Halkımız, engelliler ve sorunları konusunda dünden bugüne daha çok bilgi sahibi olmakta, bilinçlendirilmektedir. Bu da, her şeye rağmen, belirli hallerde dayanışma içinde olduğunun göstergesidir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle düzenlenen çeşitli etkinliklerde, yapılan konuşmalar ve yayınlanan bildirilerde, engellilerin sorunlarına sahip çıkılması konusunda, herkesin elini taşın altına koyması gerektiği inancını hissetmek memnuniyet vericidir.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde “I’inci Engelli Hakları Çalıştayı Eylem Planı Lanmanı” gerçekleştirilirken, konu enine boyuna tartışılarak, önemli görüşler ortaya konuldu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sadece engelliler gününde değil, 365 gün sorunların aşılması için çalışmaların sürmesi gerektiğine vurgu yaptı, hükümetlerin her zaman bu konulara hassasiyet gösterdiğini kaydetti. Tatar, Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda varlığını sürdürmek için çok engelleri aştığına dikkat çekti.
Eylem Planı’nda en önemli konunun ‘ötekileştirme’ olduğunu dile getiren Sibel Tatar da, engelli çocukların özellikle okullarda ötekileştirildiğini söyledi ve yaşanan bir olayı örnek olarak gösterdi. Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de, Sibel Tatar liderliğinde yapılan bu çalışmanın, ‘Ben olmaktan çıkıp biz olmaya’ dönüştürüldüğünü kaydetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu ise, özellikle ailelerin vefatından sonra engelli çocukların durumunun ne olacağı konusunda yaşanan kaygıya son vermek adına Engelsiz Yaşam Evi’nin 2025 yılında yatılı bölümünün açılacağı müjdesini verdi.
Engelliler konusunda daha nice etkinlikler düzenlendi, açıklamalar yapıldı, bildiriler yayınlandı. Görmezler Derneği Başkanı Mehmet Ali Tatlıyay, 13 maddelik istem paketini açıkladı. En fazla dikkatimi çeken bir açıklama da Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ’dan geldi. Özerdağ, ‘engelsiz bir mahkeme’ yaratma vizyonu ile hareket ettiklerini ve Yüksek Mahkeme ile Lefkoşa Kaza Mahkemesi ve Girne Kaza Mahkemesi’ne hizmet verecek asansörlerin en geç gelecek yılın şubat ayında hizmete gireceğini belirtti. Özerdağ bu amaçla anlaşma yapıldığını açıkladı.
Gazeteci-yazar olarak yakın geçmişte konuya ilişkin birkaç yazı yazmış, mahkemede asansör eksikliğinin büyük bir sorun olduğunu ve halledilmesi gerektiğini dile getirmiştim. Bu vesile ile Yüksek Mahkeme eski Başkanı Narin Ferdi Şefik’in de kulaklarını çınlatalım. Yazım üzerine hemen beni aramış ve konu hakkında görüş alış-verişinde bulunmuştuk. Aslında basit bir sorun olduğunu, vakit kaybetmeden hal yoluna sokulması gerektiğini dile getirmiştik.
Sorunu geçenlerde kaybettiğimiz eski milletvekillerimizden, Erenköy Mücahidi Ergün Vehbi’nin, tekerlekli sandalye ile duruşma salonuna ulaşabilmek için ne eziyet çektiğini bana anlatmasıyla kaleme almış ve yansıtmıştım. Bir defasında da mahkeme koridorunda oturup beklerken, zar-zor yürüyerek yanıma yaklaşan ve ‘Müsaadenizle oturabilir miyim’ diyen bir kişinin anlatımlarını dile getirmiştim. İsmini unuttuğum söz konusu kişi, bir dönemin ünlü Güreş Şampiyonu, itfaiyeci Ali Çerkez’in oğluydu. Engelli olduğundan, mahkemedeki basamakları çıkarken nasıl işkence çektiğini anlatmış, “Bu devlet bir asansör koyamaz mı?” diyerek dert yanmış, “Yazın bunları Akay Bey” demişti.
İşte gördüklerim ve dinlediklerimden sonra, sorunun ne denli önemli ve acil olduğunu aktarmaya çalıştım. Şimdi sorunun halli yolunda atılan adım ve asansör için anlaşma yapılmasını bizzat Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ’ın ağzından duymak son derece sevindiricidir.
Hemen her konuda engellilerin sorunlarına duyarlı olmak ve gereğini yerine getirmek, aynı zamanda bir vefa borcudur.
***
İzzet Beray, Karaoğlanoğlu’nda;
Erler de Çatalköy’de defnedildi
Aslen Limasol’a bağlı Aşağı Binatlı’dan (Polemitya) olup, Girne’de ikamet eden, Erenköy Mücahidi, emekli İngilizce öğretmeni, çevresinde çok sevilen, saygın kişi İzzet Beray’ın dün Karaoğlanoğlu’nda son yolculuğuna uğurlandığı tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Eşi Sevda Hanım (merhume), anne-babası Lema (merhume)-Recep Mehmet (merhum), evlatları Nilüfer-Osman Muratlar, Recep Beray, torunu Dilem, kardeşleri Fehime (merhume), Süleyman, Mehmet ve kardeş çocukları, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Diğer yandan Erler ailesinin direği, Serpil Erler’in değerli eşi, evlatları ve torunlarının can babaları ve dedeleri Hüseyin Erler’in dün Çatalköy’de toprağa verildiği tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Evlatları Değer Erler Eşrefoğlu-Eşber Eşrefoğlu, Yener Erler, Ender Erler Çabuker-Soner Çabuker, Haker Erler, torunları Serpil ve Berk Eşrefoğlu, Ömer, Yağmur ve Doğa Çabuker, acılarının sonsuz olduğunu ifade ederek, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını temenni ettiler.
Yorumlar kapalı.