Ahmet Tolgay

Yaşam bir armağandır…







   MİNİ YORUM: Tekerlekli sandalyeye zorunlu duruma gelen emektar ve bilge bir insanımızın o acı ifadesiyle bana dediğidir: “Popomuz önemlidir… Ayaklarımız üzerinde duramadığımızda popomuz üzerinde dururuz…”  Bu sevgili insanımızın yeniden ayağa kalkma mücadelesi azimle sürüyor… Güçlü iradesi ve zehir zemberek beyniyle bu mücadeleyi de kısa sürede başaracağından eminim…
*
* Gün itibarıyla yılın son ayına girmiş bulunuyoruz… 2024’ün pabucunu dama atma ritüelleri tam gaz başlayabilir…
* 2025’te hayat pahalılığı tahsisatları yılda 3 kez değil, 2 kez ödenecek: Acı soru: Enflasyon denetime mi alınacak, yoksa kendiliğinden mi düşecek?..
* Polisin her denetiminde yüzlerce araç trafikten men ediliyor… Ha gayret!.. Kaos belki bu men cezalarıyla bastırılır…
* Trafik bunalımı büyüdükçe büyüyor… Trafiğin çok yoğun ama yavaş aktığı Lefkoşa Dereboyu da artık trafik kazalarıyla anılır olmuşsa, şapkayı önümüze koyup düşünmeli ve bu kökleşen bunalımdan çıkış yolları ciddiyetle aranmalı…
* Dereboyu’ndan Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’na gelecek olursak: Bu başkent arteri, dur durak bilmeyen kazaların bunalımına dönüşeli çok oldu…
* Belediyemiz bir yıl içinde şu kaotik Lefkoşa başkentimize yarım milyar TL’lik yatırım yapmış… Bu yarım milyarlık yatırımın kentsel yaşamımıza yansıyan olumlu sonuçlarını fark edenimiz var mı?.
* Güvenliksiz iş yerlerinde gittikçe artan iş facialarıyla ilgili soru işareti: Kaza mı, cinayet mi?!..
* Bize fahiş fiyatla patates satanları boyuna eleştiriyoruz ya, sadece fiyatı değil, patateslerin üzerindeki çamuru da gittikçe artırdılar… Eleştirdiğimiz patatesçilerin intikam mı bu?!.. İyi de, bunca çamuru evlerimize göndermekte berdevam olurlarsa patateslerini ekecek toprağı da bulamayacaklar!..
* Nikos Hristodulidis’in militarist politikalarını protesto eden Rum topluluklar Kıbrıs’ın savaş üssüne dönüştürüldüğünden yakındılar… Ha bileydiniz bunu… Güney Kıbrıs artık tek kıvılcımda patlayacak bir barut fıçısı…
* Güzel haber: Türkiye, kuantum bilgisayar geliştiren dünyadaki sayılı ülkeler arasına girdi. Şu an dünyada kuantum bilgisayar teknolojisine sahip yalnızca 15 ülke bulunmaktadır ve bu 15 ülkeden biri de Türkiye…
* Dövizin yatay seyretmesine, hatta düşmesine rağmen fiyatlar uçmakta berdevam ise, demek ki ortada bir döviz sorunu yok, ahlâk sorunu var…
* ABD Cumhurbaşkanlığını halen sürdüren Joe Biden, Lübnan bağlamında ateş kesin şartlı olarak sağlanmasından sonra “Gazze’de ateşkes için Türkiye, Mısır ve Katar ile çalışacağız” dedi. Laf!.. Ateşkesin sağlanabilmesi için ABD’nin İsrail’e silah ve para yardımının durdurulması gerekir öncelikle…
* Ve güncel: ABD, İsrail’e 680 milyon dolarlık yeni bir silah satışı yaptı…
* Prof. Dr. Canan Karatay, yaşamı boyunca hiç aşılanmadığını ve aşıya da şiddetle karşı olduğunu açıkladı… Gündemde kalabilmek adına, absürd de olsa,  ille de bir şeyler söyleyecek bu hatun da, yani!…
* Haftanın öğüdü Hz. Mevlâna’dan: “Kalbinizle yaptığınız her güzel şey size mutlaka geri dönecektir.”
* Demiş ki; “Yaşam bir armağandır.” Dostoyevski.
* Büyük harflerle yazılması gereken: İZLENDİĞİNİN BİLİNCİNDE OLAN, ADIMLARINI DAHA DİKKATLİ ATAR.

* Temel’in dünyası: Temel Vahşi Batı’nın Teksas’ında… Barda içkisini yudumlamakta… Az sonra bara giren adam barmen kadının kafasının üzerine bir şişe koyar, silahını çekip ateş eder… Şişe paramparça… Ateş eden silahşor elini gururla kaldırıp “I am Pekos Bill” der… Daha sonra bara bir başka adam girer… O da kadının kafasının üzerine boş bir konserve kutusu koyar… Silahını hızla çekip ateş eder. Kutu paramparça… Silahşor elini gururla kaldırıp “I am Red Kit…” der… Kendini gösterme hevesine kapılan Temel yerinden kalkar… İçki bardağını kadının başının üzerine yerleştirir,  tabancayı çekip tetiğe basar… Kadını tam alnının ortasından vurur… Elini havaya kaldırıp “I am sorry…” der ve bardan çıkıp gider…
* Ve dizeler… Can Yücel’den: “Ben sana gitme demiyorum, / Hobi olarak yine git. / Ama bakkala git, kuaföre git / Ne bileyim komşuya git. / Fazla uzaklaşma benden, / Özlüyorum…”

Yaşam bir armağandır…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.