Kayıp Şehit Milletvekili Cengiz Ratip, 61’inci ölüm yıl dönümünde Cumhuriyet Meclisi’nde, adının verildiği kütüphanede düzenlenen törenle anıldı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cengiz Ratip’in eşi Hayriye Hanım’ı gördüğünde duygulandığını dile getirerek, Polili olarak Hayriye Hanım’ı, eşini ve ailenin yeni kuşağını akraba olarak bildiklerini söyledi. “Biz bu topraklarda bu şehitlerimizi beyhude vermedik.” diyen Tatar, suçluların mahkemeye verilmesi noktasında da uluslararası camiaya baskı yapacağız. Çünkü bu basite alınacak bir olay değildir.” dedi.
Meclis Başkanı Ziya Öztürkler de, Ratip’in çok ulvi görevlerde bulunduğunu söyledi. Öztürkler, Ratip’in 1964 yılında cesur bir şekilde Poli’deki Türk evlerinin yıkılmasına müdahale etmeye çalıştığı bir günde şehit edildiğini hatırlattı. Aile adına konuşan Mustafa Kemal Gökeri de, babasının barış yanlısı bir kişi olduğunu, gerek Türk, gerekse Rum toplumundan yardıma muhtaç kimseleri asla geri çevirmediğini vurguladı, sorunların diyalog ve barışçıl yollarla çözülmesini savunduğunu kaydetti.
Cengiz Ratip çok iyi bir insandı. Gökeri’nin de ifade ettiği gibi, her şeyden önce insancıl, yardımseverdi. Lefkoşa’ya geldiğinde Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ü ziyaret eder, kahve içer, sohbet ederlerdi. Bu vesile ile kendisini tanımıştım. Haksızlığa tahammülü yoktu. Mekânı cennet olsun.
Diyeceğim o ki, Bu Ada’nın Yunanistan’a ilhakı anlamına gelen Enosis uğruna nice canlar gitti. Suçlu mu, suçsuz mu olduklarına bakmaksızın! Nice masum insanlar, aileler yok edildi. Toplu mezarlara gömülenlerin suçu neydi? O minnacık yavrular da mı Enosis’in önünde birer engeldi? Ne acıdır ki, bu cinayetleri işleyip de hayatta olanlar hala ellerini kollarını sallayarak, hiçbir ceza almadan dolaşıyorlar.
Savaş esnasında karşılıklı vuruşmalar başka, suçsuz günahsız insanları katletmek gene başka! Bu acı manzaraları Ayvasıl’da gördük. Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ve diğer yerlerde gördük. Gözlerimizin önünden bir türlü gitmiyor. Yüz yıl geçse de gitmez! Onlar, Enosis’in önünde engel değildi. Barış, huzur ve güven içerisinde yaşamaktan başka bir istek ve düşünceleri de yoktu. Bu cinayetleri işleyenler herhalde şimdilerde vicdan azabı çekmekte, geceleri rahat uyku uyuyamamaktadırlar.
Türk olsun, Rum olsun; bu adada kahrolası Enosis uğruna nice canlar yok oldu. Hele Enosis’i gerçekleştirmek için hazırlanan ve 21 Aralık 1963 tarihinde uygulanması için düğmeye basılan ‘Akritas Planı’ sayesinde bu ülkeye yapılan kötülüğün, akıtılan masum kanının haddi hesabı yoktur. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen, bu yaralar henüz kapanmış değildir.
Kapılar yeni açıldığında, Türkler, Güney’de, Rumlar da Kuzey’de terk ettiklerini evlerini ziyaret etmekteydi. Karşılıklı ziyaretler yoğun bir şekilde devam ederken, Akdeniz köyündeki kadın, kapının önünde komşularıyla sohbet ederken, “Aha eşimin katili Eoka’cı. Sıkılmadan arkadaşlarıyla köyü ziyarete de geldi.” diyerek, fenalık geçirmişti… Hiçbir şey olmamış gibi, ellerini kollarını sallayarak gezinmişlerdi.
Buna benzer nice örnekler vardır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, suçluların mahkemeye verilmesi noktasında uluslararası camiaya baskı yapılması gerektiğini dile getirdi. Öyle de kolay değil. Aradan bunca yıl geçti. Haber bekleyen ailelerin acıları dinmedi. Onlarla yakından ilgilenmek, onurlandırmak gerek. Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi, biz bu topraklarda bu şehitlerimizi beyhude vermedik.
Zamanının sevilen, popüler, gelecek vaat eden, değerli milletvekili Şehit Cengiz Ratip’i bir kez daha saygıyla anar, eşi ve ailesine sabırlar dileriz.
İyi pazarlar.
Yorumlar kapalı.