Vehbi Mahmutoğlu, Lefkoşa’ya geldiğinde, Halkın Sesi’ne mutlaka uğrar, kahve içer, sohbet ederdik. Son dönemlerinde rahatsız olduğundan Lefkoşa’ya hastaneye tekerlekli sandalye ile gelirdi. Dr. Küçük ve Denktaş’ın kapısını çalmadan giren Erenköylü bir ‘Bereketçi’ idi, Mücahit idi… Kardeşi Celal ha keza! Onları, küçük kardeşleri, değerli arkadaşım merhum Burhan Mahmutoğlu vasıtasıyla tanımıştım. Varoluş mücadelesi yıllarında topluma verdikleri hizmeti unutabilmek mümkün değildir.
EOKA’nın azdığı dönemde Bereketçilerin balıkçı tekneleriyle Anamur’da Erenköy’e taşıyabildiği silahlar sayesinde direniş sağlanabilmişti. Tüm deniz limanları Rumların kontrolünde olduğundan EOKA adına silahlar rahatlıkla adaya girebilirken, Türklerin kontrolündeki sahil şeridi Erenköy, Yeşilırmak ve Kaleburnu köyünden ibaretti. Bu nedenle Bereketçilerin çektiği korku, yaptıkları fedakârlık asla unutulamaz.
Onları bir kez daha rahmet ve saygıyla anarken, arkadaşımız Bülent Fevzioğlu’nun bir süreden beri ‘Sular Çekti Onları’ adlı yazı dizisinde bu fedakârlıklar en detaylı biçimde ifade edilmektedir. Bülent Fevzioğlu’nun yazı dizisini bir kitaba dönüştüreceğini ümit ediyorum.
Emekli Albay İsmail Tansu da ‘Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu’ isimli kitabında, Bereketçilerin çok zor koşullar altında, ölümü göze alarak, Kıbrıs Türklerinin savunması için dalgalarla boğuşarak silah getirmelerine geniş yer vermektedir.
1 Ağustos Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 48’inci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) 66’Iıncı ve Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü yıldönümünü Toplumsal Direniş Bayramı olarak kutladık. Bu münasebetle başta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olmak üzere, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, Maliye Bakanı Özdemir Berova, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz yayınladıkları mesajlarda, 1 Ağustos’un önemini vurguladılar.
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) aslında bir gereklilikti. EOKA 1 Nisan 1955’te Ada’nın her yanında bombalar patlatarak harekete geçtiğini duyurur ve dağıttığı broşürlerde, amaçlarının Ada’nın Yunanistan’a ilhakı (ENOSİS) olduğunu açıklarken, Kıbrıslı Türklerin bu duruma daha fazla sessiz kalması mümkün değildi. O günün gençleri heyecan içinde kümeleşerek ‘Kara Çete’, ‘Dokuz Eylül’ ve ‘Volkan’ gibi isimler altında örgütlenmelere girdiler. Dr. Küçük, Volkan’ı kurdururken, yönetimini de Mobilyacı Şakir Usta’ya vermişti.
Ancak bu örgütleri toparlama ve bir çatı altında toplama ihtiyacı duyulmuştu. EOKA o kadar ileri gitmişti ki, İngilizlerden sonra silahlar Türklere doğrultulmuş, Türklerin de ‘hesabı görüldükten’ sonra, hedefe ulaşılacağı açıklanmıştı. Ada kan gölüne dönerken, Dr. Küçük’ün girişimleri sonucu Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, durumun hassasiyetini Başbakan Adnan Menderes’e anlatarak onayını alması üzerine, Özel Harp Dairesi Başkanı Daniş Karabelen yetkili kılınmıştı. İlk Bayraktar Rıza Vuruşkan’ın bu konudaki hizmetleri yadsınamaz.
TMT’nin ‘Kıbrıs ayağı’ Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Eğlence’de Türkiye Konsolosluğu Ataşesi Kemal Tanrısevdi’nin evinde, Rauf Denktaş ve Burhan Nalbantoğlu’nun katılımlarıyla oluşturulmuş, orada hazırlanan bildiri teksir edilerek çoğaltılmış ve broşür halinde dağıtılmıştı.
Yeri gelmişken bir serzenişte bulunacak olursak, Tanrısevdi’nin Lefkoşa’da kabrinin nerde olduğunu bilen, mezarına giden bir dua okuyan var mı diye sormadan edemiyorum. Ahde vefa bu mudur diye de sormak gerekmez mi?
Her ne ise, günün anlam ve önemini belirten Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, devletin sınırlarını, vatan toprağını, ve Mavi Vatan’ı korumanın GKK’nin görev tanımı çerçevesinde olduğunu ve bundan büyük gurur duyduklarını ifade etti. Aytaç, Ada’daki Türk varlığının bu günlere gelmesini sağlayan TMT’nin devamı olmalarının gurur verici olduğunu kaydetti.
Bu münasebetle şehit düşen Mücahitlerimize Allah’tan rahmet, hayatta olan gazilerimize de sağlıklı bir yaşam dileriz.
***
Hasan Karagözlü ve Ferhat Mamülcü
Karaoğlanoğlu ve Lefkoşa’da defnedildi
Çok değerli, iyiliksever insan, merhume Zehra Karagözlü’nün eşi Hasan Karagözlü dün Karaoğlanoğlu’nda toprağa verildi. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, çocukları Uğur Karagözlü (merhum), İnanç-Meryem Karagözlü, torunu Olgaç Karagözlü, acılarının sonsuz olduğunu ifade ettiler, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.
Bu arada Mamülcü ailesinin değerli büyüğü, herkes tarafından sevilip sayılan Ferhat (Serhat) Mamülcü’nün dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandığı tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Mamülcüoğlu ailesi, yokluğuna asla alışamayacaklarını belirterek, acılarının sonsuz olduğunu ifadeyle, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını diledi.
Öte yandan Engin Kemal Örek’in eşi Jennifer Anne Kathleen Örek’in vefatı nedeniyle tüm dost, akraba ve sevenlerine derin üzüntü dile getirildi, onu hiçbir zaman unutmayacakları ifade edildi. Çocukları Janan ve Peri Örek, Danyal Örek ve Donna Mackay, torunları Nyssa Rogers, Finnley Örek, Daisy ve Mollie Mackay, mekânının cennet olması temennisinde bulundular.
Diğer yandan sevilen isimlerden Metin Bayram dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı.
Yorumlar kapalı.