Akay Cemal

Güzelyurt ve Maraş






Geçen gün Güzelyurt’taydık…Kıbrıs Sağlık ve Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde yer alan bir etkinlikte, Hasan Hastürer ile öğrencilere sağlık konusunda görüş ve düşüncelerimizi aktardık. Konuya ileriki günlerde değinebiliriz.

Bu vesile ile Güzelyurt’un geldiği noktayı gözleme olanağı da buldum. Rumların ‘Morfu’, eskilerin de güzel anlamına gelen ‘Omorfo’ dedikleri Güzelyurt, Barış Harekâtı’ndan bu yana zorlu bir süreç geçirdi, bizzat yaşadı. Türk ve Rum tarafının müzakere masasında uzun yıllar ‘verildi, verilecek’ diye spekülatif haberlere konu oldu.

Bir de her yıl Güzelyurt’a yakın, Güney sınırları içinde bulunan Rum yerleşim yeri Astromerit’te“Güzelyurt’a Yürüyüş” eylemleriyle karışmış, ‘Verilecek mi, verilmeyecek mi?’ soruları bölge halkının kafasını kurcalamıştı. Halbuki başta Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, dönemin tüm yetkilileri, Güzelyurt’un Rumlara iadesinin söz konusu olmadığını defalarca vurguluyorlardı. Ankara’dan verilen mesajlar da aynı doğrultudaydı.

Yıllar yılları kovalarken, çiviler çakılmaya başlamış, bahçeler bakımlı hale gelmiş, yeni binalar inşa edilmiş, az da olsa yatırımlar başlamış, özetle vatandaş Güzelyurt ve çevre köylere sahip çıkmıştı. Şimdilerde Güzelyurt emin adımlarla yoluna devam ediyor. Ha, eksikler yok mu? Elbette onların da giderileceğine inanıyoruz. Bu vesile ile şunu da vurgulamak gerekir. Güzelyurt geçmişte sadece Rum nüfustan ibaret değildi. Kentte varlıklı Türk aileler de vardı.

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Güzelyurt’un kalkınması için hükümetin önemli yatırımları hayata geçirmeye başladığını söyledi. Bölgeye sosyal konut projeleri, modern hastane inşaatı ve tarımsal kalkınmayı destekleyecek yeni girişimler kazandırıldığını belirten Öztürkler, Güzelyurt’un hak ettiği noktaya ulaşması için tüm imkânların seferber edileceğini vurguladı.

Kaymakam Mehmet Kayan ve Belediye Başkanı Mahmut Özçınar ile görüşen Meclis Başkanı Öztürkler, bölgedeki gelişimin her geçen gün daha net şekilde görüldüğünü söyledi. Ancak bu yatırımların yeterli olmayacağını ifade eden Öztürkler, özellikle bölgedeki narenciye üretiminin tarladan tüketiciye ulaşması noktasında daha fazla desteğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Yalnız Güzelyurt’ta değil, KKTC’nin tümünde kalkınma ve gelişme yaşandığını görmezden gelemeyiz. Bunlar ambargolar ve izolasyonlara rağmen yapılmaktadır. İzolasyonlarla dize getirilemeyen bu toplumun önüne yeni engeller çıkarılmaktadır. Örneğin Rum Mahkemesi, KKTC’deki Rum toprakları üzerine inşa edilen mülklerin pazarlamasını yapanları hapislikle de cezalandırmaktadır.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mülkiyet konusunda çare olarak kabul edildiği gerçeği ortadayken, kuzeydeki otoritenin nizamına bağlı olarak, iyi niyetle yatırım yapanların tutuklanmasının ikiyüzlü bir siyaset olduğunu söyledi. Tatar, “Biz iki devletli siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Rum liderliğinin yaptıkları Kıbrıs Türk halkını daha da kenetleyecektir” dedi.

Rum Yönetimi, takip edilmesi gereken yollar varken, gözünü KKTC’deki yatırımlara dikmesi, eninde sonunda bir misillemeye davetiye çıkaracaktır. Çünkü Türk tarafı da kozsuz değildir ve elinde nice kozlar vardır. O kozları kullanmaya kalktığında neler olacaktır? Sevgili meslektaşımız Hasan Hastürer kaç günden beri Maraş konusunu irdelemektedir. Hatta Rum Lider Nikos Hristodulidis’in “Maraş’ı kaybetmiş Rum Lider” olarak da tarihe geçeceği vurgulanmıştır.

Elli yıl hayattan koparılan Maraş’a yaşam suyu verilmiş bulunmaktadır. Şimdilerde Maraş kısmen de olsa sağlığına kavuşmuştur. Ancak Rum tarafı cezalandırma taktiklerine devam edecek olursa, sağlığına tam olarak kavuşması için de tüm imkânlar seferber edilecektir. Nasıl ki, gün geldi, Güzelyurt konusunda artık soru sorulmuyor, kafalar bulanıklıktan kurtulduysa, daha farklı olsa da, Maraş için de soru sorulmayacak, kafalardaki bulanıklık netleşmiş olacaktır.

Bu nedenle Rum Yönetimi bu konularda kendi ayağına da kurşun sıkmaktan vazgeçsin.

***

Nazire Akbulak Tepebaşı

köyünde toprağa verildi

 

Nazire Akbulak, Tepebaşı köyünün çınarlarındandı. Merhum Hakkı Akbulak, namı diğer Hakkı Hoca’nın eşi olan Nazire hanım, Anneler Günü’nde (dün) kendi köyünde toprağa verildi. Çocukları Feride-Erhan Saruhan, Mahan-Taygun Keskin, Hüsnü-Ülfet Akbulak, Mehmet-Emine Akbulak, torunları Kadir Saruhan, Ahmet-Sude Keskin, Simay-Önder Bor, Nezire Saruhan, İpek Hakkı, Buket, ve Nalan Akbulak, tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurdular, Aile bireyleri, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.

Güzelyurt ve Maraş
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.