Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Kiev’in kontrolü altındaki Ukrayna topraklarının NATO şemsiyesi altına alınması halinde, Rusya ile savaşın ‘sıcak aşamasını’ sona erdirmek amacıyla ateşkes anlaşmasına varılabileceğini belirtti. Zelenski, Ukrayna’nın buna çok ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde Putin’in geri geleceğini belirtti.
Zelenski’nin bu sözleri, yakında göreve başlayacak olan seçilmiş ABD Başkanı’na bir mesaj niteliği taşıdığı ifade ediliyor.
Bu arada Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in NATO üyeliği talebine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra, Rum liderin hükümet ortakları DİKO ve EDEK’ten de tepki geldi. Tatar, “NATO, AB değil. Anavatan Türkiye keyfi siyasi kararlara izin vermeyecektir.” diyerek, “Rum lidere tavsiyem kendi halkını kandırmaktan vazgeçmesi, sahadaki gerçekleri içselleştirmesi ve iki devlet, iki halk ve bölgemizin yararına olacak iş birliği çağrılarımıza olumlu yaklaşmasıdır.” dedi.
DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, “Kıbrıs’ın NATO’ya üye olabileceğine inanmak saflıktır, zira Türkiye böyle bir gelişmeyi engelleyecektir.” derken, EDEK Başkanı Marinos Suzopulos da “Türkiye’nin pozisyonu nedeniyle başarılması şüpheli bir hedefin ilanı, isteğimize katkı yapmaz; daha çok sorun çıkarır.” şeklinde konuştu.
Velhasıl Zelenski gibi, Hristodulidis’i de NATO sevdası sarmış bulunuyor. Rum lider, “Bu sayede belki egemenliğimizi Kuzeye de yayar ve Adayı tümden ele geçirir, bayrağımızı Girne’ye dikeriz” hayalinde. Türkiye ile Yunanistan’ın ilişkileri pozitif atmosferde devam ederken, amaç bu ilişkileri zedelemek mi diye düşünmeden de edemeyiz. Hristodulidis’in, NATO üyeliği konusunu bir süreden beri çeşitli platformlarda dillendirmesinde Atina’nın onayı var mıdır, yok mudur? Bunu bilmek lazım!
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ifade ettiği gibi, NATO üyeliği, AB üyeliğine benzemez. Çünkü AB’de Türkiye yoktu, üye değildi. Dönemin Yunanistan hükümetinin Brüksel’e baskısı, hatta “Ya Rum tarafı da üye olur, ya da sırada bekleyenlere onay vermeyiz.” şeklinde resti vardı. O zamanki AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen’in de, “Kıbrıs sorunu çözülse de, çözülmese de, Kıbrıs’ı (Rum tarafı) üyeliğe alacağız” açıklamaları birbiri ardına gelmekteydi.
Her ne kadar Yunan Başbakanı Konstantinos Miçotakis, Türkiye ile ilişkileri geliştirmede, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılıklı adımlar attıysa da, Hristodulidis’in bu tavrı karşısında ne düşündüğü merak konusudur. Kaldı ki, geçen günkü bir yazımızda ifade ettiğimiz gibi, NATO, topuyla tüfeğiyle, tankıyla, uçağıyla burada değil midir? Rum lider bunu görmüyor da, halkıyla dalga mı geçiyor?
NATO üyesi olmayan İsrail bir yana, ABD ve İngiltere tüm gücüyle burada. İngiltere Ağrotur ve Dikelya’da, ABD Mari’de, Baf Andreas Papandreu Havaalanı’nda, Fransa ise her tarafta! Tüm bunlara rağmen Rum liderin, ‘NATO üyeliği’ sayıklamasını anlayabilmek zor olsa gerek. Ya da yukarıda ifade etmeye çalıştığımız düşüncelerinden kaynaklanmaktadır.
Geçmişte malum güçler, NATO üyeliği konusunda Zelenski’ye umut vermiş, Ukrayna’nın perişan olmasına neden olmuşlardı. O güzelim ülkeyi Rusya’nın ağzına atmışlardı. Moskova’nın, arka bahçesine bir NATO üyesinin yerleşmesine göz yummayacağını bile bile! Sonuçta bu savaş her iki ülkeden bunca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Değer miydi? Bir başkadır NATO sevdası da Hristodulidis bunları da dikkate alarak mı konuşuyor acaba?
***
Mücahit Komutanı Mehmet Türker,
Sazlıköy’de sonsuzluğa uğurlandı
Eski Mücahit Komutanlarından, 1933 doğumlu Türker ailesinin çınarı Mehmet Türker dün Sazlıköy’de sonsuzluğa uğurlandı. Tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi Hanife Hanım, Çocukları Havva-Ergün Bardakko, Mustafa-Emine Türker, Şerif-Oral Eriman, torunları Mehmet, Hasan Bardakko, Mehmet, Ayşe Türker, Mustafa, Hanife Eriman, torun çocuğu Ergün Bardakko ve bakıcısı Zülfiye hanım, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Öte yandan Serdarlı’nın sevilen isimlerinden, Uçaroğlu ailesinin yardımsever mensubu, iyi insan Sevinç (Ayşen) Çınaroğlu’nun hayatını kaybetmesi, ailesi ve dostlarını yasa boğdu. Ailesi, mekânının cennet olmasını diledi.
Alayköy’ün sevilen simalarından Özner Özgüler ise Lefkoşa’da toprağa verilirken, ailesi ve dostları derin üzüntülerini dile getirdiler. Vadili’nin sevilen çınarlarından Hüseyin Sülük de yaşama veda ederek, Vadili’de toprağa verildi. Ailesi ve köy halkı, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.
Yorumlar kapalı.