
İran ile İsrail arasındaki savaş 4’üncü gününü de geride bırakırken, can kayıpları da artıyor. Her iki ülkede yaralı sayısı da giderek artıyor. Savaştan en fazla da suçsuz, günahsız insanlar nasibini alıyor. İsrail’in hava üstünlüğü bilinmekle birlikte, İran’ın fırlattığı balistik füzeleri de yabana atmamak gerek.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çatışmanın bölge güvenliği için büyük bir risk oluşturduğunu, bölgenin yeni bir savaşa asla tahammülü olmadığını dile getirdi. Erdoğan, İsrail’in bu saldırılarla Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı gölgelemeye gayret ettiğini, buna asla izin verilemeyeceğini kaydetti.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İran’da rejim değişikliği nedeniyle bu saldırıları başlattıklarını söyledi. Bunun anlamı, İran’ın, Ayetullah Humeyni dönemi önceki duruma dönmesi. O dönemde İran, Şah Rıza Pehlevi tarafından yönetilmekte, ABD ve Batı ile iyi ilişkiler sürdürmekteydi.
İsrail’in, daha doğrusu İsrail ile birlikte ABD ve Batılı ülkelerin isteği, İran’ın nükleer silaha sahip olmamasını sağlamak. Özetle bu silah İsrail’de olacak, ama İran’da olmayacak. Daha açık ifadeyle İran’ın ipleri ABD’nin, dolayısıyla İsrail’in elinde olacak ve İsrail bölgede dilediği gibi atını oynatabilecek. Nitekim İsrail Ordu Sözcüsü, “İran’daki hedefimiz, bu rejimin bizi yok etme kapasitesini ortadan kaldırmaktır” dedi.
İlginç olan, İsrail’in saldırısının nükleer müzakerelerin 6’ıncı turu arifesinde gerçekleşmesinin düşündürücü olduğudur. ABD Başkanı Donald Trumpda bu konuda Netanyahu’ya uyarıda bulunmuştu. Müzakereler arifesinde İsrail’in saldırısı ABD ile İran arasındaki müzakere sürecini sabote etmek midir, yoksa ABD ile İsrail arasında danışıklı dövüş müdür?
Beri yandan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, “Savaşa müdahil değiliz” derken, Baf Havaalanı’na askeri uçakların iniş yapmasına ne demeli? İsrail ile pek çok ortak projeye imza atan Rum Lider, İsrail askerlerinin, Güney’de Rum ordusu ile ortak tatbikatlar yaptığını herhalde inkâr edecek hali yoktur. Kaldı ki, Rum Yönetimi daha önceleri de Hizbullah tarafından uyarılmış ve bazı saldırılarda Güney Kıbrıs’ın taraf olduğu yönünde bilgiler edinildiği ifade edilmişti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar dün yaptığı açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’i daha önce de uyardığını söyledi, siyasi kazanım nedeniyle gerilimin tarafı olmaktan vazgeçmesi gerektiğini kaydetti.
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi, İsrail’in tek hedefi, güçsüz, nükleer silahtan arınmış, kalk dediğinde kalkacak, otur dediğinde oturacak kukla bir yönetim biçimi. Aynen Gazze’de soykırım yaşanırken, sesini çıkarmayan, seyirci kalan ve ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyen bazı Arap ülkelerinin durumuna getirmek ve bölgede kendi bildiğini okumak!
İsrail, bunları istediğini zaten inkâr etmiyor. Açık açık söylüyor. Geçen gün İsrail Ordu Sözcüsü ne dedi?:İran’daki hedefimiz, bu rejimin bizi yok etme kapasitesini ortadan kaldırmak! İşte bu kadar basit! Bunun için de İsrail, bu güne dek İran’da çok eleman elde etti. Kendine çalışan birçok kişiyi şu veya bu şekilde ayarladı ve İran içinden geniş bilgi sahibi oldu. Aynen Kıbrıs’ta olduğu gibi!
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı dün bir televizyon programında konuya değinirken, içimizdeki hainlerden de söz etti. Bu arada kadim dostum Ahmet Tolgay da, “Ayşe giderse, Kıbrıs’ta neler olabileceğini düşünmekten aciz bir beşinci kol etkinliği içimizde yayıldıkça yayılıyor. Bu çarpık oluşumda sorumluluğu olan herkesi tarih er geç yargılayacaktır” diye yazdı.
Tolgay sonunda şunları kaydediyor:
“Fileleftheros gazetesi, Kuzey’den isimler de vererek, bunların KKTC’de emlak faaliyeti yürüten 33 şirkete ait verilerin Rum lider Nikos Hristodulidis’e sunulduğunu duyurdu. Vatana ihanet edenleri KKTC makamlarına duyuran bir yayındır bu. Kafalardaki soru: Acaba ifşaatın gerekleri yerine getirilecek mi?
Rum yetkililerin ”Kuzey Kıbrıs tapusunda yaprak oynasa bilgimiz olur” türünden kibirli açıklamaları hiç de boşuna değil.”
İsrail nasıl ki İran’da ayarladığı kişiler sayesinde her şeyi öğrenme olanağı elde etmişse, Rum yönetimi de burada aynı taktiği izlemekte ve ‘ayarladıkları’ kişiler sayesinde KKTC’nin içini dışını öğrenmektedirler.
Tedbir mi? Hadi canım sen de!
İsrail’in hedefi, İran’da rejimi değiştirmek ve kendine biat edebilecek bir rejimi oluşturmak. Kıbrıs’ta Rum Yönetimi’nin hedefi bundan farksız mı?
***
Cevheroğlu Lefkoşa’da defnedildi
Cevheroğlu ailesinin kıymetli büyüğü, iyi insan Behiç Cevheroğlu’nun dün Lefkoşa’da toprağa verildiği tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu.
Sevgili eşi Dursun Hanım, ‘Canımız babamız, biricik dedemiz’ diyen kızı Cemaliye, oğlu Cemal Cevheroğu, torunları Ecem, Ahmet, Elisa, Erin, Erda ve tüm ailesi, acısını hiçbir zaman unutamayacaklarını ifade ederek, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Yorumlar kapalı.