Takvimin yaprakları kuş gibi hafifledi. Ne kaldı ki geriye? Sadece birkaç yaprak… Koskoca 365 günün son yaprakları da artık koparılıyor. Yeni yıl heyecanı şimdiden her yanı sarmış vaziyette!
Yalnız bizde mi?
Tüm dünyada!
İyisiyle kötüsüyle, savaşıyla barışıyla, tatlısıyla tuzlusuyla, ahıyla vahıyla 2019 yılının son basamaklarındayız.
Birkaç gün sonra son basamaktan inecek ve nice dilekler ve temennilerle 2020 merdivenine tırmanacağız. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yeni yılın arifesinde kurum ve kuruluşlarda kokteyller, yemekler tertip edilir, bir yılın muhasebesi yapılır.
KIBRIS Medya Grubu da geçen gün benzeri bir etkinlik düzenledi. Yönetim Kurulu Başkanı Asil Nadir, 2019 yılını değerlendirirken, ülke adına sıkıntılı geçtiğini söyledi. Önümüzdeki senenin siyasi ve ekonomik anlamda çok daha iyi olacağına inanç belirten Nadir, idealinin ‘kendini yöneten onurlu insanların yaşadığı bir ülke yaratılması’ olduğunu vurguladı.
Gelecek için insanların endişe duyduğunu söyleyen Asil Nadir, sevginin ve insanların birbirinden aldığı gücün zor zamanların aşılmasına yardımcı olduğunun altını çizdi. Nadir, “Umarım siyasi istikrar ve ekonomik bir yapı için 2020 yılı çok hayırlı olacak” dedi. KIBRIS Medya Grubu Kurucu Başkan Yardımcısı Nur Nadir de, 2020 yılı için yeni proje ve planların olduğunu kaydetti.
Asil Nadir dünyaca ünlü bir işadamı… Nice badireler atlatmış, feleğin çemberinden değil, çemberlerinden geçmiş bir Kıbrıslı Türk. Kendi yurdu adına nice risklere girmiş, fedakârlıklarda bulunmuş bir kişi. Bir dönem şirketlerinde çalışan sayısı 100’ler değil, on binlerceydi… ‘Sarı Altın’ dediğimiz narenciye en parlak dönemini yaşamıştı. Üzerine basa basa ‘siyasi istikrar ve ekonomik yapı’ demesi, özellikle insanların duyduğu ‘gelecek kaygısı’ üzerinde durmak gerek.
1975’ten bu yana esaslı bir şekilde siyasi istikrarın sağlanabildiği söylenemez. Her bir buçuk yılda yeni bir hükümet oluşumuna gidildi, gidenin yaptığını veya yapacağını gelen bozdu, projeler yarım kaldı, sonuçta bir türlü hayata geçirilemedi. Halk seçimden seçime sürüklendi. Ama gelecek kaygısı devam etti ve ediyor da! ‘Ben yaparım olur’ zihniyetine bir de popülizm eklenince, mutsuzluk hakim oldu. Siyasi istikrarsızlık, ekonomik istikrarsızlığı da beraberinde getirdi, böylelikle kısır bir döngü içinde dolanıp duruldu.
Karşı unsur, sırf KKTC’nin hayır etmemesi için şeytanla bile işbirliğine giderken, üzerimizdeki baskıyı her yönden artırdı. Ancak her şeye karşın, kendi kendimize yetebilecek bir konuma gelmememiz için herhangi bir neden olmaması gerek. Yanı başımızda 82 milyon anavatan Türkiye vardır. İlişkilerimiz her geçen gün ‘olması gereken’ düzeye doğru yol almaktadır. Rum tarafı, haksız yere tanınmışlık ve AB üyesi olmanın avantajlarını tepe tepe kullanırken, Kuzey Kıbrıs da çaresiz ve alternatifsiz değildir.
Asil Nadir’in dediği gibi, kendini yöneten, onurlu insanların yaşadığı bir ülke niye yaratılmasın? Bunca üniversitemiz var, dünyada birçok ülke ile ticari ilişkilerimiz söz konusu. İklimi ve güzelliği bakımından turistler için ideal bir tatil yeri… Eksiklerimiz elbette vardır ve olacaktır da! Ancak dünyanın gözü doğalgaz zenginliği nedeniyle Doğu Akdeniz’e çevrilmiş bulunurken, içinde bulunduğumuz coğrafyaya, dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’a da ilgi giderek artmaktadır. Gelişmeleri yakından takip ederek ve değerlendirerek avantaja dönüştürebilirsek, hem ülkemiz kazançlı çıkar, hem de halkımız!
Sırası geldikçe tekrar değineceğiz. İyi pazarlar.
Yorumlar kapalı.