Akay Cemal

Ada’da yeni geçiş kapıları ve Guterres’in Rumlara uyarısı…







Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Lider Nikos Hristodulidis, 20 Ocak Pazartesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın ara bölgedeki ikametgahında bir araya gelecek. İki lider görüşmede yeni geçiş kapılarının açılabilmesine yönelik istişarelerde bulunacak.

Cumhurbaşkanı Tatar, Metehan’da yaşanan sıkışıklığı da giderecek, Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş kapısının açılmasının şart olduğunu söyleyerek, Haspolat Kapısı’nın açılmasını önermişti. Söz konusu kapının açılmasıyla araçlı geçişlerde rahatlama sağlanması, aynı zamanda iki taraf arasında Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaretin hacminin de artırılması hedefleniyor.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçen gün Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la yapılan ortak basın toplantısında, Hristodulidis’e yeniden çağrıda bulunmuş, Haspolat Kapısı’na bir karşılık istiyorsa, bir an önce bir geçiş kapısı önerisi yapmasını istemişti. Rum tarafı ise, Haspolat Kapısı’na karşılık, başka bir geçiş kapısı değil, yatay ve güneyden güneye olacak şekilde transit geçişler talep etmektedir.

Bu da ne demek? Mesela Akıncılar bölgesinde Kiracıköy’den bir başka Rum köyüne, Erenköy’den de bir Rum köyüne transit geçiş sağlayabilmek… Halbuki Ersin Tatar, Haspolat’ı kendilerine iki yıl önce önermiş, haklı gerekçelerini de sunmuştu. Hal böyle iken Rum tarafı, kasıtlı olarak illa ki askeri bölgeleri işaret etmektedir. Kıbrıs Türk tarafı ise bu konuda iyi niyetini ortaya koyarken, Haspolat’a ilişkin haklı gerekçelerini de açıklamış, Metehan Sınır Kapısı’nda araçlı geçişlerdeyoğunluk yaşandığını, bu durumun her iki tarafta da şikâyetlere neden olduğunu ve tıkanıklığın giderilmesi, araçlı geçişlerin rahatlaması bakımından en uygun yer olarak Haspolat’ı işaret etmişti.

Konu kara sınır kapılarından açılmışken, bu noktada niyetin son derece önemli olduğunu da vurgulamak gerekir. Örneğin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ada’daki BM Barış Gücü’nün son 6 aylık faaliyetine de değinen taslak raporunda, Lefkoşa’da ara bölgeye yakın bir araştırma kurumunun, Rum Savunma Bakanlığı’ndan çevre duvarlarına güçlendirilmiş ateşleme noktaları eklemesi yönünde talimat aldığını açıklayarak, bu politikaya karşı Rum yetkililer nezdinde protestoda bulunduklarını belirtti.

Guterres, “sivil yapılara askeri mevziler gizleyerek, asker ve siviller arasındaki çizgiyi kasten bulanıklaştırma politikası, ciddi insani kaygılar doğruyor” diyerek, eleştirilerde bulunmuştu. Genel Sekreter ayrıca “Bu durum, sivilleri riske atabilir” şeklinde uyarı yapmıştı.

İşte niyet dediğimiz bu değil midir? Ara bölge yakınındaki bir araştırma kurumunun çevre duvarlarına güçlendirilmiş ateş noktaları yerleştirmek de ne demek? BM Genel Sekreteri bu konuda ciddi kaygılarını dile getiriyor ve Rum yönetimini eleştiriyor. Karma köy Pile’de, Türklerin geçişini rahatlatma amacına yönelik yol yapımına itiraz ederek, ortalığı velveleye verenlerin, ara bölgede, askerin kullandığı mevzilerde değil, fakat sivil yapılara askeri mevziler gizleyerek, sivillerin hayatını riske atmalarına ne demeli? Bu durumu Kıbrıs Türk tarafı değil, bizzat BM Genel Sekreteri dile getiriyor ve ne denli tehlikeli olduğunu anlatıyor.

Bu olayı dikkate alarak, Rum Lider Hristodulidis’in, Haspolat’a karşılık makul bir yer ismi verememesinin nedeni daha iyi anlaşılmaktadır. İnşallah Ersin Tatar ile yapacağı görüşmede verir de, biz de kendisini ‘iyi niyetten yoksun’ diye suçlamaktan vazgeçeriz.

Ada’da yeni geçiş kapıları ve Guterres’in Rumlara uyarısı…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.