
Geçen gün demiştik ki, BM’nin de, AB’nin de en yetkili kişileri görevlerinden ayrıldıktan, emekliye çıktıktan sonra gerçekleri dillendirirler. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrel de öyle yaptı. Beş yıl boyunca yürüttüğü ve artık bırakacağı görevi boyunca en büyük pişmanlığının Netanyahu’nun Gazze’de yaptıklarını engelleyememek olduğunu söyledi.
Borrel, AB’nin İsrail üzerinde etki yaratamadığını ‘TEK BİR ÜLKE YÜZÜNDEN’ bu konuda birlik olamadığını, birlik olmadan da AB’nin hiçbir önemi olmadığını vurguladı. Josep Borrel, birlik içinde olmadıkça AB’nin dikkate alınmayacağını kaydetti.
Bu sözleri AB sevdalılarına ithaf ederken, bir de başımızı Şuşa’ya çevirelim ve Azerbaycan’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne göz atalım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılanan ve zirvede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gazimağusa Limanı’nın ‘Kardeş Limanlar’ programına dahil edilmesi için yapılan başvurunun önemine dikkat çekerek, “İzolasyonlara darbe vuralım” çağrısında bulundu.
“Beklentimiz talebimizin olumlu karşılanmasıdır” diyen Tatar, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası ve Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının serhat bekçisi olan KKTC’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla TDT’nin faaliyet gösterdiği her alanda yer almak ve ilişkileri geliştirmek arzusunda olduğunu kaydetti.
Bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, gayri resmi zirvede Kıbrıs mesajı verirken, Tatar’ı Bişkek’te de görmek istediklerini söyledi. “Birlikten kuvvet doğar” diyen Yılmaz, “Gazze’deki mezalime karşı el ele verdiğimizde eninde sonunda bu zulmün sona ermesini sağlayacağımıza yürekten inanıyorum.” şeklinde konuştu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, TDT Gayri Resmi Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısındaki konuşmasında, “KKTC için adım atın” diyerek, Türk Devletleri üyelerine önemli bir mesaj verdi.
Dışişleri Bakanları toplantısında konuşan KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise, Azerbaycan’ın KKTC’ye verdiği desteğin kendilerini daha da güçlendirdiğini söyledi, diğer TDT ülkelerinden de aynı adımları atmalarını beklediklerini vurguladı.
Bir yanda Josep Borrel’in, Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu acizliği dile getirmesi, diğer yandan da bölgedeki barış ve istikrara önem verilmesi gerektiğini savunan Türk Devletleri Teşkilatı’nın çabaları… Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’deki soykırımdan sonra, dünyada pek çok ülkeyeni arayışlar içinde. Amaç da kendilerini güvencede hissetmeleri ve halklarının da mağdur edilmeden barış içinde yaşaması…
En üst düzeydeki bir AB yetkilisi olan Josep Borrel’in acı itirafı ve AB’nin içinde bulunduğu aciz durum da dünyanın her yanında yeni yeni yapılanmaları gerektirmiyor mu? Kıbrıs Türk halkının bunca yıldır maruz kaldığı insanlık dışı ambargolar ve izolasyonlara karşı Türkiye dışında hangi ülke ses verebilmiştir? Hatta içimizdeki malum çevreler bile, belki de AB’ye şirin görünebilme uğruna sus pus olmayı tercih etmektedirler. Sanki de mangaldaki kömürü alacaklar ve elleri yanacak. Ancak onlar da Borrel’in açıklamasını okuduktan sonra, AB’nin olaylar karşısında ne denli aciz kaldığını bir kez daha anlayacaklardır.
***
Rahat uyu Mustafa Adaoğlu
Taraflımdı Mustafa Adaoğlu. Ben Serdarlı’dan (Çatoz), o da Nergisli (Yenağra) köyündendi. Aramızda iyi bir dostluk vardı. İsmet Kotak’ların kuşağındandı. Bizim Eşref Çetinel’in ve daha nicelerinin iyi dostlarındandı. Ama en iyi arkadaşlarından biri de geçen yıl vefat eden, Erenköy Mücahitlerinden, Lefkoşa Türk Lisesi eski müdürlerinden Celal Değğin idi. Namık Kemal Lisesi ve Baf Kurtuluş Lisesi Müdürlüğü yapmış olan Adaoğlu, Gazimağusa Belediye Başkanlığı görevini de yürütmüştü. Bir dönem İskan ve İçişleri Bakanı olan Mustafa Adaoğlu, UBP Milletvekili iken, ‘Dokuzlar Hareketi’nde yer alarak, Demokrat Parti’nin kuruluşunda aktif rol oynamış ve ilk genel başkanı olmuştu.
Mustafa Adaoğlu (85) dün Gazimağusa’da son yolculuğuna uğurlandı. Demokratik değerlere çok önem verir, toplum çıkarlarını ön planda tutardı. Çok çalışkandı ve siyasetten uzak kaldığı dönemlerde de sorunları her vesile ile dile getirmeye çalışırdı. Bir ara birlikte sohbetimizde ‘Halkın Sesi’nde yayınlanmak üzere haftada bir-iki makale yazacağını söylemiş, yazmıştı da!
Eminim en fazla üzülenlerden biri de yakın arkadaşı Serdar Denktaş’tır. Adaoğlu mücadeleci, dürüst, demokrat ve vatanseverdi. Eğitim camiasına hizmetlerini unutmak mümkün değildir. Ülkemize çok değerli insanlar yetiştirdi. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun.
Yorumlar kapalı.