Hani ‘Zıvanadan çıktı’ derler ya, sanki de İsrail yönetimi için söylenmiş!..Aynı şeyi halkı için söyleyemeyiz. Diğer ülke halkları gibi, onlar da yıllar boyu süren çatışmalardan, savaşlardan bıkıp usanmamış değillerdir.
Ortadoğu öteden beri nice silahların denendiği bir arenadır sanki de! Barışa susamış bölge halkına bu hak çok görülüyor. Vurdulu kırdılı bir film gibi, her taraf kan revan içinde. Etrafımız barut fıçısı ve de yangın yeri. Uçaklar durmadan vuruyor, can alıyor. Ne gündüz diyorlar, ne de gece! ‘Vur abalıya’ misali atıyorlar bombayı. Bir yavruya mı isabet etti, yoksa annesine mi, bilinmez. Kaldı ki bir operasyonda çocuk ve kadınların can kaybı onlarca.
Birkaç gecedir televizyon ekranlarında Lübnan’daki insanların yürek yakan çaresizliklerini izledik. Yüz bin kişi yerinden yurdundan oldu. Maddi durumu iyi olanlar Güney Kıbrıs dahil, başka ülkelere göç ettiler. Bir başka deyişle ‘Kapağı başka ülkelere attılar’ diyebiliriz.
Başkent Beyrut’ta insanlar öbek öbek toplanmış, yol kenarlarında, cami ve kilise avlularında sabahlıyorlar. Gündüz neyse de, geceleri o soğukta çocukların nerdeyse tümü de hasta oldu. İnsanlar İsrail uçaklarının bombardımanı nedeniyle evlerini üstlerindeki giysilerle terk etmek zorunda kaldı. Yiyecek bulabilmek zor. Lübnan istikrarsız süreçlerden geçtiği için hükümet yok. Geçim hiç de kolay değil. Kaldırımlarda sabahlayan insan sayısı her geçen gün daha da artıyor. Artıyor, çünkü İsrail bombardımanı devam ediyor.
İsrail operasyonları Gazze ile başlamıştı, Gazze ile devam ediyor da, Gazze’ye yeni halkalar eklendi. Batı Şeria da nasibini aldı. Bu saldırılara misilleme olarak Lübnan Hizbullah’a karşılık verdi. Yemen’deki Husiler aynı şekilde İsrail’e roketlerle misillemede bulundular. Ancak Netanyahu dur durak bilmedi ki! ABD seçim derdinde iken aldı eline sazı. “Ben yüzde yüz haksız da olsam, ABD ve müttefikleri benden yana tavır koyacak, beni destekleyecekler” düşüncesiyle savaşı genişletme istidadında. Arada bir Suriye’yi de bombalarken, tanklarla Lübnan’a girdi ve savaş yeni boyutlar kazandı. ABD ve İngiltere desteğini esirgemedi.
Netanyahu bir yandan da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e taktı. Onu ‘İstenmeyen Şahıs’ ilan etti ve ülkeye girişini yasakladı. Genel Sekreter gerçekleri dile getirdiği için, dünya kamuoyuna gerekli mesajları verdiği için, Tel Aviv’in gözünde ‘kötü adam’ oldu. Yani çekinmeseler Genel Sekreteri o koltuktan alıp, yerine başkasını oturtacaklar. Zaten ona da gerek yok ki! Çünkü İsrail’in dayanağı ABD’nin elindeki ‘veto kartı’. İsrail aleyhinde herhangi bir karar alınması halinde veto kartı masaya sürülür.
Diyelim ki, ABD veto kartını masaya koymadı ve İsrail’i kınama kararı oybirliğiyle geçti, İsrail o kararı tanır mı, tanımaz. Kararın yazılı olduğu kâğıdı çöpe atar ve uygulamaz. Hatta inadına daha da hırçınlaşır. Son günlerde sağa sola meydan okumalar, “erişemeyeceğimiz yer yoktur” gibisinden tehditvari mesajlar boşuna mı? Ancak bir şekilde İsrail’in canını yakan da bulunur. İran’ın İsrail’e yönelik balistik füze saldırısını bu açıdan değerlendirmek lazım…
Kıbrıs bu çatışmaların hemen yakınında! Bu nedenle vatandaş endişe etmekte haksız değil. Hele Rum tarafının şu veya bu şekilde İran veya vekil güçlerine karşı ortam hazırlar, Güney Kıbrıs üzerinden verilen destek olduğu sürece riskler artar. Hatırlanacağı gibi, hava saldırısıyla öldürülen Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah, geçen Haziran ayında Rum yetkilileri uyarmış ve ‘savaşın bir parçası olmayın’ diye uyarıda bulunmuştu. “Kurunun yanında yaş da yanar” diye bir atasözü vardır. Umarız ada iki ateş arasında kalmaz, kimsenin de burnu kanamaz. Bunun için de öncelikle İsrail’e söz geçiren ülkelerin arka sıvazlamayı bırakıp da, Tel Aviv üzerinde nüfuzlarını kullanmaları gerekir.
***
Erdoğan Soygür Lefkoşa’da, Ali Nor
Balıkesir’de son yolculuğa uğurlandı
Tanınmış simalardan, Soygür ailesinin çınarı, iyi insan Erdoğan Soygür’ün dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandığı tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi Sevim hanım, evlatları Erol Soygür, Mustafa-Semay Soygür, Bilal-Mihriban Soygür, torunları Dilem, Özdemir, Nazlı, Sultan, Rüzgar, Poyraz, Eylül ve Erdoğan Bilal, acılarının sonsuz olduğunu ifade ederek, “Can yoldaşım, sevgili babamız ve dedemizi her zaman kalplerimizde yaşatacağız. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.
Bu arada Balıkesir’ın sevilen simalarından merhume Naile ve merhum Mehmet Nor’un değerli evlatları, Balıkesir Spor Kulübü yöneticilerinden, iyi insan Ali Nor’un dün Balıkesir köyünde son yolculuğuna uğurlandığı tüm sevenlerine üzüntüyle duyuruldu. Sevgili eşi Emine hanım, evlatları Ersel Nor, Cansel-İsa Ulu, Tansel-Emine Nor, torunları Erçim, Ali, Salahi, Asrın ve Ase, yokluğuna asla alışamayacaklarını ifade ederek, “Acımız büyüktür. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” ifadelerini kullandılar.
Diğer yandan Bülent Ecevit Anadolu Lisesi Müdür, Muavin, Öğretmen, Öğrenci ve Çalışanları adına yayınlanan taziye mesajında, okulun Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinden Cevher Conkbayır Çiftçi’nin kıymetli babası Ahmet Conkbayır’a Allah’tan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı dileğinde bulunuldu.
Yorumlar kapalı.