancıya toprak satışı konusu bir süreden beri gündemdeki yerini korurken, meseleye TC Dışişleri Bakanlığı ve MİT’in el atması, vatandaşta var olan kaygıları gidermekte etken oldu diyebiliriz. Ancak zihinlerdeki soru işaretlerinin ortadan kalkması için hükümete bu konuda önemli görev düşmektedir.
Konuya ilişkin peş peşine açıklamalar yapılırken, Başbakan Ünal Üstel, “Telaş edecek, yüksek rakamlar yoktur… Bugün ülke ekonomisinin çarkları dönüyorsa, müteahhitlerin yaptığı işler ve bu çalışmaların turizme yaptığı etkiler sayesindedir” dedi. Üstel, Tapu’da kaydı olan sözleşmelerin belli olduğunu, diğer sözleşmelerin de Meclis’e getirecekleri yeni yasa ile kayda alınacağını, bunun için Savcılıktan görüş beklediklerini kaydetti.
Bu arada İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da, geçen günkü açıklamasında, yabancıların mal alımlarıyla ilgili yasa hazırlığında olduklarını söylemiş, “Yabancılara yap-satı yasaklayacağız” demişti. Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer de, arkadaşımız Elif Şen Çatal’a yaptığı açıklamada, kendi ellerindeki verilere dayanarak, yabancılara satılan arazi oranının yüzde 0.30 oranında olduğunu ifade etti. Ancak o da, toprak konusunda yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Yabancılara taşınmaz mal satışının bu günlerde çok tartışılmasının bir nedeni de, Filistinlilerin durumu ve Gazze’deki savaşın etkileridir. 60-70 yıldan bu yana Filistin’in küçüle küçüle bugün ne hale geldiği televizyon ekranlarında izlenmektedir. Gerçi o toprakların çoğu satış sonucu değil, İsrail’in genişleme siyaseti sonucu olduğu bilinse de, vatandaşlar, topraksız bir vatanın söz konusu olamayacağının idraki içerisindedirler. Bu nedenle her zaman vurguladığımız gibi, avuç içi kadar bu ülkede, altın değerindeki toprağı peşkeş çekme lüksümüz yoktur.
Üzerine devlet kurduğumuz bu kutsal vatan toprakları, Osmanlı’dan bu yana Mücahidin, Mehmetçiğin kanı ile sulanmıştır. Her karışında şehitlerin ayak izlerine rastlanmaktadır. Onların emanetidir. Koruma görevi de bu günkü kuşaklara düşmektedir.
Ha; buranın cazibesine kapılan, burada arazi veya konut alarak, yaşamını bu topraklarda sürdürmek isteyen yabancılara da karşı değiliz. Buradaki devletin kurallarına uygun olarak ev de alabilirler, tarla da, arsa da! Nitekim şimdiye kadar alanlar olmuştur. Ancak işin dozunu kaçırmamak esastır. İpin ucunu kaçırdıktan sonra, tekrar tutabilmek kolay değildir. Hele bu Orta Doğu coğrafyasında çok daha dikkatli ve titiz davranma zorunluluğu vardır. Ülke gençleri, yabancıların söz sahibi olduğu, taşınmaz mal fiyatlarını onların belirlediği bir ortamda ne ev sahibi olabilir, ne de dükkân sahibi!
Bu işler başka ülkelerde nasıl yürütülür, onlara da bakmakta yarar vardır. Geçen gün bazı örnekler vermiştik. Mesela en yakınımızda, bir Akdeniz adası olan AB üyesi Malta’da bu konuda katı kurallar vardır. Ülkenin yüzölçümü küçük olduğundan toprak satışı yerine, belirli bir süre kiralama vardır. Önemli olan işi tadında bırakmaktır. Yeni düzenlemelerde fırsatçılara yasada delebilecekleri boşluklar bırakmamaktır. İşte o zaman vatandaşın kafasındaki soru işaretleri ortadan kalkar, rahatlama başlar.
***
Eşi, Ahmet Gürses’e kavuşurken,
Antik Liman da Canlıbalık’a ağlıyor
Lefkoşa Selimiye Camii’nin unutulmaz müezzinlerinden Ahmet Gürses’ten sonra, eşi Neriman Gürses de Hakk’ın rahmetine kavuştu ve dün Lefkoşa’da toprağa verilerek, öteki dünyada eşiyle buluştu. Gürses ailesi, tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyururken, “Yokluğuna asla alışamayacağımız çok sevdiğimiz annemiz, ninemiz Neriman Gürses’i kaybetmenin büyük acısı içerisindeyiz. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandılar.
Yardımseverliği ile bilinen Neriman Hanım, çevresinde sevilen, iyi bir insandı.
Öte yandan Girne’nin tanınmış esnafından, Antik Liman’ın sembol isimlerinden ‘Canlıbalık Lokantası’nın sahibi, aslen Terazi’li (İskele) Aydın Canlıbalık (79) dün Karaoğlanoğlu’nda son yolculuğuna uğurlandı. Tüm sevenlerine üzüntü ile duyuruldu.
Sevgili eşi Kıymet Hanım, çocukları Meryem Canlıbalık-Ferdi Sarper (merhum), Zehra Canlıbalık-Hasan Gazioğlu, Meyra Canlıbalık-Ahmet Öztekin ve Can Canlıbalık, torunları Aydın, Kıymet, Hüseyin, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler. Her milletten aralarında nice ünlülerin de bulunduğu insanların uğrak yeri olarak bilinen Canlıbalık Restoran’ın sahibi Aydın Canlıbalık’ın vefatı, ailesinin yanı sıra, Girne esnafı ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı.
Bu arada Kilitkaya köyünün sevilen isimlerinden Talat Suan da önceki gün Kilitkaya köyünde toprağa verildi. Uzun yıllar Kilitkaya Zafer Spor Kulübü’nün başkan ve yöneticilik yapan Talat Suan’ın ailesi ve sevenleri, nur içinde yatması, mekânının cennet olmasını dilediler.
Diğer yandan aslen Malya’lı olup, Çatalköy’de ikamet eden çınar isimlerden Sabiha Çoban, Çatalköy’de defnedildi. Çevresinde sevilen bir sima olan Çoban’ın mekânının cennet olması temenni edildi.
Yorumlar kapalı.