Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yaptığı uyarıyı dün sıcağı sıcağına irdelemiştik. Nasrallah, İsrail’in Lübnan’a olası bir topyekün saldırıda Rum tarafının havalimanı ve askeri üslerini kullanacağı yönünde istihbarat elde ettiklerini, böylesi bir durumda Güney Kıbrıs’ın savaşın bir parçası kabul edip, bu şekilde tutum sergileyecekleri uyarısında bulunmuştu.
Nasrallah’ın uyarısı Rum kesiminde panik ve endişeye neden olurken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, açıklama yapma gereğini duydu ve “Sorunun değil, çözümün parçasıyız.” dedi.
Ancak sorunun bir başka parçası var ki, o da Rum Yönetimi ile ABD’nin üs çalışmaları… Medlis Başkanı Zorlu Töre, bunun Doğu Akdeniz’de huzur ve istikrar ortamının bozulmasından başka amaca hizmet etmeyeceğini söyledi. Töre, “Ada’da silahlanma ile bir yere varılamayacağı, yaşanılan birçok süreçte çok net olarak anlaşılmışken, yapılan bu anlaşmanın bölgeyi kana bulama ihtimali daima göz önünde bulundurulmalıdır.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Emekli Müsteşarı ve Emekli Müzakereci Ergün Olgun da, Güney Kıbrıs-ABD stratejik diyalog anlaşmasını ‘denge bozucu bir anlaşma’ olarak niteledi. Olgun, bu hareketin iki tarafı uzlaşıdan daha da uzaklaştıracak bir sonuç doğurduğuna işaret etti. Olgun, bu adımların, Türk tarafının ısrarla vurgulamaya çalıştığı iki devlete dayalı çözüm şeklini doğruladığını kaydederek, “Kıbrıs Türk tarafı hiçe sayılıyor. Bu yapılan, iki tarafın tamamen birbirinden ayrılması sonucunu doğuracak bir hareket olur diye düşünüyorum.” şeklinde görüş belirtti.
Anlaşma derinliğine incelendiğinde, dün de vurguladığımız gibi, Ada üzerindeki bulutların kararmakta olduğunun sinyalidir. Zaten Ortadoğu karmakarışık iken, Gazze’de barış çabaları sonuçsuz kalırken, daha doğrusu bu konuda ciddi adımlar atılmaz, sadece sözde kalan açıklamalar yapılırken, bölgenin askeri yığınağa sahne olması elbette kaygı vericidir.
Bu yönde Rum yönetimi başkanının yaptığı açıklamanın da bir değeri yoktur. Çünkü Güney Kıbrıs’ta neler olup bittiğini dünya kamuoyu da görmekte, izlemektedir. İngiliz üslerine ek olarak, Güney Kıbrıs’ın topraklarını peşkeş çekmesiyle dikkatlerin buraya çevrilmesinden daha doğal ne olabilir? Bu durumda BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar boşuna çaba harcıyor. Çünkü bu adada dengeler bu şekilde değişir ve üçüncü ülkelerden Rum tarafına uyarılar yapılırsa, Kıbrıs’ın tehlikeli sulara girdiğinin işaretidir.
Kıbrıs Türk tarafının bu durumu Türkiye ile birlikte değerlendireceğine muhakkak nazarıyla bakılırken, en ufak bir kıvılcımın ortalığı ateşe verebileceği gerçeğini de gözden ırak tutmamak lazım.
***
Mehmet Küçük’ün kayınpederi Esat Hilmi, sonsuzluğa uğurlandı
Kıbrıs Türk halkının eğitiminin önde gelen isimlerinden, İngilizce Müfettişi olarak uzun yıllar hizmet veren Esat Hilmi İşcan (99) geçtiğimiz gün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Aslen Baf’ın Falya (Gökçebel) köyünden olup, uzun süre ilkokul öğretmeni olarak görev yapmış, daha sonra İngiliz Okulu ve Lefkoşa Türk Lisesi Kolej bölümünde İngilizce öğretmeni ve Müfettişi olarak görev ifa etmişti.
1963 yılında eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasında çok büyük katkıları bulunan İşcan, Dış İlişkiler ve Yüksek Öğrenim Müdürlüğü yaptıktan sonra emekliye ayrılmıştı. Ancak emekli olduktan sonra da çok sevdiği eğitimden kopmamış, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Lefke Avrupa Üniversitesi’nde görev üstlenmişti.
Esat Hilmi İşcan’a Allah’tan rahmet, kızı Bilge Hanım’a, çok değerli dostumuz eşi Mehmet Küçük’e ve tüm aileye sabır ve başsağlığı dileriz.
***
Karkutoğlu, Yeşilırmak’ta defnedildi
Karkutoğlu ailesinin değerli büyüğü, çevresinde sevilen, merhume Neyre Hanım’ın eşi, iyi insan Ramadan Karkutoğlu’nun dün Yeşilırmak köyünde son yolculuğuna uğurlandığı tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu.
Çocukları İlksen Ekici, İlkay, Mehmet ve Güven Karkutoğlu, gelinleri Ülfet ve Filiz Karkutoğlu, damatları Erkan Ekici ve Yıldırım Ebedi, torunları Bahar Hasan (merhume), Bulut Ekici, İpek, Tunç, Berk ve Emre Karkutoğlu, İnci Kızıler, Sinem Ecersoy ve Emrah Ürer, tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyururken, “Acımız sonsuzdur. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun” dediler.
Yorumlar kapalı.