Ağustos henüz çıkmadı. Daha bir hafta var, ancak sıcaklar devam ediyor. İyi ki ormanlık alanlarda piknik yasaklandı. Bir bütün olarak Kıbrıs’ın orman kaybına tahammülü de yoktur, lüksü de!
Afganistan’daki gelişmeler ve Afgan halkının çilesi 2021’e damgasını vururken, 2021 dünyada küresel iklim değişikliğiyle birlikte, seller ve yangınlarla da anılacak. Türkiye, Yunanistan, ABD ve İtalya gibi ülkeler bu yıl yangınlardan ve sel felaketlerinden çok çekti. Hâlâ da çekiyor. Küçük ülkemiz Kıbrıs, Kuzey’i ile de çekti, Güney’i ile de! Yunanistan’ın başkenti Atina’nın kuzeybatısındaki yangın halen söndürülemezken, Türkiye’de Heybeliada’daki yangın kontrol altına alınabildi.
Yangınlarla en fazla boğuşan ABD’nin ise, California yangınlarıyla başı büyük dertte… Eyaletin en büyük ikinci yangını 705 bin dönümlük alanı küle çevirirken, yangınların sadece yüzde 35’i kontrol altına alınabildi. Yangınlarla mücadele alabildiğine sürüyor.
Gelelim kendi ülkemize… Öteden beri ısrarla vurguluyor ve diyoruz ki, orman fakiri bir ülkeyiz. Bu yüzden ormanı gözümüz gibi korumalıyız. Gerek ormanda, gerekse ovada, köyde veya kentte tek bir ağacın dahi kesilmesine gönül razı değildir. İzinli olarak, zorunlu da olsa kesilen bir ağacın yerine uygun bir yere bir başka fidanın dikilmesiyle orman açığını ancak giderebiliriz. Kaldı ki, her yıl fidan dikme mevsiminde toprakla buluşan yeni fidanların kaçta kaçı hayata tutunabilmektedir? Sadece dikmek ve toprakla buluşturduktan sonra, can suyu vermek yeterli değildir. Bakım süreklilik istediğine göre, kuraklık mevsimini de dikkate alarak, söz konusu yeni fidanları yaşatabilmektir maharet!
Türkiye bu yıl orman yangınlarından çok çekti. Çok büyük kayıplara uğradı. Eminiz birkaç yıl içinde sorunun üstesinden gelinecek ve 5-10 yılda oraları yeniden yeşillenmeye başlayacaktır. Yanan yerleri yerleşime açma gibi bir niyetin olmadığı da açıklanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yanan ormanların yerine yeni ağaçlandırma yapılacağını ve kimseye de peşkeş çekilmeyeceğini söylemişti…
KKTC’de ise orman arazilerinin çok yetersiz olduğunu ve çoğaltılması gerektiğini her vesile ile vurgulamaktayız. Hal böyle iken, dağda bir alanın bir kooperatife verilmesi ve tepkiler üzerine geri adım atılması ibret verici bir durumdur. Üstelik de tüm partilerin onayı vardı bu konuda. Daha o zaman olmayan ve şimdi koalisyonda bulunan Yeniden Doğuş Partisi (YDP) hariç! Söz konusu arazi, UBP-DP koalisyonu döneminde askeri bölge kapsamından çıkarılmış, CTP-HP-DP-TDP koalisyonu tarafından da ilgili şirkete kiralanmasını onaylamıştı. Bunu da not etmek gerek. Yeşil Barış Hareketi ve Biyologlar Derneği de geçen gün Girne bölgesinde, mahkemenin ara emri vermesinin ardından Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden ‘kamu arazisi’ yapılan alanda piknik yaptı.
Bu vesile ile bir kez daha yinelemek istiyoruz. Hangi nedenle olursa osun, bu ülkede değil orman arazisine, tek bir ağaca bile kıyılmasına gönül razı olmamalı, bu konularda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır!
***
Hacı Perihan Seyitoğlu, Tirmen’de; Hıfziye
Fahri de Karaoğlanoğlu’nda toprağa verildi
Her ikisi de birer çınardı. Merhum Fesih Seyitoğlu’nun eşi Hacı Perihan Seyitoğlu dün Tirmen köyünde son yolculuğuna uğurlandı. Evlatları Ergül, Erkan, Yasemin ve Sevda Seyitoğlu, torunları Perihan ve Adnan Seyitoğlu, Mehmet Ali ve Azra Hayriye Polat, Abdullah ve Şehrazat Kurtulmuş, “Acımız sonsuzdur. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulur. Allah’ım; biz annemizden razıyız, sen de annemizden razı ol. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Bu arada bir diğer çınar isim, aslen Tuzla-Larnakalı olup, 1974 sonrası Karaoğlanoğlu’nda ikamet eden Hıfziye Fabri (Somar) dün Karaoğlanoğlu’nda defnedildi. Sevgili eşi Fahri Süleyman, evlatları Ülker-Suzan Fahri, Ülviye-Doğan Arşehit, Ünsal-Fadıl Çağda, Ercan-Natalie Fahri, Mevhibe-Mustafa Azizoğlu ve Nalan-Alper Baydar, torunları Timur, Deniz, Seren, Münife, Müjde, Hasan, Utku, Eren, Cengiz, Cenk, Mira, Hazal ve Barış, derin üzüntü içerisinde olduklarını tüm akraba, dost ve sevenlerine duyurdular, nur içinde yatması ve mekânının cennet olmasını dilediler.
Yorumlar kapalı.