Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere, Filistin’in çeşitli bölgelerinde İsrail saldırılarında ölenlerin sayısı 40 bini buldu. Aslında onlara şehit desek yerindedir. Dingili kopan dünyanın gözleri önünde her gün onlarca insan hayattan koparılıyor. Hepsi bir yana, o masum çocukların, kadınların ne günahı vardır? Suçları Filistinli olmak mıdır? Deniliyor ki, “Falan bölgeye gidiniz, orası salimdir.” Orada toplandıktan sonra orası da bombalanıyor. Güvenli yer kalmadı Filistin topraklarında!
Avrupa Birliği’ni geçtik, BM Güvenlik Konseyi ne yapıyor? Beş daimi üye de seyirci durumunda. O nedenle Birleşmiş Milletler de bir şey yapabilecek durumda değil! Orada ateş-kesi sağlayabilecek güçte değil! Veto silahı var ellerinde. Rusya-Ukrayna savaşında başka davranıyorlar, Gazze savaşında başka! İşlerine nasıl gelirse…Her şeye rağmen, BM Genel Sekreteri ve diğer BM yetkilileri saldırıları kınıyor, yardım malzemesi ulaştırabilmek için çaba harcıyor, hepsi o kadar! Ateş-kesi sağlayabilecek, savaşı durdurabilecek, daha fazla insanın ölmesini önleyebilecek gücü yok!
Onun için değil midir ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Dünya beşten büyüktür’ diyor. Ülkelerin, dolayısıyla insanların kaderini illa ki ‘5 daimi üye’ mi belirleyecek? Ama maalesef zamanında oluşturulan bu çarpık düzen sürüp gidiyor. Çıkarlar gereği beş daimi üye birlikte de hareket edebilir, farklı da! Ancak Gazze konusunda dört üye bir karara onay verse de, bir üye veto etse, o 1 üyenin sözü geçerli olur. Böylelikle dünyayı idare etmeye çalışırlar.
7 Ekim’den bu yana Filistin’de 40 bin kişi hayattan koparılmış kimin, hangi ülkenin umurunda? Hepsi de ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ modunda. Ya şu veya bu gerekçeyle yarın sıra sana da gelirse… Malum iştahı kabaran kolay tatmin olmaz, kolay da doymaz. Bir gerekçe uydurur, seni de ateşe atarlar. Hani demokrasi, hani uluslararası hukuk, hani hak ve adalet? İsrail’in, Gazze’ye orantısız güç kullanarak yaptığı saldırılarda bunların tümü de kıymetten düştü, değerini yitirdi. Demek ki hiçbir anlamı yokmuş.
Sözü ABD Kongresi’ne getirelim. Gazze’de bir soykırım yaşanırken, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Washington’da davet edilerek, Kongre’de konuşma yapması ve dakikalarca alkışlanması, ABD’nin, Gazze’deki duruma bakış açısının göstergesidir. Esasen İsrail, Washington yönetiminden cesaret bulmamış olsa bu kadar ileri gidebilir mi?
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde konuşturulup dakikalarca ayakta alkışlanmasını “Bu medeniyet değildir. Bu başka bir şeydir” diye değerlendirdi. TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, tek kelimeyle utanç verici olduğunu vurguladı, konuşmanın insan haklarını savunduğunu ve demokratik değerleri koruduğunu iddia eden bir kurum için büyük bir leke olduğunu kaydetti. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de, “Netanyahu’nun alkışlanıyor olması, insan haklarının da, uluslararası hukuk düzeninin de, hak ve hürriyetler düzeninin de ayaklar altına alınması anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
Peki; bu durumu gerek Kongre binası önünde toplanarak protesto edenler, gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde televizyonlarda izleyen milyonlarca insan ne düşündü? Alkışlayanları lanetlemedi mi? Ağzını bozup küfür etmedi mi? Onaylayanlar da oldu, ama yüzde kaç? Dingili kopmuş bir dünyada 40 bin şehidin üzerine nutuk sallamak herhalde sözün bittiği yerdir. Bosna’da Srebrenitsa’da binlerce Müslüman Boşnak bir gecede katledilirken BM Barış Gücü Komutanı ile Sırp liderin viski bardaklarını tokuşturmaları unutulabilir mi? Hem de Avrupa’nın göbeğinde!
Onun için bu saatten sonra, bize federasyon mederasyon masalı okumasınlar.
***
Mustafa Türkmen Lefkoşa’da
son yolculuğuna uğurlanacak
Türkmen ailesinin kıymetli büyüğü, herkes tarafından sevilip sayılan müstesna insan Mustafa Türkmen’in bugün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlanacağı tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi Ayşe Hanım, evlatları Ayşe Türkmen, Hamit-Naz Türkmen, Neriman-Hamit Özengin, Özker-İnga Gürsel, torunları Mustafa, Ayşe Su, Görkem Umut, Doran Oğuz ve Devin, sonsuz acılar içerisinde olduklarını ifade ettiler.
Aile mensupları, “Yokluğuna asla alışamayacağız. Acımız sonsuzdur. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.
Yorumlar kapalı.