Akay Cemal

Fidan’ın değerlendirmesi ve sahadaki gerçekler






Dün de yazdığımız gibi, Cenevre daha çok konuşulacak, tartışma konusu olmaya devam edecek ve de değerlendirilecek. Herkes bir şeyler söyleyecek, yazacak da! Bu arada taraflar yol yürüyüşlerini sürdürecek, bir başka deyişle kendi işlerine güçlerine bakacaklar. Ancak o işlere bakmadan önce, gelin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın değerlendirmelerine bir bakalım.

Hakan Fidan, Kıbrıs konusunda “Bugün artık sahada başka bir durum var. Bu durum, siyasi arayışlara yansımak zorunda” dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan, 17-18 Mart’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayesinde Cenevre’de düzenlenen genişletilmiş formattaki Kıbrıs toplantısına ilişkin, “BM Genel Sekreteri gerçekten bizim takdir ettiğimiz, nitelikli bir lider. Uluslararası sistemin bir noktaya kadar vicdanını da yansıtan bir makam… Kıbrıs meselesiyle ilgili bu gayri resmitoplantı teklifini, yapıcı tutumumuzu göstermek adına Cumhurbaşkanımız kabul etti.” diye konuştu.

Fidan, Guterres’in, Kolombiya eski Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin Cuellar’ı Kıbrıs konusunda ‘Şahsi temsilci’ atadığını, onun da taraflarla gerçekleştirdiği temaslardan sonra hazırladığı raporda, ‘İki taraf arasında ortak zemin yok’ dediğini anımsattı ve şöyle bir değerlendirmede bulundu:

“Şimdi bu ne demek? Bizim yıllardır savunduğumuz bir konu var. Ada’da iki toplumun kendi başına, kendi kurumlarıyla ayrı ayrı yaşıyor olması gibi bir gerçeklik var. Bunlardan birinin devlet olarak tanınıp her türlü imkâna erişmesi, diğerinin tanınmaması adadaki adaletsizliğin temel sebebidir. Bu adaletsizliğin mutlaka giderilmesi lazım.”

Cenevre zirvesinin sonuçları değişik açılardan irdelenmektedir. Ancak bu konuda objektiflik çok önemlidir. Çünkü öyleleri var ki, ahkâm kesmekten öteye gitmez. Kamuoyuna doğru bilgi aktarmak esastır. O nedenle konuya objektif gözle bakmak gerek. Onun için gerçekçi olmak şarttır.

Fidan’ın “Bugün artık sahada başka bir durum var. Bu durum siyasi arayışlara yansımak zorunda” şeklindeki açıklaması, bize göre zirveye damgasını vuran bir yaklaşım. Çünkü bunlar Ada’nın gerçekleri. 1974 öncesi sahadaki gerçek başkaydı, şimdi başka! Örneğin Güney’de bir Rum devleti, Kuzey’de ise bir Türk devleti var. Dili, dini, ırkı farklı iki halk ve bu iki halkın devleti. Bir başka örnek: Nikos Hristodulidis’i Rum halkı, Ersin Tatar’ı da Cumhurbaşkanı olarak Türk halkı seçti.

Ne yazık ki, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964’te almış olduğu gayri adil o menhus kararla karşı tarafa ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni sahiplenme yetkisi verildi, ödüllendirildiler, Kıbrıs Türk tarafı ise cezalandırıldı. Yıllar sonra Avrupa Birliği (AB) de aynı adaletsizliği aldığı bir kararla pekiştirdi. Bir başka deyişle Rum’a ödül, Türk’e de ceza! Dahası Kıbrıs Türk halkına ambargo uygulaması…

Tüm bu adaletten yoksun kararlar olsa da, Hakan Fidan’ın ifade ettiği gibi, artık sahada başka bir durum var. Ve bu durum siyasi arayışlara yansımak zorunda… Kabul etseler de, etmeseler de!

***

Hayırsever gönül insanı Mustafa Başman,

Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı

 

Kıbrıs Türkü’nün bağrından çıkan, önde gelen iş insanlarından, Başman Group Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Başman dün Lefkoşa’da İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Defin töreninden önce, saat 10.30’da Gönyeli Çemberi Nike Mağazası önünde anma töreni düzenlendi. Yapılan konuşmalarda, Mustafa Başman’ın ticari yaşamında nice başarılara imza attığı vurgulandı.

Evlatları Ece-Ali Başman, Aslı-Osman Başman, Pınar Başman-Atilla Süren, torunları Selin Başman, Beliz Başman, Selim Süren, Lila Başman, Mustafa Başman Süren, Lara Mevhibe Süren, Mustafa Başman ve Liz Başman, “Daima kalbimizdesin. Canımızdan çok sevdiğimiz Babamız, Büyükbabamız, Hayırsever gönül insanı Mustafa Başman’ıkaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz” ifadelerini kullandılar.

Karpaz bölgesinin Gelincik köyünde dünyaya gelen, önce Mağusa’da, sonra da Lefkoşa’da ticaret yaşamına adım atan Mustafa Başman, dünyaca ünlü kozmetik ürünleri ülkemize ithal etmeye başladı. Bir süre önce yayınladığı ‘Daima İleri’ adlı kitabıyla nice sıkıntılara rağmen,bir ömür boyu yaptığı çalışmaları anlatarak, genç nesle ufuk açma adına önemli tavsiyelerde bulundu. Bir nevi kılavuzluk yaptı.

Bu arada ‘Pasha Group’ yayımladığı mesajda, Mustafa Başman’ı kaybetmekten dolayı derin üzüntü içerisinde olduklarını ifade ederek, merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine ve tüm iş dünyasına başsağlığı dileğinde bulundu.

Öte yandan Mağusa’nın tanınmış ve sevilen isimlerinden Aziz Tatlıcı’nın dün Mağusa’da toprağa verildiği tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Oğulları Salih ve Hüseyin Aziz, kızı Nalan Aziz, torunları Hüseyin, Aziz ve Serhan Gürkan, Seyid Tokmak, Erişen Arjuna Ali, Sanjaya Lee Ali ve Jaya Aziz, acısına ve yokluğuna hiçbir zaman alışamayacaklarını ifade ederek, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.

 

Fidan’ın değerlendirmesi ve sahadaki gerçekler
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.