Akay Cemal

Rum’un ipiyle kuyuya inmek ve 1974’ü tersine döndürmek






Kıbrıs Türküne 1960’lı yıllardan beri uygulanan ambargolar, baskı ve sindirme siyasetinin tek amacı, Türk halkını dize getirmek ve böylece Ada’nın tümüne sahip olabilmektir. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Meclis’teki konuşmasında bu durumu, “Rum tarafı 1974’ü ters döndürmeye çalışan bir politika güderken, biz geleceği 1974’ün üzerine kurma politikasıyla siyaset yapıyoruz.” dedi ve ekledi:

“Federasyonla ilgili yapılan açıklamalar, Rum tarafının ekmeğine yağ-bal sürüyor. Ertuğruloğlu, CTP’li milletvekillerine “Nasıl onlar egemen eşitlik iddiamıza karşı geliyorsa, siz de karşı geliyorsunuz” diye konuştu ve şu hususa vurgu yaptı:

“Rumlar, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak görüldüğü ve dünyanın onları şımartmaya devam ettiği sürece, istediğiniz kadar müzakere edin, hiçbir şey olmaz.”

Yalan mı? Kıbrıs Türk tarafı 50 yıl süren müzakere sürecinde tüm iyi niyet ve samimiyetini ortaya koymuş, nice çözüm formüllerini kabul etmiş, ancak karşı taraftan aynı tavrı, aynı iyi niyeti görememiştir. Bu konuda tek bir örnek yeterlidir. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, New York’ta mülkiyet çıkmazının aşılması konusunda “Bana bir beyaz kağıt verin” demiş ve üzerine % 29+ yazarak, “Bunu Kiprianu’ya iletin” diyerek, Genel Sekreter’e vermişti.

Hangi birini sayalım; Annan Planı’nı mı, diğerlerini mi?

Meclis’te yapılan mülkiyet meselesi, bize bunları da hatırlattı. CTP Milletvekili Ongun Talat, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un, yaşananların ciddiyetinin farkında olmadığını savundu ve yabancıların taşınmaz mal edinmesiyle ilgili bir yasa çalışması yapıldığını anımsattı. Talat, “Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs’ın kuzeyine hapsedilmesiyle ilgili bir süreç yaşanıyor.” dedi. Talat ayrıca “Bütün bu başımıza örülen çorapların nedeni iki devletli siyasettir. Rum tarafı, Kıbrıs Türk tarafını baskı altına almaya devam edecek.” şeklinde görüş belirtti.

Maliye Bakanı Özdemir Berova, mülkiyet konusunda Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) çalışmaları hakkında bilgi verirken, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da, Talat ve Solyalı’nın mülkiyet üzerindeki eleştirilerini yanıtladı, “Rum’un ipiyle kuyuya ineceksek bu mecliste ne işimiz var? Biz devletiz.” dedi. Oğuz ayrıca Rum yönetiminin son yaptıklarının neden kınanmadığı eleştirisinde bulundu.

Dış ülkelerdeki çeşitli toplantılarda, koridorda dahi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelebilmek için fırsat kollayan Rum Lider Nikos Hristodulidis’in, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kapılar konusundaki önerilerine bile şu ana kadar sıcak bakmadığı görülmesine rağmen, niyetinin ne olduğunu tahmin edebilmek bu kadar zor mudur?

Bu ülkede sadece Rum mülkü mü vardır? Güney’de Kıbrıslı Türklerin bıraktığı mülklerden niye söz edilmiyor? Ki, o mülkler üzerinden nice Rumların köşeyi döndüğü bizzat Rum gazeteleri tarafından dile getirilmiştir.

Bu konularda uzman olan değerli arkadaşımız Dr. Orhan Aydeniz’in yaptığı araştırmayı kaleme aldığı yazısından sadece iki bölümü buraya aktararak, yazıyı noktalamak istiyoruz. Aydeniz şöyle diyor:

“Aradan geçen yarım asırda, her iki tarafta da taşınmaz mallar sahiplendirildi, geliştirildi ve el değiştirildi. Rum, taşınmaz mal konusunda, geriye dönük işlem yapılmasını isterse, Türk tarafı da İngiliz döneminde gasp edilen ve haksızca Rumlara verilen Türk ve Vakıf taşınmaz mallarının da dikkate alınmasını istemeli.

Üstelik Rumların kuzeyde kalan eski arazilerinin, alan olarak daha fazla olmasına karşın, büyük bir kısmı, çöl tanımında olan Mesarya Ovası’ndadır. Türklerin güneyde kalan arazileri ise, alan bakımından daha az olmasına karşın, tarım bakımından çok daha değerlidir. KKTC’deki yer altı sularının tümüne yakınının kuruyup tuzlanmasına karşın, güneydeki Türklere ait arazilerde çok zengin yer altı ve yerüstü suları bulunmaktadır.”

 

***

 

Ozanalp, Lefkoşa’da defnedildi

 

Ozanalp ailesinin direği, merhume Emine Ozanalp’ın eşi, iyi insan Derviş Ozanalp’ın dün Lefkoşa’da defnedildiği tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu.

Evlatları Katri Ozanalp, Olgun-Belgin Ozanalp, Yıldız-Tahsin Çalıkuşu, Özkan-Ceyda Ozanalp, torunları Tuğçe-Mehmet Eşki, Hatice-Yılmaz Akşit, Cemal-Tuğçenur Ozanalp, Emine-Kemal Özoktay, Derviş, Ahmet ve Defne Ozanalp ile torun çocukları, “Acısını ömür boyu unutamayacağımız kıymetli babamız, canımız dedemizi kaybettik. Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.

Bu arada İnşaat Mühendisleri Odası, Genel Sekreterleri Ahmed Erkmen’in kıymetli annesi Servet Erkmen’e Tanrı’dan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı diledi.

Öte yandan Lefkoşa’nın sevilen isimlerinden Emine Kıvanç Asilsoy, geçen gün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlanırken, Derince köyü sakini Ahmet Bal da Derince’de defnedildi. Mekânlarının cennet olması dileğinde bulunuldu.

 

 

Rum’un ipiyle kuyuya inmek ve 1974’ü tersine döndürmek
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.