Diyeceksiniz ki, ülkede bunca sorun varken, patates kuyruğuna girilirken, Suriye ile uğraşmak da neyinize… Öyle de, şimdilerde tüm dünya uğraşıyor Suriye meselesi ile! Bir nevi ‘korku imparatorluğu’ olan Baas Partisi ve Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye’nin geleceğine ilişkin pek çok yorumlar, değerlendirmeler yapılıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada yanı başımızda olup bitenleri elbette değerlendirecek, gözümüzü ayırmayacağız.
Kolay değil, Suriye halkı 61 yıldır adeta topuzla yönetildi. Rejime yalakalık adına mesleği jurnalcilik olanlar, nicelerini hapse attırdı, hapishanelerde çürümelerine neden oldu. Tel Rifat’tan sonra dün Münbiç’in de ele geçirilmesi, Türkiye’nin Güney’deki kentlerine sürekli rahatsızlık verenlerin derslerini aldıkları şeklinde yorumlandı.
ABD elbette kendisinin ve İsrail’in çıkarlarını dikkate alarak, yeni oluşumda söz sahibi olmayı isteyecektir. Suriye’de Esad’ı devirenler ülke adına yeni bir sayfa açarken, yeni oluşumda mutlak surette yetki ve söz hakkı isteyeceklerdir. Adil paylaşım olur mu, yoksa muhalefeti oluşturan örgütler bu defa da kendi aralarında hesaplaşmaya mı giderler? Emperyal güçler bu süreçte nasıl bir tavır alır? Tüm bu soruların yanıtları kısa sürede alınacak.
Muhaliflerin öncüsü HTŞ’nin geçmişi hakkında çeşitli soru işaretleri olsa da, liderleri Ebu Muhammed Golani, sıcağı sıcağına şöyle açıklamada bulundu:
“Bu mezhepler yüzlerce yıldır bu bölgede bir arada yaşıyor ve kimsenin onları ortadan kaldırmaya hakkı yok. Bu rejim düştüğünde Suriye’de yabancı güçlerin kalmasına gerek kalmayacağını düşünüyorum. Suriye, tek bir yöneticinin keyfi kararlar aldığı bir yönetim sistemini değil, kurumsal bir yönetim sistemini hak ediyor.”
Batılı güçler de bu açıklamayı ılımlı ve yumuşak diye nitelerken, gelişmelerin bu doğrultuda şekillenmesinin beklentisinde! Ancak ileriki günlerde değişir mi, onu da beklemek ve görmek lazım. Ancak Suriye halkının beklentisi bunca yıldır ezgiden sonra kendi yurtlarında huzur içinde yaşamaktır. Bunun için de Türkiye’ye ve çeşitli Avrupa ülkelerine göç eden Suriyeli mültecilerin kendi vatanlarına dönebilmenin koşullarının bir an önce oluşmasıdır.
Türkiye’ye göç edenler gruplar halinde şimdiden Suriye’nin yolunu tutmuş bulunuyorlar. 13 yıldan beri göçmen hayatı yaşayanların evlatları bulundukları ülkelerde yeni bir hayat kurduysa da, Suriye’de evi, bağı bahçesi olanlar dönmek arzusundadırlar. Ancak Türkiye’de veya Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde hayatlarından memnun olanlar dönecek midir? Büyük bir kısmı halen tereddüt içinde olup, vaziyetin Suriye fotoğrafının biraz daha netleşmesini tercih ediyorlar.
Her ne şekilde olursa olsun, Türkiye, zor dönemlerinde onlara kucak açmış, hayatlarını idame etmekte her türlü yardımı ve desteği vermiştir. Bunu dünya alem de bilmektedir. Ve Türkiye bu konuda oyun kuruculardan biri konumundadır.
***
Büyük bir değeri kaybettik.
Fevzi Beyar’ı unutmayacağız
Kendinden küçük sporcular, gazeteci ve yazarlar ona ‘Amca’ diye hitap ederlerdi. İyilik timsali, güzel bir insandı. Kalbinde fenalık yoktu, kimseye kin beslemezdi. Fevzi Beyar futbolu, hakemliği çok severdi. Yıllar boyu HALKIN SESİ gazetesinde birlikte çalışmıştık. Spor şefi olarak hizmet etmişti.
Allah rahmet eylesin, kendisi gibi hakemlik yapan Yıltan Muslu ve Özcan Özcanhan ile maçlardan sonra sohbet eder, kritik yaparlardı. O dönemlerde spor servisinden hiç ayrılmayan Ertan Birinci, merhum Özer Hatay ve kardeşi Yücel Hatay’ın da bulunduğu tartışmaları can kulağıyla dinler, değerlendirmeler yapardı.
Bir süreden beri rahatsız olduğunu ve tedavi gördüğünü yeni öğrendim. Eşi Suna Hanım ve değerli arkadaşımız Fevzi Beyar’a nişan yüzüklerini ben takmıştım.
80 yaşında hayatını kaybeden Fevzi Beyar, dün İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Sevgili eşi Suna Beyar, evlatları Seran ve Zehra Beyar, damadı kıymetli arkadaşımız, KIBRIS gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aytuğ Türkkan, torunları Suna Keskin, Elis-Ahmet Zekai “Canım eşim, sevgili babamız, kıymetli dedemiz, iyi insan Fevzi Beyar’ı kaybettik. Acımız sonsuzdur. Tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyurulur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Spor basınının değerli mensubu Fevzi Beyar’ı unutmayacağız. Işıklar yoldaşı olsun.
Yorumlar kapalı.