
Kiraların bankaya yatırılması zorunluluğunun getirilmesi gelirin kontrol altına alınması yoluyla kayıt dışı ekonomiye yöneltilen bir enstrümandır kuşkusuz… Ama yeterli ve etkin mi?.. Değildir… Hükümet kararına uyanlar tabii ki olacak da, kaçak kiralar, naylon sözleşmeli kiralamalar, kira stopaj vergilerini iç etmeler, bu karmaşık düzenimizde yine berdevam olacaktır…
Diyeceğim o ki, apartmanlar yasası uygulanmadan, maliyenin müfettişleri sahaya inmeden, kuşkulu konutların kapıları teker teker çalınmadan kira vergi kaçakçılığıyla kapsamlı bir mücadele yapılamaz ve başarılamaz…
Vergi kaçakçılığı çağdaş ülkelerde en bağışlanmaz suçlardan biri sayılır… Ve hapislik dahil, en ağır cezalara maruz bırakılır… Vergi kaçakçısını toplum önünde teşhir etmek de, caydırıcı yöntemler arasındadır tabii ki… Nimetlerinden yararlanılan, o nimetler sayesinde kazanç sağlanan devleti çalmak ne demektir yahu?..
***
Örneğin ABD vergi kaçakçılığının asla “affedilmez” olduğu ülkedir ve bu bağlamda en sert cezalar uygulanır… Bu konudaki duyarlılık, gerçekçi irdelemelerle Hollywood filmlerinde yansıtılarak hem içe ve hem de dünyaya mesajlar verilmektedir… Başrollerinde Kevin Kostner, Sean Connery ve Robert de Niro gibi güçlü ünlü oyuncuların oynadığı 1987 yapımı “Dokunulmazlar” filminde, marifetlerini hiçbir kanıt bırakmadan sürdüren suç dünyasının baronu Al Capone’un ancak bir vergi kaçakçılığı saptamasıyla içeriye tıkılıp iflahının kesildiği anlatılır… Robert de Niro bu filmde Al Capone rolünde harika bir performans sergiler, vergi kaçakçılarının sonunu irdelerken…
***
Verginin kutsallığını ve vazgeçilmezliğini anlatan Amerikan filmleri çoktur aslında…
Örneğin bunlardan biri de 1980 yapımı orijinal adı “The Blues Brothers” olan ünlü “Cazcı Kardeşler” dir…
Müzikal tarz bu filmin en önemli özelliği devlete olan vergi yükümlülüğünün kutsallığını ve vazgeçilmezliğini kara mizahla vurgulamayı sürükleyici bir öyküsünün odağına koymasıdır…
Öykü kısaca şu: Müzisyen Jake Blues hapisten çıkar çıkmaz kardeşi Elwood ile birlikte eski öğretmenleri Rahibe Mary Stigmata’ya koşar ve ondan korkunç gerçeği öğrenir: Birlikte büyüdükleri yetimhane devlete olan 5000 dolarlık vergi borcu yüzünden kapatılmak üzeredir!…
Çılgın kardeşler vergi borcu 5000 doları temin edip bu hayır kurumunu kurtarmak için seferber olurlar… Jake ve Elwood eski müzisyen arkadaşlarını bir araya toplayarak bir konser vermeyi başarırlar… Bu iddialı organizasyonu yaparken de, kural tanımazlıklarıyla Şikago’nun altını üstüne getirecekler… Peşlerinde tüm bir polis filosu ve Naziler olduğu halde müthiş bir serüvene girişecekler… Şikago caddeleri kovalamaca sırasında araba mezarlığına dönüşür…
Cazcı Kardeşler’in en sonunda ulaşabildikleri Vergi Dairesi binasının bazı bölümleri de patlamalar ve çarpmalarla enkaza dönüşür… Polis ve asker operasyonu adına müthiş pahalı külfetler göze alınır…
Öykünün sonunda çılgın Cazcı Kardeşler konserden sağladıkları 5000 dolarlık vergi borcunu vezneye yatırmayı başarırlar, ama bunun maliyeti devlete milyonlarca dolardır…
ABD Devletinin sadece 5000 dolarlık vergi borcunu tahsil edebilmek adına milyonlarca dolarlık zararı göze alması kıssadan çıkarılması gereken hisse olmalı…
Ne dersiniz dostlar?.. Bizim vergi kaçakçılığının hep gündem oluşturduğu şu KKTC’mizin de bu hisseden pay ve ilham alması gerekmez mi?…
Yorumlar kapalı.