Ahmet Tolgay

Vakfedilen toprakları satmak







Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT); aralarında İngiliz, İsrail ve İran vatandaşlarının da yer aldığı yabancıların KKTC’de mülk edinmelerini izlemeye aldığını açıklayan TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hafta içindeki bu vurgularıyla bir dalgalanma yarattı…

Bir kez daha anlaşıldı ki, Kıbrıs’ta hiçbir şey, hele de stratejik konular, Anavatan Türkiye’nin yakın gözetimi ve denetimi dışında değildir… Fidan’ın vurgulamaları gündemin baş sıralarına yükselen  “yabancılara maş satışı” konusuna yeni bir boyut getirirken, kimi çatlak ses de bu vurgulamaları “KKTC’nin içişlerine karışmak” gibi falso bir yaklaşımla ele aldı…

Neden mi falso?.. Anavatan Türkiye için stratejik önemi olan KKTC’deki toprak satışları furyası elbette ki Türkiye’yi de yakından ilgilendirir… Mehmetçik can ve kan vererek, Türkiye’nin güvenliği de gözetilerek, bu coğrafya parçasını Türkleştirdi, Türk’e güvenli vatan yaptı… Mehmetçik sınırları da düşmanı caydırıcı bir güç olarak bekleyerek, bu tarihi nöbetiyle KKTC’nin güvenliğini ve kökleşip gelişmesini sağlıyor…

Mehmetçik eylemi ve nöbeti ile sağlanan bu güvenli ortamda yabancılara toprak satışı olayının gözetim ve denetim altında tutulması elbette ki garantörümüz Türkiye’nin sorumluluğu ve zorunluluğudur… Bu sorumluluk ve zorunluluğa gösterilen duyarlılığın TC Dışişleri Bakanı ve geçmiş dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından ifade edilmesi beklenen doğal çıkıştır…

Kontrolsüz biçimde yabancılara satılan dönümlerce mülk, KKTC kalesini içten fethetme gibi bir süreç ve amaç kazanırsa, elbette ki güvenliğin garantörü Türkiye buna kayıtsız duramaz… Bu gerçek kulağa küpe yapılırken, acil olarak çıkarılacak yasalarla rayından çıkmış durumlar düzeltilmelidir…

***

Her ülke yabancılara mal satışına ciddi denetim getirmiştir… Örneğin bir başka Akdeniz adası olan Malta’da yatırım söz konusu olduğunda taşınmaz mal satılmaz, malı satmak yasaktır… İhtiyacı olan toprak, dış yatırımcıya uzun vadeyle devlet denetiminde kiralanır…

Denetimsiz ortamda taşınmaz mülk sahibi olan yabancılar, o ülkenin vatandaşlığına bile geçirilseler, zaman içinde siyasal, stratejik ve ekonomik güce dönüşürler… Adalet bile mülkün temeli olur… Filistin trajedisi bu bağlamda bize en yakın ve en güncel örnektir… O nedenle “Filistinlileştirme” gibi bir olasılığa “hayır” diyoruz…

Şehitlerin, gazilerin ve ecdadımızın bize vakfettiği topraklar üzerinde yaşıyoruz… Vakfedilmiş topraklar yabancıya satılabilir mi?.. Vakıf malı, bir yatırım aracı olarak değerlendirilecekse ancak kiralanabilir… Çok uzun vadeyle de kiralanabilir tabii ki…

***

Karpaz yöresinden Belediye Başkanı gibi yetkili ağızlar toprağın yüzde 85’inin el değiştirdiği alarmını verirken, kimi kıdemli Esentepeli dostlar, evlat ve torunların atalarının yıllar önce yok pahasına sattıkları topraklar üzerinde artık işçilik yapmaya başladıklarını tarafımıza duyururken, küresel gıda krizinin tetiklendiği bir dünyada üretim ve tarım arazilerinin göz göre betonlaştırıldığına tanık olunurken, neyse ki bizim uyanışımız Filistinlilerin uyanışından daha erken olmuşa benziyor…

Yabancılara mal satımıyla ilgili belirli kısıtlamaları öngören yasaların yolda olduğunu İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un Meclis kürsüsündeki açıklamasından öğrendik…

Bu yasanın içeriğinin noktasından virgülüne dek halkımıza açıklanması ve Meclisten erken geçip, yürürlüğe de erken girmesi acil beklentimizdir…

Vakfedilen toprakları satmak
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.