Bugün KKTC’nin ilk kadın Başbakanı olan, daha sonra da iki dönem Cumhuriyet Meclisi Başkanı seçilen Dr. Sibel Siber’in “Kıbrıs’ta Jön Türk Hareketi – KULÜP – Kardeş Ocağı” isimli kitabından söz edeceğiz. Meclis Başkanlığı döneminde özellikle kültürel varlıkların korunması, arşiv ve müzeler konusunda çalışmalar yürüten ve birçok projeye imza atan Sibel Siber’in, 56 deneme yazısından oluşan ‘Düşlerim ve Düşüncelerim” ile Kıbrıs müzakerelerini konu alan ‘Aynı Masada Yarım Asır’ isimli 2 kitabı bulunuyor.
Kitabın başlangıcında “Dünyayı değiştireceğine inandığım tüm çocuklara ve torunum Elvin’e” diye not düşen Siber’in, 205 sayfa tutan kitabında geçmiş tarihe ışık tutan yazılarla birlikte, siyah-beyaz fotoğraflara da yer veriliyor. Kitabın arka kapağında Kardeş Ocağı’nın, İngiliz sömürge yıllarında, Kıbrıs Türk toplumunun sosyal, siyasal ve kültürel alanda faaliyet gösteren ve tarihi kararların alındığı en önemli kurumu, resmi kabul yeri, diğer bir adıyla Senato’su olduğu ifade edilirken özetle şöyle deniliyor:
“Lozan Anlaşması sonrası, Kıbrıslı Türkler Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Türkiye’nin bu konuda henüz net bir politikasının olmadığı dönemdir. Kardeş Ocağı Kulübü göçe karşı bir duruş sergilemiş ve Türklerin adadaki varlığının önemine dikkat çekmiştir. Kulüp, Atatürk devrimlerinin toplumda benimsenip uygulanması ve toplumun çağdaşlaşması için faaliyetler yürütmüş, karşı çıkan Sömürge Yönetimi ile mücadele etmiştir.
İstanbul Şehir Tiyatroları ve Türkiye Halkevleri ile çok yakın ilişki kurmuş, tiyatrolar, konserler, sergiler, şiir-edebiyat geceleri düzenlemiştir. Elde edilen geliri yardım amaçlı kullanmış, İzmir’in işgalinde sahneye koyacağı Namık Kemal’in ‘Akif Bey’ isimli oyunu için 22 Mart 1920 tarihli Doğru Yol gazetesinde şu çağrıyı yapmıştı:
“Muhterem Türk; Sevgili İzmir’imizin felaketzedelerine yardım olmak üzere verilecek tiyatro için sen de kardeşlik borcunu öde. Tiyatro biletlerini almayı unutma. Ailenin o günkü yiyeceğini, yerinden yurtlarından uzaklarda, yağmur ve çamur içinde İzmir için ağlayan bedbaht kardeşlerimize bahşet. Sen ve çocukların o gün aç kalsın… Yiyecek paralarınızı mazlum kardeşlerimize gönder.”
Kitabın ‘İçindekiler’ bölümünde önemli konu başlıklarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
“Kıbrıslı Türklerin tarihinde kulüpler, Kardeş Ocağı, Sömürge idaresinin ilk yılları, Kıbrıslı Türkler lidersiz ve örgütsüz, ilk kulüp İtimad Kıraathanesi, ilk örgütlenme Türk Teavün Cemiyeti, Terakki Kulübü’nü Evkafçılar ele geçiriyor, Muhalifler Hürriyet Kulübünü kuruyor, Hürriyet ve Terakki birleşiyor, İstanbul’daki Türk Ocağı’nın Kıbrıs şubesi açılıyor, Kıbrıs Türk toplumunda iz bırakmış 3 kardeş, Kıbrıs’ın Yunanistan’a teklif edilişi, Kıbrıslı Türklerin ilk ulusal kongresi Meclis’i-Milli, Kuvayı Milliye’ye yardım, İstiklal Savaşı sırasında Türk ve Rum toplumları, Türkiye eski Bakanı Sırrı Bellioğlu’nun Lozan sitemi, Nihat Erim’in Kıbrıs raporu, Kardeş Ocağı’nın göçe karşı mücadelesi ve Anadolu’dan geri gelenler, Göç ve milli dava, 1931 isyanı ve Kardeş Ocağı sohbetleri, Dışişleri Bakanı Saraçoğlu’nun Kıbrıs ziyareti, Kardeş Ocağı’nda tarihi toplantı-Kıbrıs Türk Partisi kuruldu. (23 Ekim 1949).”
Derin bir araştırmayı kapsayan kitapta tarihi belgeler ve fotoğraflar birbirini tamamlarken, önsözde ise özetle şöyle deniliyor:
“Osmanlı’dan günümüze kayıt altına alınmış tarihe baktığımızda hep bir mücadele görürüz. Peki, ya kayıt altına alınmamış ya da unutulmuş hikâyelerimiz… Toplumun geçmişi ya da bu günü bilgiye ve belgeye dayanarak yazılmazsa, doğal olarak kaybolur, toplum belleğinden silinir ve hiç yaşanmamış olur. Yıllar sonra Araştırmacı Yazar Harid Fedai ile yaptığımız özel sohbetlerde anlattıkları ve verdiği belgeler, tarihimizde önemli yer tutmuş bu kulübün kayıt altına alınması konusunda sorumluluk hissettirdi. Özellikle kulübün uzun yıllar başkanlığını yapmış Fadıl Niyazi Korkut’un hatıralarının ve kulübün yayın organı Birlik gazetesindeki makalelerin günümüz Türkçesine çevrilmesi bilgiye erişimi kolaylaştırmıştır.”
Kitabın yazarı Sibel Siber, 1910 yılında Hürriyet ve Terakki adıyla kurulan kulübün zengin arşivinin, maalesef çıkan yangın sonucu, elde çok az fotoğraf ve belge kaldığına değinirken, Kıbrıs Türk tarihine ve kültürüne pek çok eser kazandırmış merhum Harid Fedai’yi de bu vesileyle anmış oldu.
Kitabın daha başlangıcındayız ve bir fikir sahibi olabilmeniz için bunları aktarıyoruz. Henüz esasa giremedik bile, Tarihi belgelere dayanarak kaleme alınan eser, bu günlere nasıl gelindiğine ayna tutuyor. Eline sağlık Sibel hanım… Haftaya devamını aktarmak umuduyla iyi pazarlar.
Yorumlar kapalı.